Ceme kaç tüyosu amcasından
Abone olCem'in kaçış senaryosu Hayyam Garipoğlu'nun firari olduğu 2 yıla çok benziyor.
Sümerbank’ın içini boşalttığı gerekçesiyle 27 yıla
mahkûm edildiği gün kaçan ve 2 yıl saklanan Hayyam Garipoğlu bir
odadan hiç çıkmadan yaşadığını söylemişti. Yeğeni de bir evde hiç
dışarı çıkmadan saklandığını söyledi
Münevver Karabulut’un katili Cem Garipoğlu ile amcası Hayyam
Garipoğlu’nun firar senaryoları büyük benzerlik taşıyor. Sahibi
olduğu Sümerbank’ın içini boşalttığı gerekçesiyle yargılandığı
mahkeme tarafından 27 yıl hapis cezasına çarptırıldığı gün firar
eden ve 2 yıl boyunca yakalanamayan Hayyam Garipoğlu, firari olduğu
dönemde, tıpkı yeğeni gibi bir odanın içinde hiç dışarıya çıkmadan
yaşadığını iddia etti.
Hayyam Garipoğlu bu iddiasını, kendi imzasıyla kaleme aldığı ve
Ocak 2006’da yayımlanan “Sus Konuşma” isimli kitapta anlattı.
Toplam 51 kişiyle birlikte yargılandığı İstanbul 8. Ağır Ceza
Mahkemesi’nin 30 Mayıs 2005 günü verdiği kararla 27 yıl 3 ay 15 gün
ağır hapis ve 107 milyon 585 bin 534 lira ağır para cezasına
çarptırılan Hayyam Garipoğlu hakkında yakalama emri çıkarıldı.
Garipoğlu o günü ve kaçtığı dönem nasıl saklandığını, firarda
olduğu Ocak 2006 tarihinde yayımladığı kitapta şöyle anlattı:
‘Kafese kilitlenmiş gibi’
“Normal bir iş gününde otururken, avukatım aradı ve heyecanla
‘inanamıyorum’ diyerek, o günkü duruşmanın bittiğini, hakkımda 27
yıl hapis ve tutuklama kararı verildiğini söyledi. Bu kararın
üzerine hemen işyerinden ayrıldım ve arabama binerek önce
bulunduğum yerden uzaklaştım. Yolda eşimi, annemi ve babamı
arayarak hapis kararını ve kaçma kararımı bildirdim.
Bu düşünceler içinde arabanın içinde vakit geçirirken, önce eşimin
uzak bir akrabasının yanına gittim. Soğuk davranılınca lafı
uzatmadan oradan ayrıldım. Başka iki tanıdığı tereddütle aradığımda
‘derhal gel veya neredeysen biz gelip seni alalım’ dediklerinde
nasıl sevindiğimi hâlâ unutamıyorum.
Ama daha sonra onları da zor durumda bırakmamak için yalnız
kalabileceğim başka bir yere gittim. Yedi aydır buradayım ve
dosyamın Yargıtay’da ele alınmasını bekliyorum.
Ama ömür boyu cumartesi ve pazar günleri bile çalışmaya alışmış
birisinin, bir kafesin içine kilitlenmiş gibi, bir odanın içinde 24
saat geçirmesinin ne kadar zor olduğunu insan ancak yaşayınca
anlıyor.”