Cemil Bayık 1 Eylül için savaş ilan etti!
Abone olPKK tehditlerinin ardı arkası kesilmiyor. Tepe isim Cemil Bayık artık sürecin çöküşe gittiğini açıkladı.
İNTERNET HABER - KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil
Bayık haftalardır dillendirilmeye başlanan 1 Eylül'e kadar süre
verildiği söylentilerine artık resmiyet
kazandırdı.
Konuşulan iddialara göre hükümete
istediğini yaptıramayan PKK 1 Eylül ile beraber sokak eylemlerine
başlamayı planlıyor. PKK kanadından haftalardır tehditlerin ardı
arkası kesilmiyor.
Bayık son açıklamasında kendilerinin
üzerine düşeni yaptığını iddia etti, hükümetin henüz açıklanmayan
paketini daha görmeden beğenmediğini ifade
etti.
Başbakan Erdoğan tarafından çekilme
sözünün tutulmadığı, oranın yüzde 20'lerde kaldığı açıklamalarına
"Oranlar anlamsız" diye geçiştirerek cevap
verdi.
Kandil dağında BBC Türkçe muhabiri Mahmut Hamsici'ye
konuşan Cemil Bayık, sürecin seçimlere ve siyasi kazanımlara kurban
edildiğini öne sürdü ve AK Parti'nin savaşa hazırlandığını iddia
etti. Bayık istediklerinin yapılmaması halinde çekilmeyi durdurup
geri dönmelerin başlayacağını söyledi.
Bayık, silahlı güçlerine yeni katılımlar olduğu iddialarını
doğruladı ama çekilmeyi hâlâ sürdürdüklerini de belirtti.
Hükümete, adım atması için 1 Eylül'e kadar süre verdiklerini
söyleyen KCK Eş Başkanı, adım atılmazsa bu tarihten itibaren geri
çekilmeyi durduracaklarını söyledi.
BİZ HER ŞEYİ AÇIK YÜRÜTMEK
İSTEDİK
"Biz her şeyi açık yürütmek istiyoruz çünkü bizim bir açıklık
ilkemiz var. Biz hem içimizde hem dışımızda bu ilkeyi esas
alıyoruz. Fakat karşımızdaki Türk devleti, hükümeti, açıklık
politikasını esas almıyor. Eğer açıklık politikasını esas alsaydı
bu karışıklıklar yaşanmazdı."
SÜREÇ ÇÖKÜŞE GİDİYOR
Bayık'a göre özetle, sürecin ilk aşamasında PKK verdiği sözleri
yerine getirerek kendi atması gereken adımları attı ama hükümet
adım atmaya başlamadı.
Bu yüzden de sürecin çöküşe doğru gittiğini düşünüyor.
AKP SAVAŞA
HAZIRLANIYOR
1 EYLÜL'DEN İTİBAREN
ÇEKİLME DURACAK
PKK'nın hükümete adım atması için son tarih olarak ilan ettiği 1 Eylül'ün anlamı ne peki bu durumda? Bayık, 1 Eylül tarihinde ısrar ettiklerini çünkü sürecin çökmesini istemediklerini belirtiyor ve sadece hükümete çağrı yapmıyor, "Uluslararası kamuoyu ve Türkiye'deki demokrasi güçleri de rollerini, sorumluluklarını yerine getirmeliler" diyor. "Gezi’de demokratik siyasetin kanalları açılmak istendi, demokratik bir eylem geliştirilmek istendi. Vahşice üzerine gidildi. İleri demokrasi isteyen, demokratikleşme paketlerini geliştirenler bunu yapabilir mi?" Bununla birlikte Bayık, "Biz 1 Eylül'e
kadar çabalarımızı sürdüreceğiz. Önder Apo da sürdürüyor, biz de
sürdürüyoruz. Eğer 1 Eylül'e kadar ikinci aşamanın gerektirdiği
yönde adım atmazlarsa bizim artık yapacağımız bir şey kalmaz. Biz
geri çekilmeyi sürdürdük, 1 Eylül'e kadar da sürdüreceğiz, ama 1
Eylül'de bunu görmezsek geri çekilmeyi durdururuz. KORKUNÇ SORUNLAR YAŞANABİLİR Bayık, "Eğer sorumluluklarını yerine getirirlerse umuyorum ki bu süreç çöküntüden çıkartılabilir. Bu da herkesin yararınadır. Aksi takdirde korkunç sorunlar yaşanabilir" yorumunu yapıyor. |
PKK’nın 1990’lardan
bu yana Kürt sorununun savaşla değil, siyasi ve demokratik yollarla
çözümünü esas aldığını ancak geliştirdiği ateşkeslerin zayıflık
olarak algılandığını, bundan dolayı Türk hükümetlerinin savaşta
ısrar ettiğini belirten Bayık, AKP hükümetinin tavrının da aynı
olduğunu söylüyor.
