Cengiz Çandar Erdoğan'ın damarına bastı
Abone olSuriye konusunda izlenen politikada gelinen 'yalnızlığı' Cengiz Çandar sert dille eleştirdi. Erdoğan'a sorular yönelten Çandar
İNTERNET HABER - ABD, İngiltere ve Fransa'nın
başı çektiği gönüllü koalisyon Suriye konusunda çarkedince Türkiye
ortada kalmıştı.
Türkiye'nin Suriye politikasını analiz eden ünlü gazeteci Cengiz
Çandar, hükümetin damarına basacak tespitlerde bulunuyor.
Çandar'a göre artık dış politikada şapkayı önümüze koyup düşünme
zamanı. Çünkü Suriye konusunda izlenen bütün politikalar çamura
saplandı. Türkiye çıktığı yolda bir başına kaldı ve tek başına da
bir şey yapacak güçte değil.
ERDOĞAN ÇEKİ KIRDIRMAYI DÜŞÜNÜR
MÜ?
Erdoğan'ın Rusya'daki G20 zirvesine giderken "her türlü
operasyona açık çek" verdiğini hatırlatan Çandar, şu
soruyu yöneltiyor;
"Şimdi dönüp Tayyip Erdoğan’a, “‘Her türlü koalisyona katılmaya
hazırız’ diye dünya dış politika tarihinde pek rastlanmadık
türden, bir ‘açık çek’i, St. Petersburg’a gitmeden
Obama’ya sunmuştunuz. St. Petersburg sonrası bu açık çeki
nasıl kırdırmayı düşünüyorsunuz? Obama’nın son açıklaması
ve tavrının arkasında mısınız, değil misiniz?” diye sormanın
yeridir.
TÜRKİYE'NİN İSTEKLERİNİ KAALE ALAN
YOK
(...)
Konu, Suriye ve Suriye ile en uzun sınırı olan ülke Türkiye ve
Türkiye’nin pozisyonunu ve isteklerini –müttefikleri dahil- kaale
alan pek kimse ortalıkta yok.
Başbakan, sürekli olarak, “Türkiye artık başkalarını
izleyen değil, izlenen bir ülkedir” demiyor muydu? Türkiye
artık bölgesinde ‘oyun kuran’ bir ülke değil miydi? Ortadoğu’da
tarihi ‘Pax Turcica’ doğrultusunda yönlendirmiyor muyduk?
Bütün bu istek ve iddialarımızın gerçekleşmesinin en önemli ‘sınav
günü’ geldi çattı ve adeta sınav kapısına gelip ismini
listede göremeyen bir öğrenci durumuna geldik. Bir yerde
yanlışlık olmalı. Ve, dış politikanın toptan gözden geçirilmesi
zamanının gelip çattığına hükmetmeliyiz.
İSRAİL İSTEDİĞİ ZAMAN
VURUYOR
Suriye’de askeri harekâtın son gelişmeler üzerine ‘ertelenmesi’,
hatta hiç yapılmaması ihtimalinin ortaya çıkmasından, ne garip ki,
İsrail bile Türkiye kadar rahatsız değil.
Bu durum, tabii ki, Türkiye’nin kabul edebileceği veya etmesi
gereken bir durum değil, olamaz ve olmamalıdır. Bununla birlikte,
Türkiye’nin kendi başına mevcut Suriye statükosunu değiştirecek
gücü de –maalesef- yok.
Suriye’nin hava savunma sistemleri, İsrail’e çare olamadı.
İsrail’in son bir yıl içinde dört kez, Suriye topraklarını
kendisine tehdit algılaması hissettiği vakit bombaladığı biliniyor.
Suriye iç savaşı, İsrail nezdinde ‘Suriye tehdidi’ni devre dışı
bırakıyor olsa da ‘tehdit oluşsa’ bile kendi göbeğini kendi
kesiyor.
TÜRKİYE BİR ŞEY
YAPAMIYOR
Türkiye öyle değil. Gerçekçi olalım. Bunu yapamıyoruz. F-4 uçağımız
düşürüldü, Reyhanlı’da 34 vatandaşımızın ölümünden Suriye rejimini
sorumlu tuttuk ama hiçbir şey yapamadık. Başta Başbakan’ın
görünürde ateşli, aslında kupkuru nutuklarıyla idare
ettik.
Kendi yapamadığımızı ABD yapsın ama ‘Kosova’da yaptığı gibi yapsın’
istedik. ABD, ‘Hayır’ dedi. Ne yapacaksa, ona da razı olduk ve
“Nasıl bir koalisyon kurarsan, biz içinde olmaya hazırız” dedik.
Şimdi, öyle bir koalisyon ihtimali de ortada gözükmemeye
başladı.
Bir yandan da, sınır boyumuzda el-Kaide’nin uzantısı an-Nusra
Türkiye topraklarından vızır vızır geçerek, Suriye Kürtlerine
saldırıyor. Kudretli Türkiye devleti an-Nusra’ya karşı olduğunu
sürekli ima ediyor ama ne hikmetse, ne Suriye sınırımızı ne de
an-Nusra’yı kontrol edebiliyor.
Türkiye’nin Suriye politikasında bir yanlışlık veya değişmesi
gereken bir yer yok mu?
Yazının tamamı için