Cemaatle ittifak tepkilerine yanıt verdi

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, CHP’nin içinden gelen “cemaatle ittifak” tepkilerine cevap verdi.
Tekin, "30 yıldır, özellikle 1980’den sonra solda, CHP’de bir parçalanmayı, kavgayı arzu eden kadroların, ekiplerin olduğunu biliyorum. Bir kısım arkadaşlarımızın keşke medya kanalı ile değil, parti meclisi, grup toplantısı ve parti mekanizmalarında bu görüşlerini bildirselerdi daha makul olurdu” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, İzmir Milletvekili Mustafa Balbay ile birlikte TBMM’de medyanın sorunlarını anlattıkları bir basın toplantısı düzenledi. Sosyal medya üzerinde ciddi bir tartışmanın söz konusu olduğunu söyleyen CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, sosyal medyayı yasaklamaya girişmenin Bakanlar Kurulu kararı ile hava durumu raporu hazırlamaya benzediğini kaydetti. Balbay, Anadolu medyasında çok büyük sorunların yaşandığının altını çizerek, seçim öncesinde yaptığı yurt gezisinde temasa geçtiği cemiyetlerde dinlediği sorunları anlattı. Anadolu’da medya toplulaştırılması yapıldığını söyleyen Balbay, Anadolu medyasına “Birleşmezseniz ilan vermeyeceğiz” denildiğini ifade ederek, “Gazetecilerin işsiz kalmasına Türkiye alıştı, ama artık gazetelerin toplulaştırılıp teke indirilmesi planlanmakta. Mersin’de 12’den 8’e indirdiler, şimdi 4’e indiriyorlar. Yoksa ‘ilan yok’ diyorlar. İnternet medyasına da Basın İlan Kurumu’nun ilan vereceği ve kurallarını kendisinin koyması söz konusu. Ticari ilanların da merkezi bir ajanstan geçip internet sitelerine verilmesi gibi bir bilgiyi aldık. Hükümetin medyayı büyük bir ilan planlaması yaparak, ilan yolu ile kendi kontrolü altına almaya çalıştığı bilgisini aldık” dedi.
“23 tane haber sitesinin gün gün takip edildiğini ve her an başlarına bir şey gelebileceğini buradan söylemek istiyorum” diyen Gürsel Tekin ise, Anadolu’daki yerel gazetelerin çok zor şartlarda çalıştıklarını belirtti. Tekin, “Yerel gazetelerde bir havuz medyası oluşturmaya çalışıyorlar. ‘Sosyal medya, ulusal medya, yetmedi yerel medyayı da baskı altında tutalım’ anlayışı bir korku ifadesidir. Yerel basın da, ulusal basın da sonuna kadar demokratik haklarını kullanacaktır” açıklamasında bulundu.
17 Aralık’ta tutuklanan ve daha sonra serbest bırakılan Rıza Sarraf’ın “Şarlatan” sözünden yola çıkarak Kılıçdaroğlu’na ve Bahçeli’ye tazminat davası açtığının hatırlatılması üzerine Gürsel Tekin, “Böylesi bir iktidar ortamında, bu rezilliklere baktığınızda, bu kirli işadamının, bu yolu kendisine hak bulmasını son derece doğal görüyorum. İktidar son günlerde tutturmuş bir paralel yapı. Bir şey istiyorum, yürekleri yetiyorsa, o işadamına seslenmek istiyorum, senin ofisine gelen giden işadamlarının kamerasını kamuoyuna açıkla. İşadamının işyerine gelen siyasetçilerin, bakanların, belediye başkanlarının, kimler varsa o kamerayı Türkiye kamuoyuna açıklayalım. O kamerayı gördüğünüzde insanlığınızdan utanacağınızı, ben siyaseten siyasetçiliğimden utandığımı ifade etmek istiyorum. MOBESE sistemini de açabilirsiniz, o zatı muhteremin kameralarını da açabilirsiniz. Açtığınızda Türkiye’deki bütün kirlilikleri bir lağımın patlaması gibi görebilirsiniz” diye konuştu.