“Şimdi onlar (AKP hükümeti) çözüm değil savaş hazırlığı
yapıyor, hem de büyük bir savaş hazırlığı, bunu biliyoruz. Büyük
bir darbe vurmak istiyor” diyen Bayık, "Savaşa
hazırlanıyorlar derken neyi kastediyorsunuz? Sri Lanka örneğindeki
gibi büyük bir askeri operasyon mu?" sorusuna, "Evet. Bunun
hazırlığı var" cevabını veriyor.
HÜKÜMETİN ÇÖZÜM PLANI
YOK
"Kemal Kılıçdaroğlu bile dedi ki, 'Çözüm paketi diye bir
şey yok ki ben karşı olayım ya da yandaş olayım.' Gerçeği de budur.
AKP bugüne kadar Türkiye toplumuna, uluslararası camiaya çözüm
yönünde herhangi bir paket sundu mu?"
"Ama iddia edildiği gibi hükümetin şimdi böyle bir programı
yoksa, demek ki başta da yoktu ve PKK bunu bilerek sürece başladı.
Yani risk mi aldınız?" sorusuna "Elbette" diye yanıt veren Bayık
şöyle devam ediyor:
"Biz her zaman risk üstlendik. Biz, 1993'ten beri, birinci
ateşkesten beri risk üstleniyoruz. O kadar tek taraflı ateşkesi
bunun için geliştirdik. Bütün bunları sorunu çözmek için yaptık.
Sorunun çözümünde ısrarlı olduğumuz için yaptık."
SÜRECİ SEÇİMLERE KURBAN ETMEK
İSTİYORLAR
"Aldatarak zaman kazanmak, bütün bu geliştirdiklerimizi,
seçimlere kurban etmek istiyorlar. Belediye seçimlerini kazanıp
onun üzerine parlamento seçimini, Cumhurbaşkanlığı seçimini
kazanmak istiyorlar. Gündemlerinde Kürt sorununu çözmek gibi sorun
yok. Tamamen zaman kazanmaya oynuyorlar. İşleri çöküşe götürmek,
ondan sonra savaşla güya PKK'nin işini bitirmek istiyor. Ya da
olmazsa seçimlere kadar böyle idare etmek, ‘işte bak biz
savaşı durdurduk, kan akmıyor’ propagandasını yapıp,
seçimleri kazanmak istiyorlar"
ADIM ATMAK
İSTEMİYORLAR
"Biz elimizdeki esirleri karşılıksız bıraktık. Ateşkesi karşılıksız
ilan ettik. Savaşı durdurma, gerillayı Kuzey'den Güney'e çekmeyi
pratikleştirdik. Birinci aşamayı biz başarıyla tamamladık” diyen
Bayık şöyle devam ediyor: “1 Haziran, ikinci aşamanın
başlangıcıdır. Bu da Ekim ayının sonuna kadar tamamlanacaktı. Ekim
ayının sonunda da üçüncü aşamaya geçilecekti. Sıra Türk devletinin
adım atmasına gelince, ikinci aşamada, Türk devleti adım atmadı,
gerekçeler yaratmaya başladı. Adım atmak istemiyorlar,
gündemlerinde çözüm yok, amaçlarında savaş hazırlığı
var."
