Cemil Bayık: CHP MHP'lileşti seçim HDP ile AKP arasında!
Abone olKCK Eş Başkanı Cemi Bayık Cumhurbaşkanlığoı seçimleri için "CHP MHP'lileşti, Köşk seçimleri HDP ile AKP adayları arasında geçer" dedi.
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık,
cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AKP’nin muhtemel adayı Başbakan
Tayyip Erdoğan ile, HDP’nin adayının ikinci turda yarışabileceğini,
CHP ile MHP’nin çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nun devre dışı
kalabileceğini söyledi. “CHP, MHP’lileşmiştir” diyen Bayık, HDP’nin
bütün demokrasi güçlerini bir araya toplayabileceğini belirterek,
“HDP Türkiye’nin umudu olabilir” dedi.
TÜRKİYE'NİN IŞİD'E DESTEĞİ SÜRERSE
OSMANLI'NIN DURUMUNA DÜŞER
IŞİD’in Musul hamlesinin Irak’ı parçaladığına dikkat çeken Bayık,
“Türkiye IŞİD’i desteklemeyi sürdürürse Osmanlı’nın durumuna
düşebilir” uyarısı yaptı. Rojava direnişinin IŞİD’i
sınırlandırdığını vurgulayan Bayık, Rojava karşıtı politikaların
değiştirilmesi çağrısı yaptı.
Özgür Gündem gazetesinden Veysi Sarısözen ve Sedat Yılmaz’ın
sorularını yanıtlayan Cemil Bayık, Ortadoğu’daki gelişmeleri ve
cumhurbaşkanlığı seçimlerini değerlendirdi.
Çözüm süreci kapsamında Meclis Başkanlığı’na sunulan, "Terörün Sona
Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun
Tasarısı"nı dünkü (27 Haziran 2014) röportajda değerlendiren KCK
Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, “Bu yasa müzakere demek
değildir, müzakereye geçileceği anlamına gelmeyebilir. Buna
dayanarak devlet ve hükümet müzakere yönünde adım atacak mı,
atmayacak mı; bu, yasadan sonra belli olacak” demişti.
Özgür Gündem’deki Cemil Bayık röportajının ikinci bölümü
şöyle:
İLK TURDA HDP VE AKP
YARIŞMALI
- Sayın Öcalan başmüzakereci olarak konuşuyor. Onun
üslubunun çok daha farklı olduğunu görüyoruz. İçerikte aranızda bir
farklılık var mı?
Önder Apo’nun hareketteki rolü farklıdır. Bizlerinki farklıdır.
Yine legal siyasetin farklıdır. Herkesin rolü var. Herkesin kendi
rolünü üstlenmesi gerekiyor ve onun gerekliliklerini yerine
getirmesi gerekiyor. O zaman bunlar birbirini tamamlar ve bu sonuca
götürür. Eğer roller karıştırılır ve üstlenilmezse o zaman sonuç
alınamaz. Önder Apo’nun söyledikleri ile bizim söylediklerimiz
farklı değildir. Farklı gösteren çevreler var. Bazıları bunu
bilinçli geliştiriyor. Çünkü Türk devleti oluştuğunda özel savaş
üzerine oturtulan bir devlettir. Bu devlet özel savaşı yürütemezse
ayakta kalamaz. Gelinen aşamada buna psikolojik savaş da eklenmiş
durumda. Psikolojik savaş özel savaşın daha derin bir biçimidir.
Dikkat edilirse cumhuriyet oluştuğundan beri özel savaş ve
psikolojik savaş yürütülüyor. Mutlaka düşman yaratılıyor ve bununla
mücadele ediliyor. Toplum bu temelde çarpıtılıyor. Bu rejim
kendisini böyle yürütüyor. Şimdi şu anda hükümette olan AKP işte
onunla birlikte olan basın büyük bir propaganda yürütüyor.
Propagandanın özü nedir? Önder Apo sürece farklı yaklaşıyor,
eşbaşkanlar farklı yaklaşıyor, BDP farklı yaklaşıyor. Bunlar
arasında bir çelişki ve çatışma varmış gibi göstermeye çalışıyor.
Bu aslında sorunu demokratik siyaset yoluyla çözmemeyi ifade
ediyor. Amaçlarında çözüm olan bunu kesinlikle yapmaz.
Çelişkilerinin olduğunu işlemeye çalışıyorlar. Toplumu bu temelde
manipüle etmeye çalışıyorlar. Dikkat edelim Türkiye’de demokratik
sola karşı, Kürt hareketine karşı yıllarca bu tarzda propaganda
yürütülmüştür. Hala da öyle yürütülüyor. Hala parçalamaya
çalışıyorlar. Güçsüzleştirmeye çalışıyorlar. Bu temelde
iktidarlarını yürütmeye çalışıyorlar, bu bir taktiktir. Türkiye bu
konuda uzmandır. Fakat artık bunlar anlaşılmış durumdadır. Belki
hala bir kesim bunu anlamış değildir. Ama PKK ve Kürt toplumu bunu
çok iyi anlamış durumdadır. Türkiye’de demokrat çevreler, sol
çevreler bunu anlamaya başlamışlardır. Bu nokta anlaşılırsa
gerçekten bu rejime karşı doğru tutarlı bir mücadele yürütülebilir
ve sonuç alınır. Aksi takdirde manipülasyondan kurtulamaz. Kafa
karıştırmaları sonuç vermeyecektir hiçbir zaman. Bunu da terk
etmeleri gerekiyor. Önder Apo başmüzakereci olarak bir halkın ve
hareketin önderi olarak rolünü yerine getirmeye çalışıyor. Onun
yöntem, üslubunu ve zihniyetini geliştiriyor. Hareketimiz de kendi
rolünü yerine getiriyor. Önderliğine karşı duyduğu sorumluluğu
yerine getirmeye çalışıyor.