Mustafa Balbay ise, “Ola ki kazanması durumunda parayı nasıl gönderelim, saat olarak mı, kutuda mı gönderelim, nakit mi ister, gayrimenkul mü ister? Nasıl göndereceğimizi öğrenmek isteriz” ifadelerini kullandı.
Sarıgül’ün Kılıçdaroğlu’ndan genel başkan yardımcılığı istediği yönündeki iddialara da cevap veren Tekin, “Gazetecinin cahilini de Allah kimseye göstermesin. Bir gazeteci siyasi partilerde yöneticilik nasıl olur diye bir bakılır. Buna da bakmamışsa ne diyeceğim ben” dedi.
Olağanüstü kurultay ile parti meclisinin yenilenme olasılığı olup olmayacağı sorusuna ise Tekin, “Şuanda öyle bir şey yol. Olağanüstü kurultay koşullarını delege belirler. Bugüne kadar herhangi bir CHP delegesinin kongre talebinin olmadığını açık ve net bir şekilde görüyoruz. CHP’de bir kongre sorunu yok, bunu herkes bilsin. Özellikle havuz medyasında oturup ta bize akıl verenler kendilerine bir baksınlar” şeklinde cevap verdi.
CHP’nin ulusalcı kanadında yer aldığı söylenen bazı milletvekillerinin cemaatle işbirliği nedeniyle partiye yönelik eleştirileri olduğunun sorulması üzerine Tekin, “30 yıldır, özellikle 1980’den sonra solda, CHP’de bir parçalanmayı, kavgayı arzu eden kadroların, ekiplerin olduğunu biliyorum. Eleştiriler olabilir, son derece doğaldır. Biz sosyal demokrat bir partiyiz. Bir kısım arkadaşlarımızın keşke medya kanalı ile değil, parti meclisi, grup toplantısı ve parti mekanizmalarında bu görüşlerini bildirselerdi daha makul olurdu. Bunun da gazete aracılığıyla, CHP tartışmasının çok doğru olmadığı inancındayım” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırı ile ilgili kafalarındaki soru işaretlerinin hala giderilemediğini belirten Gürsel Tekin, yarınki grup toplantısında özel bir önlem alınıp alınmayacağı yönündeki soruya şu cevabı verdi:
“Özel bir korunaklığa ihtiyacımızın olmadığını herkes bilsin. Kılıçdaroğlu’nun hiç ihtiyacı yok. Suç işleyenlerin çok özel korunmaya ihtiyaçlarının olduğunu biliyoruz. TBMM korunaklı bir yer ve devletin kontrolü altında olan bir yerdir. Kılıçdaroğlu dışarıda CHP tarafından, sevenleri tarafından korunur. Böyle 300-500 polisi asla sevmez. Zaman zaman bölgeye gideriz, sadece bir koruması olur. Korunacak durumda değiliz. Dünyanın her yerinde suç işleyenler korunur.”
Başbakan Erdoğan’ın Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bir programında yaptığı konuşmayı eleştiren Tekin, “Diyanet İşleri’nin de sanki bir AK Parti Genel Kurul toplantısı gibi davranmasını şiddetle kınıyorum. Önümüzdeki günlerde Diyanet İşleri Başkanı’nı da siyasete bekliyoruz. Diyanet İşleri’nin çürümesi hepimizi çok üzmüştür” diye konuşurken, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın siyaset işleri başkanlığı olduğunu söyleyen Mustafa Balbay ise, “Başbakan ‘cübbeni çıkart, siyasete gir’ sözünü herhalde herkese söylemiş” dedi.
“Anayasaya, hukuka saygılı olacak, 76 milyonun güvencesi olacak. Bu Cumhurbaşkanı profiline uyan onlarca insan var” diyerek CHP’nin Cumhurbaşkanı adayının kriterlerini açıklayan Tekin, “CHP, MHP ve BDP arasında bir ittifak olacak mı?” şeklindeki soruya “İttifakı yurttaşlar yapacak” cevabını verdi.
(İHA)