Cemil Bayık açıkça ilan etti 'Ya Öcalan ya da...'
Abone olKCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, Abdullah Öcalan'ın özgür bırakılmadan çözüm sürecinin asla gelişme göstermeyeceğini söyledi.
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, Azadiya Welat ve Yeni Özgür politika gazetesi için, Kürtçe olarak kaleme aldığı makalede, “Önder Apo özgürleşmediği müddetçe Kürt halkına ve Özgürlük Hareketi'ne yönelik saldırıların sonlandırıldığından söz edilemez. Bundan sonraki gelişmelerin nasıl bir seyir izleyeceği Önder Apo'nun özgürleşip özgürleşmeyeceğine bağlıdır” diyerek çözüm sürecinin akıbetinin 'Öcalan'ın serbest bırakılması'na bağlı olduğunu söyledi.
"KÜRT HALKI BU SEÇİM BAŞARISIYLA..."
"Önder Apo'nun demokratik ulusa dayandırdığı HDP projesi hem Türkiye 'nin demokrasi güçlerini, hem de Kürt halkının demokrasi ve Özgürlük Mücadelesi'ni güçlendirmiştir" diyen Bayık, HDP'nin barajı aşmasını da 'Kürt halkının Öcalan'a bağlılığının ispatı' olarak yorumladı:
"KÜRT SORUNU ÇÖZÜLECEKSE..."
'Türkiye'nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun çözümündeki temel aktörün Öcalan olduğu'nu ifade eden Bayık, "Eğer demokratikleşme olacak ve Kürt sorunu çözülecekse, bu Önderliğin serbest bırakılması gerekir. Eğer demokratik yaklaşım gösterilecekse en başta da Kürt halkının bu seçimde ortaya koyduğu iradeye saygılı olunması ve gereklerinin yerine getirilmesi gerekir. Yoksa bu tür seçimlerin yapılmasının anlamı kalmaz. Nitekim dünyanın başka yerlerinde seçimlerin verdiği mesaj dikkate alınır. Seçim sonuçları Kürdistan'da HDP’nin AKP'yi silip süpürecek düzeyde zafer kazanması anlamına gelmektedir. Artık Önder Apo'ya doğru yaklaşmayan, Önder Apo'nun özgürlüğünü düşünmeyen hiçbir politika Türkiye'nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun çözümünü gerçekleştiremez." diyerek adeta rest çekti.
İşte Bayık'ın o makalesinden çarpıcı satırlar:
"ÖNDER APO'NUN İDEOLOJİK VE SİYASİ GÜCÜ..."
7 Haziran seçimleri, Önder Apo'nun ideolojik ve siyasal gücünün ve öngörüsünün ne kadar sağlam olduğunu bir daha gözler önüne sermiştir. Önder Apo'nun demokratik ulusa dayandırdığı HDK ve HDP projesi hem Türkiye'nin demokrasi güçlerini, hem de Kürt halkının demokrasi ve Özgürlük Mücadelesi'ni güçlendirmiştir.
"APO'NUN, ZİNDANDA DA OLSA ROLÜNÜ OYNAYACAĞI BİR DAHA KANITLANMIŞTIR"
Bazı Kürt çevrelerinin böyle bir projede Kürtlerin kazanımları zayıflar; bazı Türkiyeli sol ve demokratik güçlerin Kürtlerle ortaklaşırsak Kürtlerin gölgesinde kalırız ya da yedeğine düşeriz tezleri bu seçim sonuçlarıyla çürümüştür. Türkiye'nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun çözümü için en doğru ideolojik ve siyasi çizginin bu olduğu netleşmiştir. Önder Apo'nun büyük sorumluluk duygusu ve yoğunlaşmasıyla zindanda da olsa rolünü oynayacağı bir daha kanıtlanmıştır.
"SERHAT İKİNCİ BOTAN OLMUŞTUR"
Bu seçimde HDP Kürdistan'da oy patlaması yapmıştır. Özellikle Serhat olarak ifade ettiğimiz şehirler tam bir demokratik hamle yapmışlardır. Serhat ikinci Botan olmuştur. Serhat’ın dürüst ve temiz toplumsal yapısı ve farklı etnik ve inanç toplulukları Kürt halkı üzerindeki baskı ve zulme tahammül etmeyerek AKP hükümetine açık tutum almıştır. Serhat’ın ikinci Botan olabileceği öngörüsü bu seçimle doğrulanmıştır. Artık herkes Serhat’a böyle bakmalıdır. Şimdiye kadar bu alanı ihmal eden kurumlarımız Serhat’a yönelik ilgisini daha fazla arttırmalıdır.
"HDP'NİN OY PATLAMASI YAPMASI..."
Kürdistan'da HDP’nin oy patlaması yapması, Önder Apo'nun doğru ideolojik ve politik yaklaşımının sonucudur. Kürt halkı bu seçim başarısıyla Önder Apo'ya bağlılığını bir daha ortaya koymuş ve baş müzakereci olarak desteğini tam verdiğini ortaya koymuştur. Kürt sorununun çözümünde kim muhatap, kim siyasal temsilci bir daha dosta ve düşmana gösterilmiştir. Önder Apo, Kürt Özgürlük Hareketi ve HDP Kürt sorununun çözümünde temel aktörler ve muhataplar olarak bir daha herkese duyurulmuştur.
"ARTIK MEVCUT ESARET DURUMUNUN SON BULMASI GEREKMEKTEDİR"
Eğer Türkiye'nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun çözümünde siyasi projesi ve tutumuyla Önder Apo temel aktörse, artık mevcut esaret durumunun son bulması gerekmektedir. Bu çerçevede Önder Apo'nun özgürlüğünün sağlanmasına yönelik halkımız tutumunu ortaya koymuştur. Halkımız Kürt Halk Önderinin özgürlüğünü istemektedir. Kürt sorunu çözülmek isteniyorsa bu Önderliğin özgürlüğü şarttır. Artık zindan koşullarında demokratikleşme ve Kürt sorununun çözümü için rol oynaması mümkün değildir. Nitekim geçen dönemde Kürt sorununun çözümünde ciddi bir adım atılmamasının önemli bir nedeni Önder Apo'nun özgürlük koşullarında süreci yürütememesidir.
"ÖNDER APO ÖZGÜR OLMADAN..."
Kürt Halk Önderi artık sürekli örgütüyle, Türkiye'nin tüm siyasi parti temsilcileriyle, farklı siyasi çevrelerle, sivil toplum örgütleriyle, Kürdistan’daki siyasal parti ve kurumlarla doğrudan ve sürekli görüşmeden Kürt sorununun çözümünde baş müzakereci rolünü oynaması mümkün değildir. Bu nedenle Türkiye'nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun çözümünde samimi olanların ilk yapması gereken, Önder Apo'nun özgürlüğünün sağlanması için tutum göstermeleridir. Herkes de bilmelidir ki, artık Önder Apo özgür olmadan, örgütüyle sürekli görüşmeden, ilgili tüm çevrelerle ilişki içinde olmadan çözüm sürecinden söz etmek bir demagoji ve aldatmadan başka bir anlama gelmeyecektir.