Çemberlitaşın sırrı nedir?
Abone olBir efsane haline gelen Çemberlitaş'ın gizemini bu defa da Soner Yalçın ele aldı.
İşte Yalçın'ın Çemberlitaş'la ilgili iddiaları
ÇEMBERLİTAŞ’IN GİZEMİ: HEZARFEN ÇELEBİ'NİN KİTABINDAKİ SIR
NE?
İstanbul’daki Çemberlitaş restorasyonunu yürüten şirket yöneticisi,
Çemberlitaş’ın altındaki odada Hz. İsa’ya ait kutsal eşyaların
gömülü olduğunu açıkladı. Medya olaya geniş yer verdi.
Çemberlitaş’ın sırrı Osmanlı’dan günümüze hep merak konusu oldu. Bu
konuda ilk tarihsel çalışmamızı Hezarfen Hüseyin Çelebi yaptı.
1670 yılında kaleme aldığı “Kitabu tenkih-i
tevarihu’l-müluk” adlı eserinde, bakın, Çemberlitaş’ın
sırrı hakkında ne yazdı?…
Bilinenin aksine, Osmanlı’da ilk uçma denemelerini yapan
ilim adamı Hezarfen Hüseyin Çelebi’ydi.
VE ÇEMBERLİTAŞ’IN SIRRI
“Miladın üç yüz yirmi dokuz senesinde Tavuk
Pazarı’ndan vaki olan kırmızı dikilitaşı (çemberlitaş) o oraya
koydu.Bu amudun oraya konmasının sebebi şudur:
“Validesinin namı ki Helena nam hatundur. Kudüs-ü Şerif ziyaretine
varup Kamame nam kilisayı bina eyledikçe, Hıristiyanların
itikadınca Yahudiler’in Hazret-i İsa’yı üzerine gerdikleri salibi
ve eline ve ayağına vurdukları mıhları (çivileri) ve bazı
mucizeyere ait eserleri Yahudilerden alup oğlu Konstantin’e hediye
getürdü.
Ol dahi, tazim ile alup, hazinesinde sakladı. Sonra zaman ile
hatırına geldi ki, bizden sonra gelen melikler, caiz ki, bu mübarek
eserlerin kadrini bilmeyüp saygıda kusur ideler, yahut saklamayup
yabana atarlar.
Büyük günah ola. Emreyledi ki: Yerin altında kargir ve metin bir
hücre bina idüp, ol hücrenin içine mezkur asarı koyup saklayalar.
Sonra üzerine halen mevcut olan kırmızı amudu alamet için
kodu.”
Okuduğunuz gibi, Çemberlitaş’ın altında olduğu iddia edilen
odada, kutsal hazinelerin olduğunu ilk yazan Türk tarihçi Hezarfen
Hüseyin Çelebi’ydi.
Ama bugün olduğu gibi dün de Çemberlitaş’ın altındaki kutsal
hazineler bu toprakların hep gündeminde oldu.
İddiaları sayfalarına taşıyanlardan biri de, “Mecmua-i Fünun”
idi…
ÇEMBERLİTAŞ HIRİSTİYANLAR İÇİN KUTSALDI
Babıali Tercüme Odası katiplerinden Fardis Efendi (no: 35 sayfa
45-49) Çemberlitaş hakkında bakın neler yazmıştı: “Çemberlitaş’ın
gerçek adı ‘Konstantin Sütunu’dur. Etrafında çemberler
bulunduğundan Türkler, Çemberlitaş demektedirler.
Civarında birçok yangınlar meydana geldiğinden siyahlanmıştır.
Bu yüzden Avrupalılar ‘Yanık Sütun’ derler. Bizans
döneminde ise ‘Somaki Sütun’ adı ile anılırdı.
“Bu sütun Dikilitaş gibi yekpare olmayıp 8 kızıl somaki taş
parçasından mürekkeptir. Her taşın çevresi 33 ayak ve yüksekliği 10
ayak 9 parmaktır.
Sütunun yüksekliği yaklaşık olarak 90 ayaktır. Her parçasının üst
tarafından defne dalı şeklinde kabartma pervazlar vardır.
