Cemaatin 1 Kasım planı Hüseyin Gülerce anlattı
Abone olFethullah Gülen'in eski yol arkadaşı Hüseyin Gülerce, cemaatin 1 Kasım Erken Seçimleri'nde AK Parti'nin iktidara gelmemesi için herkesle ittifak yapacağını söyledi.
17-25 Aralık sürecinde Fethullah Gülen ve Gülen cemaatiyle yollarını ayıran Hüseyin Gülerce'den cemaate yönelik yeni açıklamalar geldi.
Geçen hafta Koza İpek Holding'e operasyonu sonrası cemaat ve Fethullah Gülen yeniden gündeme gelmişti. Gülerce, 9 Eylül'den itibaren köşe yazarlığına başlayacağı Star gazetesine bugün bir röportaj verdi. İşte Gülerce'nin AK Parti, Fethullah Gülen, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Paralel Yapı iddialarına ilişkin gündem yaratacak açıklamalarının satırbaşları:
GÜLEN ERDOĞAN'I HİÇ SEVMEDİ!
Fethullah Gülen’in Erdoğan’ı sevmediğini, 1994 seçimlerinde de desteklemediğini, 2002’de AK Parti tek başına iktidara gelince de bürokrasideki uzantılarının AK Parti’li isimler hakkında dosyalar tuttuğunu söyleyen Gülerce, şöyle devam etti:
“10 yıl biriktirildi sonra 17 Aralık’ta düğmeye basıldı, 25 Aralık’ta vurucu hamleyi yaptılar. Bilal Erdoğan’ı evinden almaya kalktılar. 17-25 Aralık, yolsuzluk kılıfıyla yapılan bir siyasi darbe idi. Erdoğan gitsin, AK Parti bitsin diye bunlar Türkiye’nin ateşe itilmesine göz yumarlar.
1 KASIM'DA HERKESLE İTTİFAK YAPACAKLAR
Önce CHP’ye destek verdiler, sonra HDP’ye destek verdiler, 1 Kasım’da da AK Parti tek başına gelmesin diye herkes ile ittifak yapacaklar. AK Parti karşısında kimin kazanma şansı varsa o bölgede o partiye çalışacaklar. MHP, CHP ve HDP’ye destek verecekler. Eğer 1 Kasım’da AK Parti tek başına iktidara gelirse bunlar tamamen devlet kadrolarından süpürüleceklerini biliyorlar. Bütün korkuları 1 Kasım’da AK Parti’nin tek başına iktidara gelmesi. Bunu önlemek için de her türlü melaneti, kötülüğü yaparlar. Darbeye bile şapka çıkartılar.”
GÜLEN'E DÖN ÇAĞRISI
Türkçe Olimpiyatları’nda Fethullah Gülen’e yönelik ‘dön çağrısının’ kendisi ve Rasim Ozan Kütahyalı’nın girişimiyle yapıldığını ifade eden Gülerce, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ben o zaman ‘Başbakan ismen davet etmesin, o konuşmasıyla üslubunu bulacaktır, ismini geçirmesin’ dedim. ‘Olumlu yanıt gelmez ise Başbakan’ın lafı havada kalır. İsmen davet bir de başkalarını rahatsız edebilir’ diye düşündüm. Gülen’in bundan haberi yok. Sayın Başbakan, o bildiğimiz konuşmayı yaptı. İsmini geçirmeden davet etti. Herkes Başbakan’ın güzel bir jest yaptığını söyledi. Birkaç saat sonra Gülen’den görüş geldi; ‘Beni şimdiye kadar kimler davet etmedi. Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere kimler...’ Hafife alıcı bir tavır... Bir yandan da Gülen’in soğuk, ‘Nereden çıktı şimdi bu davet? Pişmekte olan aşa su kattı’ anlamında tepkisi var.”
GÜLEN RAHATSIZ OLDU
Gazeteci yazar Hüseyin Gülerce, Gülen’in Türkçe Olimpiyatları’nda Türkiye’ye davet edilmesinin ardından yaşananları şöyle anlattı:
“Pensilvanya’ya telefon açarak, ‘Efendim, sizin adınızın geçmemesini ben rica ettim Başbakan’dan. İsminizi geçirmemekle ilgili Başbakan’ın tavrı yok’ dedim. Bir an sustu, bir şey demedi. O sırada Zaman gazetesi ile kalemşorlar, ‘Başbakan bak Hocaefendi’nin ismini bile söylemiyor’ diye tezvirat yapıyorlardı. Gülen, kendisinin davetinden rahatsız oldu. Kendini köşeye sıkışmış gibi hissetti. Meğer Gülen baştan beri Erdoğan’ı sevmiyor. Erdoğan’ın samimi davetine olumlu bir cevap vermiyor. Bu hadiseden sonra vicdanen ‘Erdoğan samimi, Gülen değil’ dedim. Başbakan davet yapıyor, Gülen ise ‘Beni daha önce de davet edenler oldu, dönmem fakirin (benim) bileceği(m) bir şey...’ diyor. Neden dönmediği şimdilerde daha iyi anlaşılıyor.”
GÜLEN YAHUDİ ETKİSİNDE
Hüseyin Gülerce, “Gülen, ABD’ye gittiği 1999 Mart ayından beri hizmet hareketi rayından çıktı. ABD’de Yahudi lobisi etkisi altında bir Gülen cemaati var. Organik bağı var mı bilemem. ABD Dış İşleri Bakanı John Kerry’ye, ‘Türkiye’ye ikaz mektubu yazsın’ diye, Gülen’in okullarındaki idareciler tarafından senatörlerden imza toplandı. Yüz senatörün sekseni imza verdi. ABD’de görülmüş bir şey değil. Bu Senatörler, Yahudi lobisinin oluru olmadan imzayı atmaz. Burada üst akıl var. Erdoğan ve AK Parti ile savaşılmasını istiyor. Buna karşı Gülen’i destekliyorlar. Düne kadar İran karşıtı olsalar da takiyenin kralını yaparlar. Dün kızdıklarını baş tacı ederler, sonra tersi olur. Makyavelist anlayışın günümüzdeki en önemli örneği Paralel Yapı’dır” ifadesini kullandı.