IŞİD HER YERDE SONUÇ ALDI BİR TEK
ROJAVA'DA YENİLDİ!
- IŞİD denilen bir örgüt ortaya çıktı. Irak’taki gelişmeler
Türkiye’deki Kürt sorununun çözümünde değişikliğe neden olur
mu?
Ortadoğu’da bir kaos, kriz yaşanıyordu, Musul’a başlayan IŞİD
hareketiyle birlikte buna yeni bir kriz eklendi. Bu durum, var olan
kaos ve krizi daha da derinleştirdi. Bunun elbette etkileri olacak.
Hem Kürt hareketine, hem Irak’a hem Suriye’ye hem İran hem de
Türkiye’ye. Ortadoğu’nun geneline etkisi olacaktır. Birçok dengeyi
değiştirmiştir, daha da değiştirecektir. Burada yeri gelmişken;
Rojava’da özgürlük savaşçıları IŞİD’e karşı büyük bir mücadele
yürüttü ve yürütüyor. Bugüne kadar IŞİD her yerde sonuç aldı; ama
Rojava’da sonuç alamadı. Onun için Rojava’daki direniş, mücadele
sadece oradaki halk için değil bütün demokrasi ve özgürlük, adalet
için güçler için de onurlu bir mücadeledir. Herkesin Musul’da
başlayan Sünni alanını kapsayan hareketten sonra durumu daha iyi
anlaması ve görmesi gerekiyor. Rojava’ya karşı izledikleri
politikaları gözden geçirip değiştirmeleri gerekiyor. Rojava’ya
karşı özeleştiride bulunmaları gerekiyor. Rojava direnişi olmasaydı
IŞİD değil Irak’ın Sünni kesimini Ortadoğu’da birçok bölgeyi ele
geçirmiş olacaktı. IŞİD yeni bir örgüt değil, önceden çalışmaları
var. IŞİD’e destek veren güçler var. Türkiye, KDP, Suudi Arabistan,
Katar, Ürdün ve ABD belli oranda destek verdi. Bu örgüt bu
desteklerle kısa sürede sonuç elde etti. Dıştaki destek içeride
halkın Irak yönetimine duyduğu tepki birleştirildi ve hızla bu
sonuç alındı. Bu dengeleri değiştirdi. Bir kere Irak parçalandı,
artık eski Irak’tan bahsedilemez. IŞİD adıyla geliştirilen hareket
Irak’ı parçaladığı gibi Suriye’yi parçalama hatta Türkiye ve İran’ı
parçalamayı hedefleyebilir. Eğer Türkiye ve İran politikalarında
değişikliğe gitmezlerse bu olasılık dahilindedir. Taktik olarak
şuan belki bazı Sünni rejimlere yönelmiyor ama ileride bu rejimlere
de yönelecektir. Güney Kürdistan’ın büyük bir tehlikeyle yüz yüze
geleceğini bilmekte yarar var. Esas hedefleri Rojava’dır ancak
bütün Kürtleri hedefliyorlar. Buna karşı tüm Kürtlerin Rojava’ya
sahiplik etmesi gerekiyor. Türkiye tüm bunları görüp hızla politika
değişikliğine mi yönelecek yoksa mevcut politikalarında devam mı
edecek, bu Türkiye’nin kaderini belirleyecektir. Eğer
politikalarını değiştirirse Türkiye parçalanmaktan kurtulabilir,
Irak ve Suriye’de yaşananlar yaşanmayabilir. Demokratik, özgür,
güçlü Türkiye birliğini yaratabilir. Aynı zamanda Ortadoğu için bir
model de olabilir. IŞİD gibi örgütleri desteklerse, bundan yarar
göreceğini düşünürse, yeni Osmancılığı Ortadoğu’da egemen
kılabileceğini, güç olabileceğini düşünüyorsa gafleti yaşıyordur.
Kesinlikle Ortadoğu’da Türkiye’yi hegemon bir güç haline
getirmeyecek hatta var olan Türkiye Cumhuriyetini parça parça
edebilir. Osmanlı’nın durumuna düşürebilir.
- Sizin izlediğiniz çizgi Türkiye’yi bu beladan kurtarmaya
dönük oluyor...