“Sütunun üstüne Apollon’un heykeli konmuş ve bazı sembollerin
ilavesiyle İmparator Konstantin’e benzetilmiştir.”
“Diğer taraftan şu kitabe oyulmuştur: ‘Ey cihan mülkünün hükümdarı
olan İsa, şu mahkumeni, saltanat asasını ve Roma devletini sana
vakfü takdim ve himayene tevdi ettim.
Bunları afetlerden koru.’“Adı geçen küre 407 yılında, asa 541’de
vuku bulan depremden, heykel ise daha sonraki devirlerde şiddetli
bir rüzgardan yere düşerek parçalanmıştır.”
“Çemberlitaş dikildiği vakit 8, bir rivayete göre ise 10
parçadan ibaretti. MS 1080 yılında isabet eden bir yıldırımdan
sonra iki-üç parçası yere düşmüş, bu olaydan 70-80 yıl sonra
imparator Manuel Comnenes, düşen taş parçalarının yerine, bugün
dahi tepesinde görünen mermer başlığı yaptırmış, üzerine bir de haç
diktirmiştir.”
“İstanbul fetholunduktan sonra Çemberlitaş’ın üstündeki
haç, Fatih Sultan Mehmed’in emriyle indirilmiştir.”
“Bazı rivayetlere göre Çemberlitaş’ın kaidesi altında Hıristiyanlar
için saygıya değer bazı eski eserler gömülüdür.
Bu sebepten ilk devirlerde halk burasını çok kutsal bir yer olarak
sayardı. Yılda bir defa büyük halk kitleleri etrafına giderek
ziyaret ederdi.” Durun bitmedi: Çemberlitaş’ın sırrı Cumhuriyet
döneminde de devam etti…
ATATÜRK DE ÇEMBERLİTAŞ’LA İLGİLENDİ
Çemberlitaş’ın altındaki kutsal hazineyle ilgili haberler
Cumhuriyet döneminde de sürdü. Atatürk yurt dışından arkeologlar
getirtti.
Tarih Mecmuası 1968 yılında üç sayısını bu konuya ayırdı. Ünlü
tarihçiler bu konuda makaleler kaleme aldılar… 1918 yılında
İstanbul işgal altında iken Vatikan’dan bir grup rahip
Çemberlitaş’ın yakınındaki Vezirhan’dan oda kiraladı.
Buradan tünel kazıp Çemberlitaş’ın altına gitmek isterlerken
yakalanıp sınır dışı edildiler.
Atatürk bile Çemberlitaş’ın sırrıyla ilgilendi. 1929
yılında yurt dışından arkeologlar getirtti ise de bir sonuç
alamadı.
Çemberlitaş sırrı 1960’lı yıllarda yine gündeme geldi.
HEYBELİADA RUHBAN OKULU
Tarih Mecmuası muhabiri Öz Dokuman, Heybeliada’daki Ruhban Okulu’na
gitti ve okulun öğretim üyelerinden arkeoloji uzmanı Hristostomos
Konstantinidis ile görüştü.
Konstantinidis okulun 40 bini aşkın kitabından, 24 ciltlik Büyük
Yunan Ansiklopedisi, G. Jacquemet’in Katolizm, Eusebe’nin Vitta
Konstantinis kitaplarını çıkarıp ilgili pragrafları gösterdi.
Bu kaynaklar da iddiaları doğruluyordu.
Okul müdürü Metropolit Maksimus Repanelis de iddianın doğru
olduğuna inanıyordu.
Çemberlitaş’ın altında kutsal hazinelerin olduğuna inanan
bir diğer Hiristiyan din adamı ise, Vatikan’ın İstanbul temsilcisi
Padre Carotenuto idi.
“Haç’ın bir parçasının Kudüs bir parçasının Roma’da ve üçüncü
parçasının ise İstanbul’da olduğu doğrudur. Ama İstanbul’da nerede
olduğundan emin değiliz” diyordu.
Tüm yazdıklarımızı toparlarsak, Çemberlitaş’ın sırrı 350 yılı
aşkındır değişik zaman dilimlerinde gündemimize gelmektedir.
Ve görünen o ki, daha çok zaman da gelecektir.
kaynak: Vatan