Cemaatin gazetesinde cemaat için sert eleştiriler!
Abone olMücahit Bilici, Bugün gazetesinde bugün verdiği röportajında hem hükümete hem de Cemaate çarpıcı eleştirler getirdi.
Mücahit Bilici, Taraf gazetesindeki yazılarıyla, AK
Parti ile Gülen Cemaati arasında yaşanan gerilimde, en rasyonel
eleştirileri ve analizleri dile getiren isimlerden birisi olarak
ortaya çıktı.
Nurcu ve Kürt kimliğiyle İslami
dünyanın önde gelen entelektüellerinden biri olan Bilici, 2008’den
beri ABD’de, City University of New York, John Jay
College’da sosyoloji dersleri veriyor.
Bilici, Bugün gazetesinde bugün verdiği röportajında hem hükümete
hem de Cemaate çarpıcı eleştirler getirdi.
Hükümetin Gülen Cemaatinin elde ettiği gücü yok edip Cemaatin
boşalttığı alanı diğerlerine taksim etmeyi hedeflediğini söyleyen
Bilici, "Mavi Marmara'da ve dinler arası diyalogda Cemaat
haklı" derken Gülen Cemaatini eleştirmeyi de ihmal
etmedi.
Bilici, "Cemaat’in samimi bir şekilde hizmet için bir
davası var. Ama kendi davası dışındaki hiçbir şeye, hakiki bir
saygı gösteremedi." eleştirisiyle dikkat çekti.
İşte Fatih Vural imzalı o röportajdan çarpıcı bölümler:
NURCULUK İSLAMİ DEĞİL İMANİ BİR
HAREKET
*17 Aralık sürecinde, Türkiye’deki İslami grupların ne
kadar heterojen olduğunu fark ettik. Nurcular için de aynısı söz
konusu. Peki, Nurcular bu süreçte nasıl bölündü; devletle nasıl
eklemlendi? Bu, Nurcular’ın yeni sınavı mı?
Bugüne kadar, ortak düşmana karşı olmanın getirdiği bir benzeşme
vardı. Farklar, görülemiyordu. Cemaat-hükümet çatışması,
dindarların dünyasındaki farklılığı açığa çıkardı. Nurculuk da
aslında çok parçalıdır.
Nurculuk’un devletle ilişkisi, daha ziyade devletin
demokratikleşmesi ve ‘zarar vermemesi’ şeklindedir. Amaç, iman
hizmetidir, insanların inanmasını sağlamaktır. Bu aslında İslami
bir hareketten ziyade, imanî bir harekettir. İslami bir hareketten
daha evrenseldir. Kabuğa değil, öze ilişkindir.
CEMAAT’TE RİSALELER İKİNCİ
KAYNAK
*Bu anlamda, Gülen Cemaati, Nurcu perspektif içinde mi yer
alıyor?
Gülen Cemaati, hem imanî bir harekettir –bu yönüyle kesinlikle
Nurcu’dur-, hem de çok güçlü bir iktidar analizine sahiptir.
‘Devleti dönüştürme, devlette etkili olma’ gibi, Tayyip Erdoğan’ın
bugünkü sözlerinin bir kısmı Cemaat’te de var. Bu, tipik
sağ-muhafazakâr düşünce dünyasının izlekleridir.
Ben, klasik Nurculuk formlarına ‘Ortodoks Nurculuk’ diyorum; zira
tek kaynak Risale-i Nur’dur. Gülen Hareketi’nde ana kaynak
Hocaefendi’dir, Risale-i Nur belki ikinci kaynaktır. Bu anlamda
ciddi bir farklılık var.
NURCULAR, CEMAAT’E KARŞI SiLAH
YAPILDI
*Ortodoks Nurcular’ın bugünkü hükümetle ilişkisi nasıl
kuruldu?
Devlet, cemaatleri tolere eder. Yani dövebileceği, kontrol
edebileceği ölçüde büyümelerinden rahatsız olmaz. Gülen Cemaati,
çok büyük, çok güçlü ve etkili bir cemaatti. AK Parti, daha önce de
bu durumdan rahatsız idi. Yaşadığımız dönem itibariyle, Erdoğan,
diğer Nurcular’ı, Gülen Cemaati’ne karşı, Ahmet Akgündüz, Sait Yüce
gibi isimlerin aracılığıyla organize etti. Yaşlı-başlı, mübarek
insanlar, politik cepheye götürülüp harcandılar! Siyasete alet
edildiler. Devletin Nurculuk’a bu ilgisi, sevgisinden falan
kaynaklanmıyor. Gülen Cemaati’yle mücadelede bir silah yapılmak
üzere ilgi gösteriliyor. (...)
CEMAATİN KİBRİ NURCULARI İTİP KALKMASINA
YOL AÇTI
Ben, siyasi vizyon itibariyle, Cemaat’in, hükümetten daha ileri
görüşlü olduğuna inanıyorum. Mavi Marmara, dinler arası diyalog
gibi konularda Cemaat, hükümetin en az 15 yıl önünde gidiyor. 5 yıl
sonra hükümet bunların hepsini taklit edecektir. Buna inanın!
Cemaat’in samimi bir şekilde hizmet için bir davası var. Ama kendi
davası dışındaki hiçbir şeye, hakiki bir saygı gösteremedi.
*Örneğin?
Diğer cemaatlere, gruplara, mesela, Yeni Asya’ya bile, hiçbir zaman
saygı göstermedi.
*Mesafeli mi davrandı?
Sadece mesafe değil, yeri geldiğinde başkalarını itip kaktı. Bu bir
kibirdi.(...)
CEMAAT TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNDEN
UZAKLAŞMALI
Şu anda, Müslümanların uyanış dönemindeyiz! Bu uyanış sırasında bir
uluslaşma var. Bu uluslaşmadan politik bir rant elde eden,
iktidarını buna bina eden oluşumlar var. AK Parti, politik ve
pragmatik anlamda buna tekabül ediyor. Artık Türklük miadını
doldurdu. Önümüzdeki süreçte belirleyici unsur, Türklük
olmayacak.
*Müslümanlık mı olacak?
Evet. İlginçtir... Cemaat, dindar ve samimi bir Türklüğü temsil
ediyor. Hükümet ise yüzeysel hatta kof bir Müslümanlığı temsil
ediyor. Cemaat dindarlık noktasında, hükümetten daha Müslüman!
Kimliksel olarak ise Cemaat, eski devletin, Türklüğün ve Türk
milliyetçiliğinin etkisinde olduğu için bu kimliği muhafaza etmek
istiyor. Hükümet ise hem dış piyasa, Arap sokağı, hem içeride
Kürtler’i eşitlik içine alabilmek için Müslümanlık kimliği
üzerinden gidiyor. Bu ikisinin karşılaşması, trajik bir durum.
Cemaat’in Türk milliyetçiliğinden artık çıkması gerekiyor.
İslamcılığın şiarı olan Müslümancılıkta da durmamalı. Evrensel
olmalı. Çünkü bu, imanın gereğidir. Bediüzzaman gibi İslamiyet de
bütün insanlara hitap etmiştir. İslamcılık ise sadece Müslümanlar’a
hitap eder.