Cemaat'ten Kobani için son dakika mesaj
Abone olKobani savaşı ve Türkiye'de yaşanan sokak olayları için Cemaat'ten açıklama geldi. Açıklamada Kobani'ye yardım edilmesi istendi.
KOBANİ'deki son dakika gelişmeler ve
Türkiye'deki olaylar hakkında Gülen Cemaati tavrını ortaya koydu.
Kobani olaylarında 'Cemaatin parmağı var' iddialarına da yanıt
verilen açıklamada, Türkiye'nin Kobani'ye müdahale etmesi
istendi.
Cemaatin Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı tarafından yapılan
açıklamada "970’lerin karanlık anarşi ve terör günlerini hatırlatan
vahim olayları büyük endişe ile izlemekteyiz" denildi ve IŞİD'in
Kobani'ye yönelik saldırısı dehşet verici olarak nitelendi.
CEMAAT Mİ KOBANİ OLAYLARINI
PLANLADI?
Cemaat'in vakfı, hizmet hareketinin Kobani olaylarını körüklemekle
suçlanmasına da sert tepki gösterdi. Açıklamada bu konuda şöyle
denildi;
-Yıllardır hiçbir ayrımcılık yapmadan, toplumsal barışa ve
eğitime katkı sağlamaya çalışan okul, dershane, öğrenci yurdu gibi
Hizmet Gönüllülerinin açmış olduğu kurumlar da maalesef bu süreçte
saldırıya uğramıştır. Buna rağmen, başından beri çözüm sürecini,
bazı soru işaretlerine rağmen destekleyen ve yıllardır birçok
toplumsal problemin yanı sıra Kürt sorununun çözümü için de
çalışmalar yapan, bünyesinde yüzbinlerce gönüllü Kürdü ihtiva eden,
Kuzey Irak’taki Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde herkesçe takdir
edilen pek çok okulu olan Hizmet Hareketi’ni, şiddet
olaylarının planlayıcısı gibi göstermek akla ziyan bir
iftiradır.
KOBANİ'YE TÜRKİYE MÜDAHALE ETSİN!
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın açıklamasında Türkiye'nin
Kobani'deki IŞİD saldırısına müdahale etmesi de istendi.
Açıklamada "İlgili tüm taraflar, Kobani'deki insani
sorunu siyasi emelleri için kullanmaksızın ve pazarlık konusu
yapmaksızın çözümü yönünde ulusal ve uluslararası hukukun tanıdığı
tüm imkânlar dâhilinde azami gayret sarf etmesi
kaçınılmazdır' denildi.
ALLAH KORUSUN!
Cemaatin Kobani olaylarına ilişkin açıklamasında öne çıkan diğer
kısımlar da şöyle;
*Sınırımızın hemen ötesindeki insanları bekleyen, Allah korusun,
muhtemel kötü akıbetin ülkemizdeki vicdan sahibi herkesi harekete
geçirmesi ve barışçıl miting, protesto, gösteri hakkının
kullanılması insani duyarlılığın gereğidir.
*Haklı bir dava, şiddete bulaşır, provokatörlerle arasına mesafe
koyamaz, derin istihbari yapıların kışkırtmalarına kapılıp
yakıp-yıkma ile anılmaya başlarsa, haksız duruma düşer. Bu, ayrıca
asla aksamaması gereken çözüm sürecine de zarar verir ve toplumun
farklı kesimleri arasındaki kin, nefret, ayrışma, duygusal kopuş ve
kutuplaşmaya sebep olur. Küçük bir kesimin illegal eylemlerinden
büyük çoğunluğu barışçıl olan Kürtlerin sorumlu tutulması da iç
barışa zarar verir.
MAKAM SAHİPLERİ SAĞDUYULU
KONUŞSUN
*Yetkili ve sorumlu makamlarda bulunanların sağduyu çağrısı yerine, sosyal barış ve hukuka aykırı açıklamalarda bulunması, tahrik edici bir üslup kullanması milletimize yapılacak en büyük kötülüktür. Yetkililer, siyasiler, liderler ve kanaat önderlerinden beklenen toplumun her kesimini sükûnete davet etmek ve terör örgütlerinin eylemlerini masum gösterecek her türlü ifadeden kaçınmaktır.
İBRET VESİKASI OLMALI
*1970’lerin şiddet sarmalına dönmek, ülkemizde demokrasinin rafa
kalkmasına sebep olabilir ve herkes bundan büyük zarar görür.
Demokrasi, hukukun üstünlüğü, özgürlük, çoğulculuk, insan hakları
ve eşit vatandaşlık ilkeleri ile iç huzurunu sağlayamayan toplum ve
devletlerin hemen yakın coğrafyamızdaki iç karartıcı örnekleri,
hepimiz için birer ibret vesikası olmalıdır.
Hiçbir ayrım yapmaksızın bütün vatandaşların haklarını garanti eden AB ve AIHM normlarına uygun, sivil bir anayasa ve gerçek bir demokrasi dışındaki tüm arayışlar çıkmaz sokaktır.