Çemberin içinde miyiz dışında mı?
11 Eylül 2001 dir ikiz kuleler vurulduğunda, canı yanan dünyanın
jandarması.
Artık dünya eski dünya olmayacak diye haykırdı tüm hiddetiyle.
Avrupalı askerleri de bir anda aynı safta sırasını aldılar.
Ben şahsen anlam veremedim can acısıdır, zaman lazımdır, acısı
diner daha makul söylemler geliştirir, desem de nafile.
Bundan daha acı kayıpları yaşayan birçok ülke olmuştur ancak bu
sefer farklı, canı yanan dünyanın dev gücü, can yakar, can alırda
vermez.
Ne yapacağı artık kestirilmez, sağa sola saldıracağı kehanette
sayılmaz, çizilen karizmanın tamiri adına bir şeyler
yapmalıdır.
Çember kuruldu içine failler yerleştirildi.
Ne adına olursa olsun, insanlık adına kınadığımız, işlenen 11
Eylül olayı bazılarının yararlanabileceği sürecin başlangıcıydı
aynı zamanda, hani derler ya gölü bulandırıp balık tutmak işte
elinde sepet, balıkları bekleyenler olmadı da değil.
Günler geçtikçe batının Islama olan tehdit algısı ve gelecekle
ilgili kaygıları, planlama ve uygulama dehası batı için yeni
senaryolar geliştirmek zor olmadı.
Demokrasi adına bir ülke param parça edildi hem de ülke kendi
kendine yaptı bunu, adı Irak.
Birden Arap dünyasına bahar geldi, ancak bu bahar öyle çiçek
açan cinsinden değil, solduran renksiz, esintili sonbahardan da öte
buz gibi bir bahar.
Önce mevsim değişikliğinden Tunus, Mısır Libya, , Suriye
nasibini aldı
Bu sıralama bahar gelmeden yenidünya düzeni adı altında yeniden
yapılandırılacak yeni orta doğu projesinde dillendirilmişti. Suriye
İran ve Türkiye, bazıları İran dan önce Türkiye diyordu da biz bu
sıralamayı hiç kendimize yakıştıramıyorduk.bizde demokrasi vardı
hem de en eskisinden.
Yok, canım nasıl olsun ki kız alıp kız vermişiz akrabaymışız.
Din aynı Mezhep aynı.
Önceleri kardeştik, şimdi hısımlığa kadar düşen bir yakınlık
mertebesi.
Hem bizim değişmeyen bir düsturumuz da var Yurtta sulh cihanda
sulh.
Ohhh ne güzel yıllardır bizde böyle mutlu, mutlu sulh içinde
yaşıyoruz.
Yıllardır süren iç savaş diye bir şey yok. On binlerce vatan
evladını da cephede, savaş alanında kaybetmedik. Terör var canım
sadece terör. Onlarla da polis mücadele ediyor. Asker
kışlasında.
Beni ilgilendiren şey yabancıların öngörüsünü biz göremiyor
muyuz? Bu nasıl bir psikoloji?
Ben söyleyeyim: yurtta sulh felsefesi
Olumlu düşün olumlu olsun, aklına kötü bir şey getirme, Allaha
sığın o doğrusunu sunar size.
Hızlıyız hem de çok hızlı, baktık bir şeyler oluyor, alt
tarafımızda kaynıyor kazan.
Demokratikleşelim onu da paket yapalım, Kürtlere hediye
kıvamında sunalım.
E güzelde biz zaten demokratik değimliydik, eşitlik ilkesi, bu
ülkede her vatandaş zaten özgür ve eşit değ ilmiydi.
Neyi düzeltirseniz düzeltin onların istedikleriyle sizin
verdikleriniz hiç aynısı olmayacak, karın ağrısı belli onların
aydınından dağdaki adamına kadar, ayrılmak, bağımsız
bir devlet kurmak,(tabiî ki Kürt halkının büyük çoğunluğu bunu
istemiyor) Hadi olmadı mı bir ucunda peşmergeler, diğerinde İranlı
Kürtler, bir tarafta pkk nın Suriye uzantısından oluşan bir
federasyon.
İzin vermeyiz dediğimiz,(adına devlet demese de) kurdu kuzey
ırakta tüm gerçeğiyle ortada Ağabey rolünü de sevmişe benziyor.
Komplo teorisini sevmem ancak gerçeğe uzak durmayan bir teoride
ben yapmak istiyorum istemeye, istemeye
Süreç sonunda 4 ülkede 4 farklı eyalet doğacak henüz
yürüyemedikleri için birinin koruyup kollaması eğitmesi de
gerekecek.
Böylesi bir durumda başkanlık sistemi hayalini kuran Türkiye nin
kucağına yakıştıranlar yok değil, isteklisi de azımsanmayacak kadar
fazla. Madem başkanlığa geçtik fazladan dört eyalet göz mü
çıkarır.
Ancak bu sadece teori, bunu düşünmek bile Atana, Tarihine,
Irkına en büyük ihanet olacaktır ve hiçbir Türk evladı böyle bir
şeyi kabul etmeyecektir.
Başka bedenlerden kopan uzuv saklanmaz. Her bünyeye de uymaz.
Saklarsanız evinizi ocağınızı kokutursunuz, kendinizide
Kısacası ben meraktayım biz çemberin içinde miyiz
dışında mı?