"Eğer (hükümet) çözümde ısrarlı olsaydı, topluma çözüm programı
sunsaydı, toplumun güveni olurdu ve tutup da insanlar köylerinden,
şehirlerinden çıkıp bu süreçte gelip gerillaya katılmazdı. "
ÇEKİLME TAMAMLANACAK SÖZÜNÜ
VERMEDİK
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan son haftalarda, "Türkiye’yi terk
konusunda verilmiş sözler yerine gelmiş değildir. Çok basit
anlamda, o da çocuk, yaşlı, kadın gibi yüzde 20 çekilme gibi bir
durum var. Bunun dışına çıkma diye bir şey söz konusu değil"
açıklamasını yapmıştı.
AKP milletvekili Galip Ensarioğlu da çekilenlerin yaşlılar ve
hastalar olduğunu söylemişti.
Bayık, bu eleştirilerin doğru olmadığını söylüyor.
Cemil Bayık öncelikle karşılıklı mutabakat kapsamında, çekilmenin
bitişine dair bir tarihin belirlenmediğini belirtiyor: “1
Haziran, AKP'nin dediği gibi işte bütün gerillanın Kuzey'den
Güney'e çekilmesinin son tarihi değildir. 1 Haziran, gerillanın
savaşı durdurma ve geri çekilmeyi pratikleştirme tarihidir. Hiçbir
zaman PKK şunu söylememiştir: 'Biz, geri çekilmeyi Newroz'la
başlatıp, 1 Haziran'da tamamlayacağız, Kuzey'de tek bir gerilla
kalmayacak, bunun üzerine ikinci aşama başlayacak'. Kesinlikle ne
böyle bir anlaşma vardır, ne böyle bir belge vardır.”
ÇEKİLME DEVAM EDİYOR
Hükümetin çekilmenin sadece yüzde 20 oranında gerçekleştiği
iddiasının da doğru olmadığını söyleyen Bayık, “Çekilme hâlâ devam
ediyor” diyor.
YÜZDELERLE KONUŞMAK
ANLAMSIZ
Bununla birlikte hali hazırda çekilmiş olan PKK gücünün yüzdesiyle
ilgili sorumuz karşısında Bayık, yüzdelerle konuşmanın 'anlamsız'
olduğunu söylüyor ve ekliyor:
"Biz Türk devletiyle görüşmeler yaparken şunun üzerinden
yaptık: Gerilla, savaşı durduracak, Güney'e çekilecek. 'Şu kadar
tarihte başlayacak şu kadar tarihte geri çekilecek, tamamlanacak'
demedik. Sadece 'Bu kararı uygulayacağız' dedik. Zaten kendimiz bu
kararı almışız, uyguluyoruz."
Çekilenlerin iddia edildiği gibi sadece çocuklar, yaşlılar ve
hastalar olmadığını da belirten Bayık, "Biz, basına
vermediğimiz, çekilen grupların görüntülerini, Erdoğan'ın son
açıklamalarından ötürü basına verdik. Biz çekilmeyi durdurmadık,
sürdürdük" diye ekliyor.
PKK'YA YENİ KATILIMLAR
VAR
"Eğer (hükümet) çözümde ısrarlı olsaydı, topluma çözüm
programı sunsaydı, toplumun güveni olurdu ve tutup da insanlar
köylerinden, şehirlerinden çıkıp bu süreçte gelip gerillaya
katılmazdı. Demek ki toplum çözüm görmüyor, inanmıyor. Pratikte
yapılanlar da savaş hazırlığıdır, bunu görüyor, onun için kendisini
güvenceye almak istiyor. Onun için gerillaya
katılıyor."
Bayık bu sözlerinin ardından "Peki katılanlar da Güney’e çekiliyor
mu?" sorusuna ise "Elbette çekiliyor" yanıtını veriyor.
