Cemaatle kavga AK Parti'ye ne kadar oy kaybettirir?

Dersahenelerle ilgili fikrimi soran herkese aynı şeyi söyledim, buradan da ilan edeyim. Ben dershanelere de, dershanelerin de bu dönemde kapatılmasına da karşı olan birisiyim.

Süleyman ÖZIŞIK suleyman@internethaber.com

Dershanelerle ilgili fikrimi soran herkese aynı şeyi söyledim, buradan da ilan edeyim. Ben dershanelere de, dershanelerin bu dönemde kapatılmasına da karşı olan birisiyim.

Kafanız karışmasın diye şöyle izah edeyim.

Dershanelerin en azından şimdilik kapatılmasına karşıyım.  Çünkü; Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı okullardaki sıkıntılara da bizzat şahit olmuş ve olan birisiyim.

Sistemin iki yılda bir değiştiği, öğretmenlerin sıradan birer memur, öğrencilerin birer denek olarak görüldüğü sistemin adına eğitim diyenleri gülünç buluyorum. Günümüz okulları bu dershanelere ihtiyaç olduğunu bağıra bağıra haykırırken, Öğretmenlerin bile, "Benden bu kadar. Git geri kalanını imkanın varsa, dershanelerde öğren" dediği bir sistem orta yerde dururken, alelacele bir şekilde dershaneleri özel okullara dönüştürmenin o çocukların eğitimine ciddi zararlar vereceği endişesi taşıyorum.

Öte yandan...

Dershanelere karşıyım çünkü; buraların artık birer ticarethaneden ibaret olduğunu bizzat yaşayarak görenlerdenim. İmkanı olanların gittiği, imkanı olmayanların kapısından geçemediği bir yapı eğer Milli Eğitim Bakanlığı'nın eğitim sistemiyle paralel olarak yürüyorsa, burada bir adaletsizlik var demektir.

Yani kısacası karar doğru, yöntem ve zamanlama yanlış!

Bu yanlışın bir kırılmaya neden olacağı belliydi. Ancak kavganın bu kadar seviyesizleşeceğini kimse tahmin edememişti doğrusu.

20 Kasım 2013 tarihinde yazdığım başlıklı yazıda yaşanan tartışmanın iki tarafa da ciddi zararlar vereceğini dile getirmiştim.

"Sözden korkmayacak yürekli ve zeki insanlaradır sözümüz. Çünkü ancak onlar, söz ne kadar acıysa, diyenin o kadar dost olduğunu bilir..." diyerek her iki tarafa da sempatiyle bakan biri olduğumu belirtmiş, tarafların saflarındaki vesvesecilere fırsat tanımaması gerektiğini haddim olmayarak tavsiye etmiştim.

Olmadı maalesef...

Çıldırmışlık seviyesindeki küfür ve hakaretlere maruz kalmamdan başka işe yaramadı o yazım. Bir yanda Erdoğan'ın etrafını saran iğrenç ağızlılar... Diğer yanda AK Parti adına sosyal medyada hesaplar açıp necaset saçanlar. Beri yanda cemaate mensup bazı nasipsizler...

Bir taraf, "Sen nasıl bu Yahudi ve Hıristiyan dostu, MOSSAD ve CIA'nın kurduğu cemaati desteklersin" dedi. Diğer taraf "Sen nasıl Müslüman görünümlü bu kafirlerin, bu Yezitlerin yanında olursun" dedi.

Yakası açılmamış, kağıda kaleme gelmez küfürlerle saydırdılar da saydırdılar.

Sorun değil...

6 Haziran 20012 tarihinde yazdığım, başlıklı yazımdan sonra da...

8 Haziran 2012 tarihinde yazdığım başlıkla yazımdan sonra da...

15 Haziran 2012 tarihinde yazdığım başlıklı yazımdan sonra da aynı şeyleri, hatta daha kötüsünü yaşamıştım.

Alışkınım anlayacağınız...

Oysa yazdığım da, anlatmak istediğim de çok basitti...

"Hocaefendi size birşeyler anlatmaya çalışıyor. 'Çok kötü şeyler duyabilirsiniz. Rica ediyorum, aynıyla mukabelede bulunmamak lazım' diyerek size bir mesaj veriyor. O mesajı dinleyin" demekti niyetim.

Duymadılar bile...

"'Peygamberin bile kıblesi şaştı oğlum' diyen yazarı susturun" dedim. Onlar o yazarı, edebe davet etmek yerine, "Sen Today's Zaman'a geç. Orada daha rahat hakaret edersin" diyerek terfi ettirdiler.

