Cengiz Çandar'a taktik!
Abone olTürkiye'de büyük gürültü koparan Ermeni Konferansı'na dinleyici olarak giden Cengiz Çandar'ın başına gelmeyen kalmadı. Ahmet Hakan işte tam bu noktada devreye girdi.
Ermeni Konferansı'nın yapıldığı Bilgi
Üniversitesi'nin önündeki yumurtalı protestolardan gazeteci Cengiz
Çandar da nasibini aldı. Çandar, konuşmacı değildi, sadece
gazetecilik görevini yapmaya gitmişti Bilgi Üniversitesi'ne.. Ünlü
olmanın kötü tarafı işte bu, protestocular Çandar'a adeta yumurta
yağdırdı.
İşte bu görüntüler, Hürriyet yazarı Ahmet Hakan'ın dikkatinden
kaçmamış olmalı ki, oturmuş, meslektaşına taktik vermeye karar
vermiş:
-Artık şuna kesinlikle inanıyorum:
Cengiz Çandar, Türk basının çok kadersiz ve de talihsiz bir
yazarıdır.
Neden mi?
Çünkü: Halil Berktay, Murat Belge, Taner Akçam gibi ‘Elebaşılar’,
en küçük bir sataşmaya maruz kalmadan, ellerini kollarını
sallayarak ‘Ermeni Konferansı’nın yapıldığı Bilgi Üniversitesi’ne
girebilmişlerdir.
Buna mukabil...
Konferansın düzenlenmesinde en küçük rolü bulunmayan, olaya salt
‘dinleyici’ bağlamında dahil olan ‘zavallı’ Cengiz Çandar, koca
Ermeni Konferansı’nın bütün sorumluluğunu üstlenircesine sırtına o
iki yumurtayı yemiştir...
Konferans başarıyla tamamlanmıştır, kıyamet kopmamıştır, Batı
medyası Türkiye’ye övgüler düzmüştür, AB yolunda bir müşkülat daha
çözülmüştür...
Yani her şey tıkırındadır...
Ve fakat...
Olayın tek zayiatı, Çandar’ın Lacoste marka lacivert gömleği
olmuştur.
Gömleğin sırt kısmındaki iki adi yumurta izi, Ermeni Konferansı’nın
tek vukuatının kanıtı olarak orada öylece durmaktadır.
***
‘Vicdanları kanatan ve yaralayan’ bu olay karşısında bir şeyler
yapmayı görev bilen yazarınız, Cengiz Çandar’a birkaç işe yarar
tüyo vermeye karar vermiştir.
Amaç, Çandar’ın bir sonraki ‘Riskli etkinlik’te donanımsız
kalmasına engel olmaktır...
Umarım, Çandar, ‘Ben ki Maoist örgütlenmelerden, Filistin
kamplarından geliyorum. Senin tüyolarına ihtiyacım yok’ diyerek
yararlanmaktan kaçınmaz...
***
İşte tüyolar:
Cengiz Çandar diyelim ki her zamanki gibi, biraz gecikmiş bir
şekilde, Ülkücü/İşçi Partili grupların ‘Haince’ buldukları bir
etkinliğe gitmektedir.
Ve yine diyelim ki kapıdaki grup, ‘Burası Türkiye! Ya sev ya terk
et’ sloganı atmaya başlamıştır. Cengiz Çandar şunları
yapabilir:
BİR: Yüzüne hüzünlü bir ifade oturtan Çandar, bir Türk Sanat Müziği
bestekarına özgü ağır başlı edayla, ‘Bir ihtimal daha var. O da
ölmek mi dersiniz...’ diye sorabilir... Ya da Attila İlhan’dan
‘Ayrılık da sevdaya dahil’ dizesini patlatabilir... Karşı taraf
kısa bir süreliğine dumura uğrayacaktır.
İKİ: Çandar, ‘öğreten adam’ havasına girip, slogan atan ekibe şöyle
seslenebilir: ‘Arkadaşlar, bakın, bu attığınız sloganın İngilizcesi
‘Love it or leave it’ şeklindedir.’ Bu kısa nutuk karşı tarafın bir
süreliğine gaflete düşünmesine neden olacaktır. Çandar, işte bu
fırsattan yararlanıp olay mahallini ufaktan terk eder.