TABANIMIZA CEVAP
VEREMİYORUZ
"(Tabanımıza) cevap veremiyoruz. Cevap vermek istiyoruz ama
vereceğimiz cevap maalesef yok. 'Biz bunları yaptık, karşı taraf da
şunları yaptı, yapıyor' diyemiyoruz, çünkü ortada bir şey yok."
Süreçle ilgili tartışmalarla yer yer gündeme gelen bir başka iddia
da, ‘PKK tabanında sürece inançsızlık olduğu ve örgüt
yönetimin tabanı zor tuttuğu' yönünde.
Bu konuda ‘Zorlandığımız açık’ diyen Cemil Bayık şunları söylüyor:
“Halkımız da inanmıyor, savaşçılar da inanmıyor. Başta
inanıyorlardı. Ama şimdi giderek o inanç zayıflıyor. Neden? Çünkü
yapılanlara bakıyor, bizim attığımız adımlara bakıyor, karşılığında
hiçbir şey yok. Hatta birçok güç bize açıkça diyor ki: 'Siz
neyinize güvenerek bu adımları attınız? Ortada ne bir üçüncü taraf
var, ne gözlemci ne de imzalanan belgeler var. Siz bu adımları niye
attınız? Neyin karşılığı bunu yaptınız? Karşı taraf ne yapıyor
size, hangi sözü verdi, hangi sözü yerine getiriyor?"
"Bu sorulara siz ne cevap veriyorsunuz" diye sorusuna Bayık, "Cevap
veremiyoruz. Nasıl cevap verelim? Cevap vermek istiyoruz, ikna
etmek istiyoruz ama, vereceğimiz cevap maalesef yok. Ne diyeceğiz
yani? 'Biz bunları yaptık, karşı taraf da şunları yaptı, yapıyor'
diyemiyoruz çünkü ortada bir şey yok. 'En azından karşı tarafın da
böyle bir programı var' diyemiyoruz" yanıtını veriyor.
DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ
ALDATMA
Hükümetin önümüzdeki günlerde bir demokratikleşme paketi açıklaması
bekleniyor.
Cemil Bayık paketi daha açıklanmadan eleştiriyor.
Hükümetin bu paketi tek taraflı oluşturduğunu söylüyor ve
"Dünyada demokrasi paketleri tek taraflı hazırlanmaz. Eğer
Kürt sorununu çözmek istiyorlarsa bunu Kürt tarafıyla, Önder
Apo'yla, BDP'yle, bizimle, Kürtler adına siyaset yapan başka
güçlerle, Türkiye’deki demokrasi güçleriyle görüşmeleri, bunların
da düşüncelerini almaları gerekiyor. Demokrasi paketini tek
taraflı, istediği gibi hazırlayıp, herkesi de bunu kabul etmeye
zorlamak anti-demokratik bir tutumdur, aldatmadır"
yorumunu yapıyor.
ANADİL MÜZAKERE KONUSU
YAPILAMAZ
Bayık, demokratikleşme paketiyle ilgili Gezi eylemleri üzerinden de
eleştiride bulunuyor:
"Gezi’de demokratik siyasetin kanalları açılmak istendi,
demokratik bir eylem geliştirilmek istendi. Vahşice üzerine
gidildi. İleri demokrasi isteyen, demokratikleşme paketlerini
geliştirenler bunu yapabilir mi?"
Bayık'a, Başbakan Erdoğan’ın demokratikleşme paketinde anadilde
eğitim konusunun bulunmadığı yönündeki açıklamasını nasıl
yorumladığını da soruyoruz.
Bayık, "Anadil doğal bir haktır. Bunun tartışılması bile
abestir. Yani bir halk kendi diliyle eğitim yapmayacak, bu müzakere
konusu yapılacak, hatta Türk devleti böyle bir hakkın olmadığını
söyleyecek. Burada ne demokrasi var, ne özgürlük var, ne adalet var
ne insanlık var. Bu bir insan hakkıdır. En doğal haktır" yorumunu
yapıyor.
KOMİSYONLAR
KURULMALI
Peki PKK'nın atılmasını beklediği adımlar neler?
