Cemin teslim telefonu yurtdışından
Abone olCem'i babasının ya da aileye çok yakın bir kişi sakladı. 197 gündür ona bu hizmeti veren kişi, bakın neler yapmış;
Üst düzey bir emniyet yetkilisi Cem'in kaçış süreciyle
ilgili önemli açıklama yaptı. İddiaya göre Cem’in 197 gündür
saklandığı yeri bir tek baba ve ona vefa borcu olan bir erkek
biliyordu. Teslimat telefonu ise yurtdışından geldi.
Münevver Karabulut cinayetinin katil zanlısı Cem G’nin ‘sırlar
dolu’ teslim süreci Çarşamba gecesi, önce avukatı Aytekin Kaya’ya
gelen telefonla başladı. Telefondaki erkek, Cem’in teslim
olacağını, kendisinden gelecek ikinci telefonu beklemesini
söylüyordu. Ancak bu telefon sanıldığı gibi Türkiye’den gelmedi.
Üst düzey bir emniyet yetkilisi, telefonun teknik takibe
yakalanmamak için yurtdışından edildiğini söyledi. Yetkili, bu
ülkelerin, annenin yaşadığı ABD ya da iddia edildiği gibi İsrail
olmadığının altını çizerek, “Telefonun hangi ülkeden edildiğini
belirledik. Bu konuda da çalışmalarımız sürüyor. Kimse bu
olay kapandı sanmasın. 6 ay sonra bu telefonun ardındaki sır ortaya
tamamen çıkarılmış olur” dedi
OĞLUM CEZANI ÇEKMEK ZORUNDASIN
Aynı emniyet yetkilisi, Cem G’yi teslim olmaya, polisin yoğun
takibi sonucu bunalan ailenin ve cezaevinde oğlunun artık daha
fazla kaçamayacağını anlayan babanın mektubunun ikna ettiğini
düşündüklerini anlattı. Babanın oğlu Cem G’ye hitaben yazdığı ve
avukat aracılığıyla eline ulaşan mektupta “Bir genç kız öldü. Böyle
olmasını kimse istemezdi. Her zaman ve ne olursa olsun hep
yanındayız. Sürekli arkanda olacağız. Ancak suçunun cezasını çekmek
zorundasın. Teslim olmanı istiyorum” dediği öğrenildi. Yetkili, Cem
G. ile karşılaştıklarında cinayeti sormak istediklerini ancak
zanlının hıçkırarak ağlamaya başladığını söyledi. 15 dakika boyunca
ağlayan zanlının, sürekli olarak “Keşke ben ölseydim. Babam benim
yüzümden cezaevinde, “ dediği öğrenildi.
AİLENİN KAÇ EKMEK ALDIĞINI TAKİP ETTİK
Zanlının, kaldığı evde televizyondan haberleri izlediğini belirten
yetkili, Cem G’nin, Münevver Karabulut’un ailesiyle ilgili olarak
ise “Münevver’in ailesi haklı, sonuçta canları gitti ve geri
getiremem. Annesini ve babasını görünce, ‘Keşke ben ölseydim’ diye
düşündüğünü söylediğini anlattı.
Yetkili, Cem’in firari olduğu dönemde, yakınlarının da sıkı takip
altında tutulduğunu belirterek şunları söyledi: “Market
alışverişinden, ev gezmesine kadar tüm hareketleri takip
ediliyordu. Öyle ki kaç kilogram peynir, kaç ekmek aldıklarını bile
inceledik. Bir anormallik var mı lojistik destek sağlıyorlar mı
araştırdık.”