Cemaatin gözde polisi cinayeti biliyordu!
Abone olCemaatin gözde polislerinden Ali Fuat Yılmazer'in Hrant Dink soruşturması kapsamında tutuklanmasına ilişkin kararın detayları ortaya çıktı.
Paralel Devlet Yapılanması'nın emniyet uzantısına
ilişkin yürütülen soruşturmada tutuklu bulunan dönemin Emniyet
Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü Ali Fuat
Yılmazer'in, Dink cinayeti kapsamında da tutuklanmasına ilişkin
kararda, yeni detaylar yer aldı.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in 19 Ocak
2007'de Şişli'de uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetmesine
ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği Terör ve Örgütlü
Suçlar Bürosu tarafından yürütülen soruşturmada, şüpheli sıfatıyla
2. kez ifadesi alınan Yılmazer, İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliği'nce
tutuklandı.
ÖRGÜT KURMA VE...
Hakimlik kararında, şüpheli Yılmazer'in "suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve tasarlayarak öldürmeye yardım etme" suçlarından tutuklanması talebiyle mahkemeye sevk edildiği belirtilerek, suç tarihinde Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü olarak görev yapan Yılmazer'in görev alanının "azınlıklar ve dini oluşumlar" olduğu kaydedildi.
C-5 İÇİŞLERİ BAKANLIĞI İÇİN ÇALIŞMAYA
BAŞLADI
Şüphelilerin, Hrant Dink cinayetini işleyen örgütün yönetici veya
üyesi olmamakla beraber cinayetin işleneceği bilgisine sahip
oldukları aktarılan kararda, görevleri gereği cinayeti işleyecek
örgüte operasyon yapmayan veya Dink'e şahsi, fiziki ve mekansal
koruma sağlamayarak, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte hizmet ve
yardımda bulunan şüphelilerin eyleminin "örgüte yardım" olarak
değerlendirildiği iddiasıyla yürütülen soruşturmada yeni delillerin
elde edildiği vurgulandı.
Kararda, Yılmazer tarafından "C-5" isimli gizli
birimin oluşturulduğu ve başlangıçta sadece komiser ve
yardımcılarının yalıtılmış bir ortamda görev yaptıkları
anlatılarak, bu odaya girmelerine izin verilmeyen polis
memurlarının sadece getir ve götür işlerinde kullanıldıkları
kaydedildi.
Dink cinayeti, Rahip Santora cinayeti, Zirve Yayınevi cinayetleri, Ergenekon, Balyoz ve diğer önemli tüm olaylara bu büronun baktığı belirtilen kararda, "C-5" bürosunun İçişleri Bakanlığı'nın oluru ile 23 Kasım 2012'de yasal mevzuata bağlı olarak çalışmaya başladığı aktarıldı.
Kararda, ''Burada, öncesinde kanun ve mevzuat dışı gizlice oluşturulan bir birim olarak yapılması planlanan Ergenekon, Balyoz ve benzeri operasyonların alt yapısının hazırlandığı tespit edilmiştir'' denildi.
AKYÜREK VE FUAT MÜDÜR ARKAMIZDA...
Ogün Samast'ın 5 Aralık 2014 ve 23 Ocak 2015'te savcılıkça alınan
ifadesine de değinilen kararda, Samast'ın ''Dink cinayeti ile
ilgili kamu görevlileri hakkında yürütülen soruşturma nedeni ile
Yılmazer ve Ramazan Akyürek'in etkisi kalmadığın için korkusunu
yenerek konuşmaya karar verdiğini'' söylediği hatırlatıldı.
Kararda, Samast'ın şu ifadelerine yer verildi:
"Dink cinayetinden 1 hafta önce Yasin Hayal ile Erhan Tuncel'in evine gittik. Tuncel, burada Dink'in 6-5 fotoğrafı ile adres bilgilerinin bulunduğu dosyayı verdi. Tuncel'in, Yasin Hayal'e 'Ramazan Akyürek ve Fuat müdür arkamızda' dediğini duydum ve konuttan çıktıktan sonra bunu Hayal'e sordum. Hayal de bana 'Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer arkamızda' dedi.''
Kararda, bu beyanlardan Dink cinayeti öncesi tüm süreçlerde yapılan hazırlıklardan Yılmazer'in bilgi sahibi olduğunun anlaşıldığı kaydedildi.
DİNK CİNAYETİ BİLİNİYORDU
Kararda şu ifadelere yer verildi:
"Şüpheli Yılmazer, Yasin Hayal grubu tarafından geliştirilen Dink cinayeti tasarısı ile ilgili olarak, Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü'nden kendisine sunulan F4 raporlarından, cinayeti işleyecek kişilerin bilinmesine rağmen, açık ve yakın tehlike altında bulunan Dink'in korunması gerekirken, görevi gereği cinayeti önleme, cinayet hazırlığı yapan örgüte hakem rolü oynayarak operasyon yaptırma, bu grubu etkisiz hale getirme ve Dink'i kanundan kaynaklanan koruma yükümlülüğüne aykırı hareket etmiştir.
Emniyet içindeki bir yapılanmanın gerçekleştirilmesi için Hrant Dink'e şahsi ve mekansal koruma sağlamadığı anlaşılan Yılmazer, emniyet içinde cemaat olarak tanımlanan bir yapılanmayı gerçekleştirerek sonradan kumpas oldukları anlaşılan Ergenekon, Balyoz gibi soruşturmaları başlatmayı amaç edinen suç örgütünün yöneticilerindendir.
Bu anlamda, amaç suçun gerçekleştirilmesi için Dink'in mutlak suretle öldürüleceği, bunun için hazırlıklar yapıldığı ve (cinayetin) bilinmesi rağmen amaç suçun gerçekleşmesi için araç suç olan Dink cinayetinin gerçekleşmesi beklenmiştir."
Erhan Tuncel'in yardımcı istihbarat elemanlığına 23 Kasım 2006'da İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek tarafından son verilmesine rağmen, bu hususun kendisine tebliğ edilmediği anlatılan kararda, Dink cinayeti tasarısı ile ilgili bilgi akışının kesilmesinin önüne geçildiği ancak elde edilen yeni bilgilerin F4 raporlarına dönüştürülmesi ve resmi kayıtlara geçirilmesinin de bu şekilde engellendiği kaydedildi.
Kararda, Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde yazışmaların ve medya dosyalarının bulunduğu sunucunun arızalandığı gerekçesi ile Dink cinayetinden 9 gün önce arıza formu tanzim edilerek, İstihbarat Daire Başkanı'na gönderildiği belirtildi.
EVRAKLAR YOK EDİLDİ
Yeni sunucunun Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne getirildiği
ancak arızalı olduğu iddia edilen Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü
yazışmaları ve medya dosyalarının bulunduğu sunucunun İstihbarat
Daire Başkanlığı'na teslimine ve tamirine ilişkin bir evrakın
bulunamadığı vurgulanan kararda, Dink cinayeti tasarısına ilişkin
bütün resmi yazışma ve medya dosyalarının da bulunduğu sunucunun
imha edilerek sorumluluk doğuracak Dink cinayeti öncesinde dinleme
kararıyla elde edilen son kayıtları ve resmi yazışmaların tümünün
yok edildiğinin anlaşıldığı vurgulandı.
Hakimlik, bu nedenlerle kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunması, bu suçların yasada öngörülen cezalarının alt ve üst sınırı ile soruşturmanın henüz tamamlanmadığını dikkate alarak Ali Fuat Yılmazer'in sevk edildiği maddeler kapsamında tutuklanmasına karar verdi.