"Gezi eylemcileri haklıydı" diyen yazara tam takım arka çıktılar.

"Ebu Cehil Peygamberimize zulmetti ama mert adamdı. Yalan söylemez, iftira atmazdı" diyecek kadar sapkınlaşan yazara tek kelime etmediler.

Daha başka neler dediler?

Sıralayayım...

* Başörtüsü pislikleri kapatmaya yetmedi demek ki? Pislikler kapatmak için dersane kapatmak gerek demek.

* Bir kez daha anlaşılmıştır ki ülkemizde her siyasi hareket bir din, lideri de tanrıdır! Geğirebilen, küfredebilen, gaz ve çiş yapabilen tanrı!

* Öyle ateistler tanıyorum ki bunlardan daha insan ve daha Müslüman!

* Müslümanlar içlerine kaçmış şeytanla camilerde ve Kabe'de dolaşıp duruyorlar!

* Her yer Kerbela her yan Yezit! Yezid de iyi Kuran okurdu vahiy katibinin oğluydu!

* Şükredelim ki normal gapatıyor ya gara çarşafla gapatsaydı!

* Eğer hizmet olmasaydı Müslümanlar İslam öncesine dönmeye devam edeceklerdi!

* İsrail çok zalim ve vahşi olmasına rağmen bunlar gibi belden aşağı vurmuyor ve iftira atmıyor!

* Artık anlaşılmıştır ki Madımakta insanlar yanarken tekbir getirip alkışlayan zihniyetle şuan cemaatin linç edilmesini alkışlayanlar aynıdır!

* Bakanı yalancı, müsteşarı yalancı, müşaviri yalancı ve küfürbaz olanın kendi ne olur?

* Cemaat gibi oy potansiyeli yüksek bir kesime seçim öncesi düşmanlık edenler, seçimleri masa başında almak isteyeceklerdir! Bir siyasetçi oy deposunu yok sayıyorsa bu seçimlerde hile yapılacağının % 500 kanıtıdır! Göreceksiniz bunlar seçim sonuçlarını masa başında alacaklar!

* Lozanın gizli maddeleri içinde "Türk kökenlilerin başbakan yapılmaması" şartının niçin konulduğunu da şimdi anlayabiliyor muyuz?

* Gençler bilmezler Milli Görüş zaten hizmet düşmanlığı üzerine kurulmuş bir projeydi ve her zaman vazifesini yaptı!

Ve daha niceleri...

Yazdıkça insanın midesi kalkıyor.

Eminim ki Fethullah Gülen Hocaefendi de en az bizim kadar bezgin ve çaresizlikle izlemiştir hem bu iğrenç sözleri, hem de cemaate yakışmayan sefilleri.

Anlaşılan o ki bu arkadaşlar, seçim döneminde AK Parti'nin kendi desteklerini almaması durumunda, büyük bir hezimet yaşayacağını düşünüyor.

Kendilerine has hışımlarıyla saldırıp, hınçla vururken geride oluşturdukları tahribattan ise haberleri yok. Yaptıkları hizmet hareketinin üzerine kara bir leke çalmaktan öteye gitmiyor oysa ki...

Günlerdir bu kavgayı uzaktan izleyen biri olarak, görüşlerine başvurduğum tanıdık tanımadık herkes aynı şeyleri söylüyor:

"Gezi olaylarının içinde olduğunu itiraf eden, onbinlerce masum Filistinli'nin katili İsrail'i öven, Peygambere ve İslam'a düşman Ebu Cehil'i bile masumlaştıran bir cemaat olabilir mi?"

Pek muhterem arkadaşlar eminim bunun cevabını verirler!

"Cemaat ve AK Parti arasındaki kavga kimin işine yarar" sorusunun cevabını geçen yazımda kısmen vermiştim ama bu kez detayını da anlatayım.

Kavga maalesef iki kesime de ciddi zararlar verdi. Bu kavganın kazananı yok ve hiçbir zaman olmayacak.

Kimin daha çok kaybettiğini merak ediyorsanız.

Şayet cemaat içindeki bu bozuk ağızlıları susturmaz ve himaye etmeye devam ederse, daha çok kaybeden taraf olmaya devam edecek.

Böyle bir durumda korkarım ki, "CHP veya diğer partilere oy verin, ama AK Parti'ye oy vermeyin" çağrısı nereden gelirse gelsin, bu çağrıya kulak vermeyecek insan sayısı bir hayli fazla...

Umarım böyle bir davette bulunulmaz.

Lakin ortaya çıkan tablo gösteriyor ki, AK Parti yüzde 5 belki kaybedebilir ama cemaatin yüzde 45 kaybedeceği kesin!