Cemaatin üç yazarına ayar verdi!
Abone olRuşen Çakır'dan cemaat yazarlarına itiraz. Çakır'a göre cemaat hem siyasi hem de sivillikten çıktı.
Ruşen Çakır Zaman gazetesinin 3
yazarına 'siyasal İslam' ayarı verdi. Çakır'a göre Erdoğan bu
sabırsız yazarlar olduğu sürece çok şanslı.
Zaman gazetesi yazarlarının son dönemde sık sık siyasal İslam'ın
bittiğini vurgulayarak sivilin ön plana çıktığını vurgalamalarına
Vatan si yazarı Çakır'dan itiraz geldi.
Zaman yazarları Türköne, Alkan ve Bulaç'ın
üzüm yemek yerine adeta bağcıyı dövmek derdinde olduğunun altını
çizen Çakır itibarlarının ve etkilerinin giderek azaldığını
söyledi.
Çünkü Çakır'a göre cemaat bu üç yazarın
yazdıklarının aksine ne sivil ne de siyaset dışı! AK Parti'de
sadece siyasi değil Zaten kavga da buradan
kopuyor.
ZAMAN'DAN ÜÇ YAZAR
Başbakan Erdoğan‘ın şanslı bir
siyasetçi olduğu farklı kişilerce, değişik vesilelerle dile
getirildi ki ben de öyle düşünüyorum. Onun en şanslı olduğu
konulardan biri de, medyada kendisini etkili bir şekilde eleştiren
kişilerin fazlasıyla sabırsız olmaları.
Üçü de Zaman Gazetesi‘nde yazıyor. İkisi ülkücü hareket kökenli Ahmet Turan Alkan ile Mümtazer Türköne, diğeri İslamcı bir isim olan Ali Bulaç.
Kuşkusuz kimi zaman farklı, hatta yer yer karşıt argümanlara sahip olsalar da üç yazar da kabaca Gülen cemaatini “sivil İslam“, AKP’yi de“siyasi İslam“ olarak okuyor ve “sivil” olanın “siyasi” olana üstün gelmesini bir tür kaçınılmaz bir durum olarak öngörüyorlar.
CEMAAT SİYASİDİR
İlk itirazım Gülen hareketinin siyasi olmadığı tespitine. Her ne
kadar eğitim, medya gibi toplumsal alandaki faaliyetleri öne çıksa
ve kendisini ısrarla “siyaset üstü” göstermek
istese de cemaat öteden beri siyasetle yakından ilgilenmiştir.
1995‘ten 28 Şubat 1997‘ye kadarki süreçte Fethullah
Gülen‘in merkez sağ ve sol siyasetçilerle yoğun
ilişkisiyle bu ilgi alenileşti. 17 Aralık süreciyle birlikteyse
cemaatin nerdeyse tek gündem maddesi siyaset oldu.
CEMAAT KADROLAŞTI SİVİL
DEĞİL
İkinci itirazım cemaatin sivilliği iddiasına. İlk andan itibaren benimsenmiş olan devlet içinde kadrolaşma stratejisinin, buna bağlı olarak cemaat içinde, benim “sivil olmayan kanat“ diye adlandırdığım bir yapının neredeyse özerk bir şekilde ortaya çıkıp güçlenmesinin sivillikle fazla ilgisi olduğunu sanmıyorum. Yine birbirinden farklı kesimlerin cemaate yönelik olarak şeffaflaşma çağrısı yapmaları da sivillik iddiasına ciddi olarak gölge düşürüyor.
AKP SADECE SİYASİ DEĞİLDİR
Öte yandan AKP’yi sadece siyasi bir yapı olarak görmek de
sorunlu olacaktır. Öncelikle AKP’nin sırtını yasladığı
Milli Görüş hareketinin başından itibaren çok
güçlü bir İslami toplumsal zemin üzerinde yükseldiğini; kendisi
yükseldikçe bu zemini de genişletip zenginleştirdiğini
biliyoruz.
İkinci olarak, son günlerde ortalığa saçılan bilgilerden, AKP
lideri Erdoğan’ın, Gülen hareketinin aşırı güçlenmesinden tedirgin
olduğu için başka İslami cemaatlere ciddi yatırımlar yapmış
olduğunu; bunları başta eğitim olmak üzere toplumsal alanda Gülen
hareketine alternatif faaliyetlere teşvik ettiğini öğreniyoruz.
Özetle, sivil olması beklenen Gülen cemaatinin gözü siyasi
alanda, siyasi olması beklenen AKP’nin de gözü sivil alanda. Zaten
kavga da esas olarak bu yüzden çıkıyor.