Cemaatin Pensilvanya'daki 'inine' girdi!
Abone olFethullah Gülen'in Pensilvanya'daki çiftlik evine giden Yavuz Semerci 'inlerinden izlenim' yazdı. Gülen'in evine dedektör aramasından geçilerek giriliyor.
Habertürk Gazetesi yazarı Yavuz
Semerci, 30 Mart seçimlerinden sonra Pensilvanya'ya gidip Fethullah
Gülen ile görüşen en son isim...
Bugün köşesinden 'inlerinden izlenim' başlığı
altında Cemaatin merkezindeki gözlemlerini aktardı. Aslında hayli
şaşırtıcı bilgiler var.
Başbakan Erdoğan'ın deyimiyle Cemaatin 'inine
giren' Yavuz Semerci'yi cep telefonu ve kayıt cihazı ile
içeri sokmuyorlar. Bu tür cihazlar kapıda bırakılıyor. Dahası evin
içine girerken bir dedektörden de geçiyorsunuz.
"İNLERİNDEN İZLENİM!"
İşte Semerci'nin aktardığı çok ilginç Pensilvanya notları;
İnlerinden izlenim! PENNSYLVANlA'da diğer bölgelere göre gelir
seviyesi daha düşük bir yerde, Pocono Dağı'nın eteğine yapışık
çiftliğine vardığımda aslına bakarsanız biraz şaşırdım. Daha
gösterişli, korunaklı, silahlı adamların nöbet tuttuğu, adeta kuş
uçurulmayan bir yer hayal etmiştim. Fakirlik akan, sosyal yaşam
alanları olmayan (lokantalar, mağazalar), bizim gelişkin
köylerimizden hallice kasabayı birkaç kilometre geçtikten sonra
sola saptık. Yoldan sadece 30 metre içeride bulunan nizamiye
kapısında durduk.
15 DAKİKA ERKEN
GİDİNCE
Camlar aynalı olduğundan içeride kaç kişi vardı bilmiyorum.
Otomobilimizi sola çektik. 15 dakika erken gelmiştik. İçeri
girmeden önce cephesi kasaba yoluna bakan misafir evine alındık.
"Siz biraz dinlenin, haber vereceğiz" dediler.
TELEFONLAR VE KAYIT CİHAZLARI
YASAK
Fethullah Gülen in kaldığı binaya gitme vakti geldiğinde,
"Telefonlarınızı otomobilde bırakın.
İçeriye kamera kayıt cihazı sokulmuyor" uyarısı yapıldı. Bizi
çiftliğe getiren Hizmet Hareketi'nden arkadaş, gülerek, "Biliyor
musunuz, kimi misafirimiz telefonunu New York'ta bırakıyor. Kimisi
de ABD'ye iner inmez kapatıyor" deyince anlamadım. Açıkladı:
"Galiba bu bölgeden telefonu sinyal verince Türkiye'den ziyaret
yeri anlaşılır diye düşünüyorlar." Nizamiye kapısı var ama etrafta
çiftliğin sınırlarını belirleyen bir tel veya taş duvar yok. Yani
20-25 dönüm olduğunu sandığım alan açık. Biz içeri girerken komşu
tarlasındaydı... El salladık, el salladı.
EVİN KAPISINDA DEDEKTÖR
VAR
Yıllardır resimleri yayınlanan ev son derece mütevazı bir yapı.
ABD'de görebileceğin milyonlarca evden farkı yok. İçeri girerken
bir dedektör konulmuş. İki ay önce o da tedbir amaçlı alınmış.
Girişte bir dolap. Anahtarları üzerinde kutucuklar var. Misafirler
telefon, ses cihazı gibi eşyalarını oraya koyuyor ve anahtarı
alıyor. Ayakkabılarını çıkararak içeri giriyor.
LÜKS EŞYALAR YOK
Evin gördüğüm üç odasında da en ufak bir lüks eşya, halı veya
süsleme yoktu. Tam tersi son derece sade ve ucuz ev eşyaları vardı.
