Cemil Bayık'tan AK Parti'ye cemaat savaşında tüyolar!
Abone olCemil Bayık, Ruşen Çakır'a verdiği röportajda AK Parti Cemaat savaşına değindi ve AK Parti doğru yapıyor dedi.
İNTERNETHABER.COM
Kandil'de KCK Yürütme Kurulu Eş Başkanı
Cemil Bayık ile kapsamlı bir röportaja imza atan
Ruşen Çakır söyleşinin üçüncü bölümünü de
yayınladı.
PKK ve YPG'nin IŞİD ile yürüttüğü savaşa dair çarpıcı açıklamalar yapan Bayık savaşın seyri ve olası gelişmeleri anlattı. KDP ve ABD ile ilişkileri değerlendiren Bayık ortak mücadele çağrısı yaparken hükümet ile cemaat savaşını da yorumladı.
İşte Çakır'ın Cemil Bayık röportajının 3. bölümü:
ŞENGAL'DE BİR DEVLETİN YAPAMAYACAĞINI YAPTIK!
Rojava’da size yakın olan güçler sadece IŞİD’e karşı
değil El Nusra ile de savaşıyordu ama bu belli bir rutinde
gidiyordu. Ancak önce Musul’un düşmesi ve ardından Şengal ve Mahmur
operasyonları ile beraber doğrudan savaşa dahil oldunuz. Musul’un
düşmesinden sonra Murat Karayılan’ın Erbil yönetimine ‘ortak bir
mücadele’ yapmak için koordinasyon kurulması yönünde bir açıklaması
vardı. Bu olumlu cevap bulamamıştı. Herkes IŞİD Bağdat’a yönelecek
dediği bir dönemde Kürdistan’a yöneleceğini görmüştünüz. Sonra
Barzani ile ortak mevzi de aldınız. Bu süreci biraz anlatır
mısınız?
Bayık: Doğru. Aslında IŞİD’in şimdiye kadarki pratiğine bakılırsa
devletlerle ciddi bir çatışması yoktur. Muhaliflerle çatışmaya
girer hep. En çok da bizimle çatışıyor. IŞİD’in esas hedefi Kürt
hareketidir. Kürt hareketinde de PKK’dir. Çünkü Ortadoğu’da
alternatif yaratmaya çalışan tek hareket PKK hareketidir. Var olan
devletli sistem içerisinde çözüm aramayan, onunda dışında çözüm
arayan, alternatif geliştiren, somut olarak Rojava’da bunu bir
model biçiminde herkesin önüne koyan PKK’dir. Onun için IŞİD’in
esas hedefi Rojava devrimidir ve PKK çizgisidir. Genelde ise
Kürtler’in bütünüdür. IŞİD büyüdü, büyütüldü. Musul’daki bir
ordunun silahlarını ve bankalardan büyük paralar ele geçirmesi ile
oldukça güçlendi. Biz Musul düşünce çağrıda bulunduk. Özellikle
Güney Kürdistan’a, "IŞİD Kürtlere yönelecektir. Bununla sınırlı
kalmayacaktır. Kürtler üzerinde tehlike gelişiyor. Bu tehlikeye
karşı birlikte olarak savunma geliştirelim. Bu tehlike sadece
Rojava için değildir. Bakur için de bu tehlike vardır, bütün
Kürtler için de vardır. Onun için ortak bir savunma gücü, ortak bir
komutanlık oluşturalım ve bu saldırıya karşı duralım" dedik. Fakat
Güney yönetimi bunu ciddiye almadı. Daha sonra yeni saldırı oldu.
Dikkat edilirse bu son saldırının esas hedefi Mahmur ve Şengal’dir.
İlk Musul saldırısında ciddiye almadıkları gibi bu son saldırıda da
ciddiye almadılar. Eğer Güney hükümeti, hükümette yer alan ve
almayan partiler, siyasi oluşumlar bizim dediklerimizi ciddiye
alsalardı IŞİD son saldırıda kesinlikle bu kadar ilerleyemezdi.
Sonuçta kendileri en büyük zararı gördü. PKK zarar görmedi. PKK tam
tersine toplum nezdinde, Kürtlerin dışındaki diğer halkların,
dinlerin nezdinde de güçlendi. Çünkü Şengal’e zamanında müdahalede
bulundu. Bir devletin yapamayacağı boşaltmayı, tahliyeyi yaptı.
Dünyada herkes IŞİD’i ve bölgeyi yakından takip ediyor.
Dolayısıyla sizi de yakından takip ediyorlar. Şengal ve Mahmur’da
sizin savaşçıların Barzani ile fotoğrafları var. Yabancı basında
sıklıkla sizin hakkınızda tartışmalar yapılıyor. Terör listesinden
çıkartılmanız tartışılıyor. Bu durum hareketiniz hakkındaki olumsuz
düşüncelerin yok olmasına yardımcı olmuyor mu?
Bayık: Eğer Şengal’de bu müdahale olmasaydı ve katliam gerçekleşmiş
olsaydı bunun altından ne insanlık, ne Kürtler, ne Erbil hükümeti,
ne de KDP çıkabilirdi. Çünkü orada KDP ağırlıklıdır. Her ne kadar
hükümet adına bulunsa da oradaki güç KDP’nin gücüdür. KDP Şengal’de
hakimdi. Katliam olsaydı bu güçlerin hiçbiri bu katliamın altından
çıkamazdı. Tarih karşısında suçlu duruma düşerlerdi.
