Cemaatin yazarından Gülay Göktürk'e tepki
Abone olZaman yazarı Bülent Korucu, cemaate yapılan operasyona destek veren Bugün gazetesi yazarı Gülay Göktürk'e sert çıktı.
İNTERNETHABER.COM
Gülen cemaatinin Bugün'de yazan Gülay Göktürk'ün, cemaatçi
polislere yapılan operasyonu savunmasına Zaman gazetesi yazarı
Bülent Korucu, "Gülay Göktürk nerede yaşıyor!" diyerek tepki
gösterdi.
Geçen Cumartesi yayımlanan yazısınıda cemaate seslenen Göktürk
"Cemaat’e yakın kalemler de her fırsatta aynı lafı tekrarlıyordu.
'Bütün bir Cemaat’i hedef tahtasına koyacağınıza, somut olarak suç
iddialarınızı koyun ortaya. Tek tek şüpheliler hakkında adli
süreçleri başlatın, kim ne suç işlediyse çıksın ortaya' diyorlardı"
deyip "İstediğimiz bu değil miydi?" diye sormuştu.
GÜLAY GÖKTÜRK'ÜN OPERASYONA DESTEK
VERDİĞİ YAZISI (TIKLA-OKU)
Gülay Göktürk'ün bu sözlerine Zaman'daki köşesinden yanıt veren
Bülent Korucu, "Gülay Göktürk, saygı duyduğum yazarlardan biri.
Ancak Çağlayan Adliyesi’ndeki skandal konusundaki yaklaşımını
anlamakta zorlanıyorum. 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet
soruşturmasından bugüne Türkiye’de yaşamayan birinin kaleminden
çıkmış gibi yazılar yazıyor" sözleriyle tepki gösterdi.
Bülent Korucu'nun bugünkü yazısının ilgili kısmı
şöyle:
SORGUYU İŞKENCEYE
DÖNÜŞTÜRDÜLER
Göktürk, doğal yargıç ilkesinin yerle bir edildiği konuşulmasın
istiyor. Özel kanunla kurulmuş, seçilerek atanmış hâkimlerin
vereceği kararlardan dünyanın her yerine kuşku duyulur. İstediği
kararları vermeyen hâkimleri mitinglerde azarlayan, hesap sormakla
tehdit eden Başbakan Tayyip Erdoğan’ın görmezden gelinmesini
bekliyor. Gözaltı kararlarını veren ve sorguyu fiili işkenceye
dönüştüren yargıçların aynı zamanda yolsuzluk şüphelilerini tahliye
ettiğini basit tesadüfler olarak algılamamızı umuyor.
'KAÇ İSMAİL' OLAYININ RUTİN BULUNMASINI
UMUYOR
İranda Babek Zencani tutuklu ve mal varlığına el konulmuşken,
Türkiye’de Reza Zarrab’ın yatıyla tatil yapmasını eleştirmenin
altında farklı amaçlar arıyor. Yargıcın odasındaki esrarengiz
şahısların ‘kaç İsmail kaç’ talimatıyla sırra kadem basmasının
hayatın olağan akışına ve adliye rutinine uygun bulunmasını umuyor.
Göktürk, kanuni sürede hâkim önüne çıkarılmadıkları için gözaltı
süreleri dolan, onun için ‘muhafaza altında tutmak’ gibi kanunda ve
literatürde yeri olmayan uygulamaya polislerin inkıyat etmesini mi
tavsiye diyor? Savunma hakkını yok eden, talepleri tutanağa ‘paşa
gönlüne’ göre geçiren ve tutanaktan örnek alınmasına bile karşı
çıkan bir yargı sürecine sessiz kalınmasını öneriyor. Aksi
tavırları ‘paralel yapı’ iddiasının delili olarak sunarak aba
altından sopa gösteriyor.
100 BİN İŞADAMI
FİŞLENDİ
Göktürk, mahkeme safahatı dışındaki gelişmeler hakkında da
bilgisi yok gibi davranıyor. 100 binin üzerinde işadamının
fişlendiğini ve 28 Şubat benzeri taktiklerle diz çökmeye
zorlandığını hiç duymamış sanki! Diz çökmeyenlerin yok edilme
tehdidi altında olduğuna da herhalde ihtimal vermiyor.
Dershanelerin kapatılmasının ekonomik ya da eğitim politikalarıyla
ilgili olmadığını biliyor oysaki. Türkçe Olimpiyatları’nın
Türkiye’de yapılamayışının hukuki ve insani izahı olmadığının da
farkında. “Onlara su da yok, stadyum da” sözleri ve uygulamasının
herhangi bir liberal ilke ile bağdaşmadığını da gördüğünü umuyorum.
Üçüncü kata gelinmiş izinli, ruhsatlı okul binasını yeşil alana
dönüştürme sihirbazlığını nasıl izah ediyor meraktayım.
GÖKTÜRK'ÜN TÜRKİYE'DE YAŞADIĞINDAN CİDDİ
ŞÜPHEM VAR
Hem mahkemede hem de mahkeme dışında bunca hukuksuzluk yaşanırken yükselen itirazları “paralel yapı” delili olarak sunmayı etik bulmuyorum. Polisleri tutuklatarak oluşturulan algının temel yapılıp üstüne daha büyük binlerce proje dava açılacağını Başbakan bizzat söylüyor. Yüzlerce sivili içeri tıkmak için bu temelin kullanılacağından Göktürk haberdar değil mi? Sorgulamayı yapan sulh ceza yargıcının tutuklamaya gerekçe yapılan dinleme kararlarından üçte birini yani 154’ünü imzaladığını okumuyor mu? Tabii hâkim ilkesine aykırı biçimde, darbe dönemlerini hatırlatırcasına özel kanunla kurulmuş mahkemeye güvenilmesini talep ediyor Gülay Hanım.
Göktürk’ün Türkiye’de yaşadığı konusunda ciddi şüphelerim var.