Odaya girerken pek çok kişi gördüm, ellerinde kitaplarla. Görevli
"Onlar Hocaefendimiz'in talebeleri" dedi. Devamlı
bir doktor bulunuyormuş çiftlikte.
Önceki gün de belirttim; kendi deyimiyle fiziken ve zihnen
yorgun bir durumda. Yakın çevresi diyabet, yüksek
tansiyon ve kalp rahatsızlığının ilerlememesi için
çalışıyor. Ancak son günlerin yoğun stresinin rahatsızlıkları
tetiklediğine dair bir gözlemim olduğunu da belirtmeliyim.
ÇİFTLİKTE NELER VAR?
Görüşme sonrasında çiftliği gezme imkânı da bulduk. Yeni yapılan ve
bazı gazetelerde malikâne diye geçen büyükçe bir bina var. Gülen
orada hiç kalmamış. Ve o binayı bir İslam Enstitüsü gibi
çalıştırıyorlar. Dünyanın dört bir yanından gelenlerin eğitim
gördüğü, tartıştığı bir mekâna dönüşmüş...
Bu binanın biraz ilerisinde dört misafir evi daha vardı. İçine
girmedim ama bu evler Türkiye'den gelen dostlarının kaldığı
yerlermiş. Biz oradayken Gülen'in 30 yıl önce talebesi olan bir
dostuyla karşılaştım, "Yılda birkaç kere gelir, bir hafta kalır
dönerim" dedi...
BİR GÖL VE BİR DE ÇAY
GEÇİYOR
Hafif eğimli gezi yolunun sonunda ise gerçekten harika
diyebileceğim bir bölge var. Bir gölet ve yanı başından akan debisi
hayli yüksek bir çay. Bir futbol sahası ve bir basketbol sahasının
bulunduğu bu yer, eski ağaçlardan oluşan küçük bir ormana komşuluk
yapıyor. "Herhalde kendisi sık sık gezilere çıkıyordur" deyince
aldığım yanıt şu oldu: "İbadet dışında kalan tüm
vaktini evde geçiriyor. Eskiden nadir de olsa çıkıp dolaşırdı ama
artık zorunlu olmadıkça dışarı çıkmıyor."
SÜREKLİ ZİYARETÇİ
AKIYOR
Misafir evleri, kabul salonları, nizamiye ve burada yaşayanlara
ait, yolun diğer tarafındaki ev dikkate alındığında hiç boş
kalmayan bir çiftlik burası.
Gülen'in ibadet dışında sürekli misafirlerle ilgilendiği açık. Ve
sanırım Hizmet Hareketi'ne yönelik söylemlerin haksızlığını
anlatmakla meşgul. Ancak algıları kırmak kolay değil. Genel olarak
kendilerine büyük güç vehmedilmesi ve bundan da rahatsızlık
duymamış olmaları bir sorun bence.
EŞİNİ GÖTÜRMEYEN
İŞADAMI
Bir örnek vereyim: Aylar önce tanınmış bir işadamı Gülen'i ziyarete
gelmiş. Eşiyle gelmesi bekleniyormuş. Yalnız olunca, eşini
sormuşlar... "O havaalanında kaldı. Uygun
olmayabileceğini düşündü" deyince Gülen
"Size bile kendimizi anlatamamışız. Bu bizim
hatamız" demiş.
DİNDAR AMA BAĞNAZ
DEĞİLLER
Kendi adıma bir itirafta bulunayım. İlk kez Hizmet Hareketi'nden
insanlarla bu kadar uzun bir süre konuşma, sohbet imkânı buldum. 40
yaş altında olanların hemen hepsi çok iyi eğitimli, dünyayı bilen,
tanıyan, dünya gerçeklerini kavramış kişilerdi. Çok iyi okullarda
sosyal ve fen alanlarında yetişmiş, dindar ama bağnaz olmayan
kişilerdi. Kendi adıma onların bu yönünü görmüş olmaktan memnun
oldum.
Umutlandım.