Cemevi için son söz söylendi!
Abone olYargıtay 7. Hukuk Dairesi, Cemevlerinin ibadet yeri olduğu yönündeki tüzüğünü değiştirmeyen Çankaya Cemevi Yaptırma Derneği kapatılması gerektiğine hükmetti.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, cami ve mescit dışında bir yerin
ibadethane olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığına dikkat
çekerek, Cemevlerinin ibadet yeri olduğu yönündeki tüzüğünü
değiştirmeyen Çankaya Cemevi Yaptırma Derneği kapatılması
gerektiğine hükmetti.
Ankara Valiliği İl Dernekleri Müdürlüğü’nün ihbar yazısı
üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca o derneğe hakkında
kapatma davası açıldı.
Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimi Yaşar Eren, Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi’nin kararları ve bilimsel dokümanları
inceleyerek, cemevlerinin ibadet yeri olduğu yönündeki tüzüğün
değiştirilmesine onay vermedi ve davayı reddetti. Karara itiraz
edilence dosya Yargıtay’ın gündemine geldi. Yargıtay 7. Hukuk
Dairesi, yerel mahkemenin kararını yerinde bulmayarak,
"cami ve mescit" dışında bir yerin "ibadethane"
olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle bozdu.
DİYANETİN İZNİ İLE AÇILIR
Oy çokluğu ile alınan kararda Anayasa’ya atıfta bunuldu. Daire,
Anayasa'nın hiçbir hükmünün, Türk toplumunu çağdaş uygarlık
seviyesinin üstüne çıkarma ve Türkiye Cumhuriyeti’nin laiklik
niteliğini koruma amacını güden, inkılap kanunlarının, Anayasa’nın
halkoyu ile kabul edildiği tarihte yürürlükte bulunan hükümlerinin,
Anayasaya aykırı olduğu şeklinde anlaşılamayacağına ve
yorumlanamayacağına dikkat çekti. Daire, Tekke ve Zaviyelerle
Türbelerin Seddine ve Türbedarlıklar ile Bir Takım Ünvanların Men
ve İlgasına Dair Kanun’un 1. maddesinde, “Türkiye
Cumhuriyeti dahilinde gerek vakıf suretiyle gerek mülk olarak
şeyhının tahtı tasarrufunda gerek suveri ahırla tesis edilmiş
bulunan bilumum tekkeler ve zaviyeler sahiplerinin diğer şekilde
hakkı temellük ve tasarrufları baki kalmak üzere kamilen
seddedilmiştir. Bunlardan usulü mevzuası dairesinde filhal cami
veya mescit olarak istimal edilenler ipka edilir” hükmüne
dikkat çekti. 633 sayılı kanunla, İslam dininin inançları, ibadet
ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu
aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek üzere, Diyanet İşleri
Başkanlığı’nın kurulduğunun anımsatıldığı kararda, kanunda yer
alan, cami ve mescitlerin başkanlığın izni ile ibadete açılacağı ve
yönetileceği, hakiki ve hükmü şahıslar tarafından yapıldığı halde
izinli veya izinsiz olarak ibadete açılmış bulunan cami ve
mescitlerin yönetiminin 3 ay içinde Diyanet İşleri Başkanlığı’na
devredileceğini hatırlattı.