Doğrudur. İmralı’da Önder Apo’nun çabası sadece Kürtleri, Türkleri
değil Ortadoğu’yu bir bütün bu kaostan çıkarmaktır. Türkiye’yi
bugüne kadar idare etti ama artık bir kırılma noktasına gelindi. Bu
siyaseten, iktisaden böyledir, Kürt sorunu açısından böyledir,
Alevi sorunu, demokrasi sorunu açısından da böyledir. Sadece bir
cepheden kırılmayla yüz yüze gelmiş değildir. Bütün cephelerden
kırılma noktasıyla karşı karşıya gelmiş durumda. Bu ciddi bir
durumdur. Türkiye eğer bu durumu anlarsa, ki Önder Apo sürekli bunu
anlatmaya çalışıyor, Türkiye parçalanmadan kendisini kurtarabilir.
Türkiye bir felakete doğru götürülüyor. IŞİD desteklendi ve şimdi
herkesin başına bela oldu. En çok da Türkiye’nin başına bela
olacak. Onun için Türkiye’nin bu gerçeği görerek kırılmayı olumlu
yönde gerçekleştirmesi gerekiyor.
CHP ARTIK MHP'LİLEŞTİ! HDP İKİNCİ TURA
KALABİLİR
- Önümüzde cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Birinci turda
HDP’nin adayı olacak. Asıl ikinci turda sizin pozisyonunuzun ne
olacağı merak ediliyor?
Cumhurbaşkanlığı seçimi herkes açısından önemli. CHP, MHP ortak
aday göstermiş durumda. Aslında CHP’nin gösterdiği ortak aday, CHP
gerçeğini de ortaya koymuş durumda. CHP bu adayla birlikte kendi
kimliğinden vazgeçmiş durumda. Sanırım bazı çevreler bunu görüyor.
Bu tartışmalar başlamış durumda. Birincisi bu açıdan önemli. AKP
hala adayını açıklamış değil. Şimdiye kadar ki ibreler Tayyip
Erdoğan yönündedir. Ancak Tayyip Erdoğan mı yoksa başka biri mi,
bana göre bazı sorunlar var. Bu belirsizlik hem CHP, MHP’nin ortak
adayından hem de AKP’nin kendi iç sorunlarından dolayı yaşanıyor.
Bunu aşmaya çalışıyorlar. Tabii bir de HDP’nin göstereceği aday
var. Bu aday Türkiye’de demokrasi ve özgürlükten yana olan bütün
kesimlerin, örgütlerin, kişilerin, çevrelerin, kültürlerin,
halkların adayı olmak zorunda. CHP ve MHP’nin ortak adayının
Atatürk’e karşı bir adamın oğlu olması; daha çok MHP’ye yakın
olduğu gerçeği var. Her ne kadar CHP bu adayı göstermişse de
aslında MHP’nin adayıdır. CHP, MHP’lileşmiştir. Bu durum CHP’ye oy
veren taban üzerinde etkili olacaktır. Aleviler üzerinde, sosyal
demokratlar üzerinde hatta ulusalcılar üzerinde etkisi olacaktır.
Burada sosyal demokratlar ve demokrasiden yana olanlar HDP’nin
adayını desteklemeli. CHP’nin bu yöntemle Türkiye’yi AKP’den
kurtarmaya çalışması artık anlamsızdır. Yerel seçimlerde gördük.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde artık CHP’nin bir demokrasi gücü
olmadığı, Türkiye’de artık demokrasiyi, özgürlüğü HDP’nin temsil
ettiği ortaya çıkmış bulunuyor. Bu açıdan HDP’nin çok iyi çalışma
yürütmesi gerekiyor. Yerel seçimlerde derin devlet HDP’yi etkisiz
kılmak istemiştir. Anti propagandalar, fiziki saldırılar yine
HDP’ye oy vermesi gerekenlerin CHP’ye kaydırılması bu amaçla
yapılmıştır. HDP bu gerçeği yeterince kavrayamamış ve tedbirlerini
geliştirememiştir. Şimdi bu tecrübeler ortadadır. Eğer HDP iyi
propaganda yürütür, iyi çalışma yürütürse bütün demokrasi, özgürlük
ve eşitlik yanlısı güçleri bir araya toplayabilir. Böylece
Türkiye’nin umudu olabilir. Türkiye halklarının özlemini çektiği
bir cumhurbaşkanı adayı ortaya çıkabilir. İyi yürütülürse ikinci
tur bile HDP ile AKP arasında olabilir. Her şey HDP’nin
çalışmalarına bağlıdır. Kesinlikle birinci turda iyi çalışma
yürütürse ikinci tura kalabilir. İkinci tura CHP, MHP ile AKP’nin
adayları değil, HDP ile AKP’nin adayı kalabilir. HDP’nin bu yönlü
çalışması gerekir. İkinci turda CHP, MHP, AKP adayından hangi
birini destekleyelim biçiminde bir amacının olmaması gerekir.
Gerçek olan budur. Halkların seçeneğini ortaya koymak gerek.
Cumhurbaşkanlığı seçimi bu açıdan önemlidir. HDP’nin kendi gerçek
gücünü ortaya çıkarması, Türkiye’deki demokrasi ve özgürlük
güçlerinin gücünün ortaya çıkarılması için önemlidir. HDP’nin buna
çalışması gerekiyor.