Cemaatin gözde polisi Müge Anlı'yı hangi suçtan dinletmiş!
Abone olParalel operasyon' kapsamında ortaya çıkarılan yasadışı dinleme kayıtları arasında ilginç bir detay göze çarptı. Müfettiş raporuna göre TV programcısı Müge Anlı önce "silahlı örgüt üyesi" olarak sahte bir isimle dinlenmiş.
İstanbul Emniyeti’nde 2008-2013 yılları arasında yapılan
hukuk dışı dinlemelere ilişkin hazırlanan polis müfettiş raporuna
göre; tele-kulak mağduru isimler arasında, TV programcısı Müge Anlı
da girdi.
Radikal'den İsmail Saymaz'ın haberine göre
tutuklanan Emniyet Müdürü Ali Fuat Yılmazer’in radarına yakalanan
Anlı, 2009 yılında “Müge Öztekin” sahte adı ve IMEİ numarası
üzerinden dinlendi. Dinleme gerekçesinde Anlı’nın “silahlı suç
örgütü üyesi” olduğu ileri sürüldü. Üç ay sonraki uzatma kararında
bu kez de, “sokak satıcıları vasıtasıyla ilkokul önlerinde
uyuşturucu sattıran bir çetenin üyesi olduğu” ileri sürüldü. Bu
evrakın altında da, Yılmazer’le birlikte tutuklanan Erol
Demirhan’ın adı yer aldı.
ANLI’NIN ÖRGÜTÜ, SİLAHLI EYLEM
YAPACAKMIŞ!
TV programcısı Müge Anlı hakkındaki ilk dinleme işlemi, dönemin
İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer’in 30 Haziran
2009 tarihli talebiyle gerçekleşti. Talep evrakında Anlı’nın adı
“Müge Öztekin” şeklinde yazıldı. Anlı’nın ‘Şeref’ kod adlı O.K.’nin
liderliğini yaptığı organize suç örgütünün üyesi olduğu örgüt
içerisinde iki kişiyle bağlantılı olduğu iddia edildi. “Başta kamu
personeli olmak üzere farklı bürokratik çevrelerle ilişki arayışına
girdikleri” ileri sürülen bu suç örgütünün, “Kamu yararına hizmet
eden dernek ve vakıfları da suç faaliyetlerinin ve gelirlerinin
aklanmasında perdelemede kullanmaya çalıştıkları” savunuldu.
Gelişimini tamamlamakta olduğu iddia elden bu suç örgütünün
“Önümüzdeki dönemde kamu güvenliği ve huzurunu sarsacak silahlı
eylemlere girişebilecekleri” öne sürüldü.
Yılmazer’in bu talebi, aynı gün işleme kondu ve İstanbul 14. Özel
Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi Hakimi Rüstem Eryılmaz tarafından
onaylandı.
ÜÇ AY SONRA UYUŞTURUCU SATICISI
OLDU
Dinleme işlemi üç ay sonra bir daha uzatıldı. Bu kez Yılmazer’in
yerine atanan İstihbarat Şube Müdürü Erol Demirhan talep evrakını
hazırladı. Yılmazer’in “silahlı suç örgütü üyesi” olduğunu iddia
ettiği Anlı’yla ilgili suçlama, üç ayın bitiminde “uyuşturucu madde
kaçakçılığı” iddiasına dönüştü. Demirhan’ın, yine “Müge Öztekin”
sahte adıyla hazırladığı evrakı, yine Hakim Rüstem Eryılmaz
onayladı. Anlı hakkındaki 29 Eylül 2009 tarihli talepte şu suçlama
yöneltildi:
“Müge Öztekin ile irtibatlı oldukları, kimlikleri tespit edilemeyen
başkaca şahısların, teşekkül halinde uyuşturucu nitelikli madde
kaçakçılığı faaliyetleri içerisinde bulundukları, uyuşturucu
maddelerin üretimi, sevkıyatı, dağıtımı ve satışı yoluyla elde
ettikleri gelirleri aklamaya çalıştıkları ve sokak satıcıları
vasıtasıyla ilköğretim ve lise çağındaki gençler ile çocuklara dahi
ulaştırıldığı.”
‘ŞİKAYETİM YOK ANCAK
MAĞDURUM’
Polis müfettişleri tarafından yapılan incelemeler sonucunda Müge
Anlı’nın sahte isimle ve gerçek dışı bir suçlama ile dinlendiğinin
belirlenmesi üzerine soruşturma başlatıldı. Savcı Okan Özsoy, 25
Mayıs’ta Müge Anlı’nın ifadesini aldı. Anlı, ifadesinde, “Öztekin”
diye bir soy isminin hiçbir zaman olmadığını, suç örgütü lideri
diye adı geçen O.K. ve iki kişiyi tanımadığını belirterek, şöyle
dedi:
“Geçmişte de suç örgütleriyle irtibatım olmadı. Polisle herhangi
bir dostluğumu ya da düşmanlığım bulunmamaktadır. Ancak yaptığım iş
itibariyle polisi ve adliyeyi ilgilendiren konuları içerdiği için
olabilir diye düşünüyorum. Başka da bir sebep aklıma gelmiyor. Ali
Fuat Yılmazer’i tanımam. Ben kamuoyuna mal olmuş, Türkiye ’de en
çok izlenen on programdan birini hazırlıyorum. Ben telefonumun
neden sahte kimlik ve sahte isimle IMEİ numarası üzerinden
dinlendiğine bir anlam veremedim. Şahsi bir şikayetim yoktur ancak
mağduriyetim de söz konusudur.