Öncelikle Bayık, sürecin ikinci aşaması kapsamında Abdullah Öcalan
tarafından önerilen komisyonların kurulması için hükümetin adım
atması gerektiğini söylüyor.
Daha önce Öcalan tarafından yapılan açıklamalarda, Hukuk,
Sosyo-ekonomik Gelişme, Misak-ı Milli, Kadın Özgürlüğü, Ekoloji,
Sivil Toplum, Güvenlik, Hakikatleri Araştırma ve İzleme
komisyonları kurulması istenmişti.
Bayık bu komisyonların kendileri için anlamını şöyle özetliyor,
"Eğer bu sekiz komisyon kurulur, çalışır, yasalar oluşturulursa
bunları parlamentoya getirirse, parlamento tartışır bunları
yasalara dönüştürürse, bu hem Kürt sorununu çözecek, hem Türkiye'yi
demokratikleştirecek, hem de ikinci aşamada devlet ve hükümet
üzerine düşen görevi yerine getirmiş olacak, ikinci aşama
tamamlanmış olacak. Bununla normalleşme sürecine geçeceğiz."
"Tamamen eşitsiz şartlarda bir görüşme yapılıyor. Bir taraftan Türk
devleti bütün kurumlarıyla süreci değerlendiriyor diğer taraftan
Önder Apo tek başına görüşmeler yürütüyor. "
Bayık ayrıca süreci takip edecek bir komisyonun oluşturulması
gerektiğini, bu komisyonun hem devletin hem de PKK’nın attığı
adımları denetlemesi gerektiğini de söylüyor.
GÖRÜŞMELERDE BİR TARAFTA TEK KİŞİ BİR
TARAFTA HEYET VAR
Abdullah Öcalan’ın İmralı Adası’ndaki koşullarının değiştirilmesi,
bağımsız doktorların adaya gitmesine izin verilmesi gerektiğini de
belirten Bayık, süreçteki bir asimetriye de işaret ediyor:
"Tamamen eşitsiz şartlarda bir görüşme yapılıyor. Bir
taraftan Türk devleti bütün kurumlarıyla süreci değerlendiriyor
diğer taraftan Önder Apo tek başına görüşmeler yürütüyor. Önder
Apo'nun yoldaşlarıyla görüşmesi gerekiyor, Türk basınından
gidenlerin olması gerekiyor, akademisyenlerin gitmesi gerekiyor,
sivil toplum kuruluşlarından, siyasetçilerden gidenlerin olması
gerekiyor" diyor.
Akil İnsanlar grubunun hazırladığı raporların yayınlanması da
PKK'nın talepleri arasında.
Bayık ayrıca baraj ve kalekol inşaatları ile, PKK’lıların çekildiği
bölgelere asker ve korucuların yerleştirilmesinin, cezaevlerinde
hâlâ çok sayıda Kürt siyasetçinin bulunmasının sürece aykırı
olduğunu belirtiyor.
Kandil'de iç savaş
çıkaracak büyük iddia!
Osman Öcalan'a yönelik suikasti kim planladı? Öcalan
konuştu. Ortalık sallanacak. Zira Öcalan'ın iddiasına göre bu
PKK'nın bir numarası olan Cemil Bayık'ın işi...
-
Öcalan'dan PKK ile ilgili bomba
iddia!
Osman Öcalan PKK'nın üç ülkeyle büyük bir güç oluşturarak
savaş planı oluşturduğunu iddia etti.
-
ÖCALAN'A SUİKASTİ MİT
ÖNLEDİ
PKK’lının, Abdullah Öcalan’ın kardeşi Osman
Öcalan ile Nizamettin Taş’ın da aralarında bulunduğu örgütün eski
üst düzey yöneticilerine yönelik suikast planı Türkiye’nin
yardımıyla önlendi.
PKK'DAN ÖCALAN VE NİZAMETTİN TAŞ'A
SUİKAST GİRİŞİMİ
PKK'lı 3 militan, aralarında Nizamettin Taş ve Osman
Öcalan'ın da yer aldığı eski örgüt yöneticilerine suikast hazırlığı
yaparken fark edildi.