Siz bir bakıma onları kurtarmış oldunuz.
Bayık: Biz aslında Kürt siyasetinin onurunu kurtardık. Erbil
hükümetinin ve KDP’nin onurunu kurtardık. İnsanlığın onurunu
kurtardık. Herkesin bu açıdan bize teşekkür etmesi gerekiyor.
IŞİD'E KARŞI ORTAK BİR KOMUTANLIK
ALTINDA MÜCADELE EDİLMELİ
Şengal ve Mahmur’da koşulların getirdiği bir yakınlaşma
yaşandı. Bundan sonra ne olacak? Bundan sonra ortak bir hareket söz
konusu mu?
Bayık: Tek başımıza IŞİD ile savaşmak istemiyoruz. IŞİD’e karşı
olan bütün güçler ile birlikte IŞİD’e karşı ortak bir savunma
savaşının geliştirilmesini istiyoruz. Bunu da ortak bir komutanlık
altında yapmak istiyoruz.
IŞİD'DEN ZARAR GÖREN HERKESLE BİRLİKTE
SAVAŞIRIZ
Buna bölgesel güçler de dahil mi?
Bayık: Kim IŞİD’e karşı olduğunu söylüyorsa, kim IŞİD’in tehlikeli
olduğunu söylüyorsa, IŞİD’e karşı gerçekten mücadele etmek
istiyorsa ortak bir cephede savaşmaya hazır olduğumuzu söyledik ve
hâlâ düşüncemiz bu temeldedir. Herhangi bir alanda güçlerimizin
girip kalması, başka güçlerin oraya girmemesi yönünde bir
anlayışımız yok. Biz halkın çıkarlarını, kazanımlarını korumak
istiyoruz. Bu herkese yönelik bir tehlike. Sadece bize ve Güney’e
değil, Ezidilere, Araplara, demokratik değerlere bağlı herkese
yönelik bir tehlike. Gerçek Müslümanlara da yönelik. Herkes zarar
görüyor çünkü. IŞİD’den zarar gören, IŞİD’e karşı olan herkes ile
bir cephede mücadele etmeye hazırız.
ORTADOĞU RÖNESANSI KADINDAN
GEÇİYOR
Özellikle Batı, hareketinizin içindeki kadınları yakından
ve şaşkınlıkla takip ediyor. Bir de IŞİD gibi kadın konusunda
tamamen zıt bir hareket ile savaş var. Sizde kadınlar çok önde.
Ortadoğu’da kadının bu kadar önde olduğu, sorumluluk üstlendiği
başka bir hareket var mı?
Bayık: Sanmıyorum. Özgürlük amacı olan bir hareket kesinlikle
kadının özgürlüğünü esas almak zorundadır. Kadının özgürlük düzeyi
toplumun özgürlük düzeyidir. Ortadoğu’da denge tamamen erkek
egemenliğinden yanadır. Ortadoğu’nun reformu, rönesansı kadının
özgürlüğünden geçiyor. Kürdistan’ın çeşitli yerlerinde kadının
IŞİD’e karşı yapılan savaşta ön saflarda olmasının siyasi, ahlaki
ve insani tarafları vardır. Kadınlar IŞİD’e karşı gerçekten
öfkelidir. Çünkü IŞİD kadın düşmanıdır. Kadını bir savaş ganimeti,
bir mal gibi görüyor ve satıyor. Bunun karşısında en çok kadının
mücadele etmesi gerekiyor. PKK’de kadınlar ön saflarda ise bunun da
etkisi vardır.
CEMAATTEN PKK'YA GÖRÜŞME TALEBİ GELDİ
Mİ?
Ocak ayının sonundaki söyleşimizde Gülen cemaatine
değinmiştik. "Biz görüşmek istedik ama onlar istemedi" demiştiniz.
O günden bugüne bu konuda bir değişiklik, girişim oldu
mu?
Bayık: Hayır, olmadı. Hâlâ mesafelidir.
AKP CEMAATE KARŞI DOĞRU BİR POLİTİKA
İZLİYOR
Hükümet ile Cemaat arasındaki süreç beklediğiniz şekilde mi
gelişiyor yoksa şaşırdığınız olaylar oldu mu?
Bayık: Hayır, şaşırmıyoruz. İktidar mücadelesi yürüten güçler
iktidarı paylaşamazlar. Mutlaka biri diğerini tasfiye eder, daha
çok iktidara sahip olmak ister. Fethullah Gülen ve AKP arasında
yaşanan da bu oldu. Bir yere kadar birlikte yürüdüler daha sonra
iktidar mücadelesine girdiler. Bu mücadelede AKP daha avantajlıydı
ve bunu iyi kullandı. Gülen hareketini oldukça sıkıştırdı. Tümüyle
sonuç alabilir mi? Bu mümkün değil çünkü Gülen’in de dayandığı
toplumsal bir kesim var. Tümüyle Gülen hareketini
etkisizleştiremez. Cemaat’e tümüyle yönelmek AKP’nin aleyhine olur.
Bunu yapacaklarını sanmıyorum. Belli kesimlerine yönelip o hareketi
rakip olmaktan çıkarmak istiyor. Belli kesimleri de yanına çekmek
istiyor. Böyle bir politika izliyor. AKP açısından doğru bir
politika ve bazı sonuçlar elde ediyor.