Cemaatlere kırmızı kitap müjdesi
Abone olKamuoyunda "kırmızı kitap" olarak bilinen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi yeniden yazılıyor.
İNTERNETHABER.COM-
-Kamuoyunda tanınan cemaatler, “irticai faaliyet” kapsamından çıkarılacak. Süleymancılık, Nurculuk, Fethullah Gülen hareketi gibi cemaatler, iç tehdit kapsamından çıkarılarak yeni belgenin eklerinde ismen zikredilmiyor
-Dış tehditler “komşularla sıfır sorun” çerçevesinde düzenleniyor. İran, Yunanistan öncelikli tehdit olmayacak.
Sivil irade bu kez ağırlığını hissetirdi.. Milli Güvenlik Siyaset Belgesi de değişim rüzgarından etkilendi. Başbakanlık’ın ilgili kurumlara gönderdiği taslaklarda çarpıcı değişiklikler var.
Hükümetin yıllardır iç ve dış politikada yaptıklarının kağıda
dökülmesi aslında. Yürütmenin başındaki iktidarın faaliyetlerinin
askere onaylatılması anlamına da geliyor..
Milliyet Gazetesi yazarı Aslı Aydıntaşbaş, taslağın ayrıntılarını
yazdı..
"(...)İrtica yeniden tanımlanacak
Bu çerçevede
hazırlanan taslaklarda, “irtica” yeniden tanımlanarak Erdoğan’ın
“vatandaşı iç tehdit olarak gören zihniyet” diye tanımladığı dini
yapılar, metinlerden çıkarılıyor.
Başbakanlık ve MGK Genel Sekreterliği tarafından İçişleri
Bakanlığı, MİT ve Genelkurmay’a da gönderilen taslaklarda,
geçmişten farklı olarak kamuoyunda yakından tanınan cemaatler yok.
Ana metinde “irtica” ve “bölücülük” sözleri kalıyor. Ancak “irticai
faaliyetler” somuta indirgenerek El Kaide, Hizbullah gibi aşırı
dinci terör örgütleri olarak tanımlanıyor.
Buna karşın geçmişte Kırmızı Kitap’ın eklerinde açıkça ismiyle
telaffuz edilen Süleymancılık, Nurculuk, Fethullah Gülen hareketi
gibi cemaatler, yeni belgede ismen zikredilmiyor.
Yeni metinler, özellikle Gülen cemaati açısından Milli Siyaset
Belgesi ve hükümet işleyişi arasında çarpıcı bir “çelişki”nin
giderilmesi anlamına geliyor. Gülen hareketi, belgenin her yıl
güncellenen eklerinde 2009 yılında yokken 2010’da konmuş. Çelişki
şuydu: İrtica nedeniyle devlet zirvesinde “izlenemeye alınan” bu
cemaat, fiiliyatta TUSKON gibi lobi kuruluşları, Zaman gazetesi ve
yurtdışındaki liseleriyle hükümet tarafından kabul gören bir
yapıydı. Yeni metinlerin bu çelişkiyi gidermeye yönelik olduğu
anlaşılıyor.
İran en tepedeydi
Dış tehditler bölümü ise Türkiye’nin komşularla “sıfır sorun”
politikası çerçevesinde yeniden kaleme alınıyor.
Dışişleri ve Başbakanlık tarafından yürütülen bu çalışma
çerçevesinde Irak ve İran’ın öncelikli tehdit olmaktan çıkması
bekleniyor. Ancak üst düzey bir hükümet yetkilisi, “eksen kayması”
tartışmaları arasında Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik hedefinin
belgede yeniden vurgulanacağını belirtti.
2005’te hazırlanan belgede, İran’ın İstanbul’u menzili içine alan
Şahab 3 füzeleri ve nükleer programına atıfta bulunulmuş, bu ülke
tehdit sıralamasının tepelerinde yer almıştı.
Yeni metnin ise İran, Bağdat ve Barzani’yle yeni başlayan yeni
işbirliği dönemini yansıtması, bu çerçevede Türkiye’nin bölgesel
ittifaklarını yeniden gözden geçirmesi bekleniyor. Türkiye, İran’ın
nükleer programını hâlâ kendisi için bir tehdit sayıyor; ancak bu
ülkeyle PKK’ya yönelik artan bir işbirliği var. Ayrıca Ankara,
İran’ı geçmişte olduğu oranda güçlü bir tehdit olarak görmüyor.
2005’te Yunanistan, öncelikli dış tehdit olmaktan çıkıp alt
sıralara düşmüştü. Bu yıl da benzer bir sıralama öngörülüyor.
Ayrıca Türkiye’nin PKK’yla mücadelede Bağdat yönetimi ve Kuzey
Irak’taki Barzani yönetimini yanına alma çabası ve bu yönde gelişen
işbirliğinin de belgeye yansıması bekleniyor.
Buna karşın Ortadoğu’da savaş ihtimali, Irak’ın bölünmesi, İran’ın
istikrarsızlaşması, Ankara açısından sıkıntılı başlıklar
yaratıyor.
Kurumlardan alınan görüşler doğrultusunda MGK Genel Sekreterliği
tarafından hazırlanan belgenin 30 Ağustos’ta TSK komuta
kadrosundaki görev değişimi nedeniyle Ağustos’ta değil, Ekim
ayındaki MGK’da onaylanması bekleniyor."