ÖSYM Başkanı Ünal
Yarımağan istifa etti.
Bence geç bile kalınmış bir karardı.
Bu konudaki görüşlerimi içeren bir yazımda,
Hoca’nın dostları sitemlerini içeren iletiler
gönderdiler.
Hoca ayrılırken kurumdan, ardından su döktüler
mesai arkadaşları.
Daha döktükleri su kurumadan, yerine
hemen atama yapıldı.
Sebebi çok çeşitli şekillerde izah
edilebilse bile bu ‘hızlı’ atamanın, bence en
önemli sayılanı, bu istifanın ardından daha fazla konuşulmasını,
speküle edilmesini engellemekti.
ÖSYM’deki soru hırsızlığı veya
kopya meselesi Cemaat ile ilişkilendirildi yazılı
matbuatta.
Yalnız dikkatimi çeken bir konu,
ÖSYM’deki bu sıkıntılı durumu, birileri
üstünü örtme gayretinde iken, birileri de bunun inadına inadına,
üstüne üstüne gitti.
Bu giden kurumların başında da Milli
İstihbarat Teşkilatı görünüyor.
Benim hemen aklıma gelen soru şu:
Milli İstihbarat’ın başına
atanan Hakan Fidan ile Cemaat
arasında, görüşme kanalları kapalı mı?
Cemaat’in bu atamadan çok
memnun olmadığı duyumları daha önce kulağıma gelmişti. Şimdi de
bırakın memnun olmayı, “İktidar’ı destekleyen” ile
“İktidar’ın desteklediği” birileri arasında, ciddi
bir kavga olduğu izlenimi uyandırıyor insanda, cereyan eden bu
gelişmeler.
Her ne ise..
Şimdilik bunları düşünelim, bize
yeter.
İlerideki günlerdeki gelişmeler, bu konuyu
hangi noktalara taşıyacak, görelim.
Her şey daha da netleşir ilerideki
günlerde.
Konumuzla hiç alakası olmamakla birlikte, gelin
biz yine bir öykü ile bitirelim bu yazıyı.
“Eşekler köydeki semerciden çok
şikâyetçilermiş. Semerci hiç iyi semer yapamıyormuş. Eşeklerin
sırtları kanlı yaralarla doluymuş.
Eşekler toplanıp yeni bir semercinin
gelmesi için dua etmişler. Hikâye bu ya duaları da kabul olmuş ve
gerçekten köye yeni bir semerci gelmiş.
Ne var ki bu semerci de eşekleri
rahatlatacak semerler yapamıyormuş, yaralar azalacakken artmaya
başlamış.
Eşekler yine toplanıp, köye yeni bir
semerci gelmesi için dua etmişler.
Ve gerçekten mevcut semerci köyden
ayrılmış, yerine başka bir semerci gelmiş. Eşekler her semerci
değişikliğinde olduğu gibi yine çok sevinmişler.
Ama çok zaman geçmeden yeni
semercinin de çok farklı olmadığını, semerlerin gittikçe daha da
kalitesizleştiğini, yaralarının ise kötüleştiğini
görmüşler.
Semerci gitmiş, semerci
gelmiş.
Her seferinde eşekler yeni semerci gelmesi
için dua etmişler.
Bu hikâye kaç semerci değişene kadar böyle
devam etmiş bilmiyorum.
Nihayet bir gün eşekler toplanıp, eski
semerciden kurtulmak için değil de eşeklikten kurtulmak için dua
etmeye başlamışlar.”