Cemaati çıldırtacak benzetme
Abone olEngin Ardıç, cemaatin eğitim ve örgütlenme yapısını ve siyasete müdahale olmasını Hristiyanlık'taki o tarikata benzetti.
Cemaati öyle bir tarikata benzetti ki okuyanları
kızdıracak cinsten. Sabah si yazarı Engin Ardıç, Gülen cematini,
Hristiyanlığın Katolik kolu olarak bilinen Protestanlarla savaşmak
için her tür savaş yöntemini deneyen "Cizvitlere" benzetti.
Cizvitlerde çocukken eğitime alınma prensibini, hizmete yarayacak
her suçu mübah olarak görme eğilimini hatırlatarak cemaate
göndermelerde bulundu.
En ağır benzetmeyi de yazının sonuna sakladı ve Gülen'in
bedduasına göndermede bulunarak "Fakat cizvit generalinin
'İsa ocağınızı söndürsün' diye ilendiği hiç
duyulmadı" dedi.
NURCULAR ŞİMDİ HÜKÜMET
DEVİRİYOR
Yeri cennet olası hocam Tahir Alangu, altmışlı yıllarda
"Nurcular'ın örgütlenme
sistemine bayılıyorum," derdi, "hem gizli hem açık... Ne yaptıkları
hem belli hem belli değil... Komünistler şunlar kadar akıllı
olamadılar!"
Her ikisinin de yasaklı olduğu günlerdi... O zamandan bu zamana
komünistler nal
topladılar, Nurcular da geliştiler ve güçlendiler. Şimdi biri yüzde
0.5 oy oranına
ulaşıp ben de varım diyebilmek için çabalıyor, öteki hükümet
devirmeye kalkıyor.
CİZVİTLER KATOLİKLERİ ELE GEÇİRMEYE
ÇALIŞTI
Katolik dünyasında da Cizvit örgütü epey geriledi. Kilisenin
muazzam gücüyle ayakta duruyor ama eski havası yok. Son kalesi
Franco İspanyası'ydı, demokrasiye geçince orada da sustu.
"Düşük profil" gösteriyor.
Cizvit tarikatı, protestanlığa karşı bir tepki olarak kurulmuştur
ama boynuz kulağı çok çok aşmış, cizvitler bütün katolik
dünyasını ele geçirmeye kalkmışlardır.
KÜÇÜK YAŞTAN EĞİTİRLER
Özellikle de "genç beyinlerin küçük yaştan
kazanılması" yani "ağacı
yaşken eğmek" üzerine çalışmıştır.
Laik eğitimin ancak feylesofların hayallerini süsleyen bir ideal
olduğu yüzyıllarda, katolik ülkeler (Fransa, İspanya, İtalya,
Avusturya, Polonya), eğitim sistemlerini cizvitlere
kurdurdular, gençliği onlara teslim ettiler.
KOPYA ÇEKENİ İHBAR
EDERLER
"Papaz mektebi" dedikleri şey yani!
Bizde de vardır, hiç de makbul sayılmazlar, çünkü çocuklara
"birbirini gammazlama, örneğin sınavda kopya çekeni
ihbar etme" eğitimi verilir, bu ahlak aşılanır.
Bizde kabahat işleyen arkadaşını ihbar en utanılacak
şerefsizliktir. Onlarda tam tersine, dini bir vecibe!
Cizvit ahlakı, bir "takiyye" ahlakıdır.
Hasan Cemal ağabeyimizin Türk kamuoyuna öğrettiği bu kavramın Batı
dillerindeki
karşılığı "equivocation"... Bir cizvit, gerektiği yerde,
sıkıştığı anda hemen ekivokasyona, yani
takiyyeye başvurur.
CİZVİTLERE GÖRE CİNAYET BİLE
İŞLENİR
Çünkü cizvit ahlakına göre, Hazret-i İsa'nın şanına şerefine
hizmete yarayacak her
türlü suç mubahtır! Eğer dine faydası dokunacaksa, eğer
kiliseye herhangi bir çıkar sağlayacaksa yalan da söylenebilir,
hırsızlık da yapılabilir, cinayet bile işlenebilir!
Yani bir protestanı ya da bir Müslüman'ı yatırıp kıtır kıtır
kesebilirsiniz...
Elbette günümüzün cizvitleri "bu kadar"
değiller. Bu melaneti on altıncı yüzyılda gönül rahatlığıyla
ve ibadet niyetine yaparlardı. İspanya İç Savaşı'nda da
bellerine tabancayı vurup, ellerine tüfeği alıp çok
cumhuriyetçi öldürdüler...
BİR CİZVİT GENERALİ
HİÇ...
Piskoposlar faşist toplarını ve uçaklarını takdis etmekle
yetiniyorlar ama bunlar asker gibi fiilen savaşıyorlardı.
Fakat cizvit generalinin (tarikat liderine "superior general"
derler), "İsa ocağınızı söndürsün", "Meryem
içiniziçıkarsın", "Ermiş Pavlos poponuza ateş yağdırsın"
falan diye ilendiği hiç duyulmadı.
Bilmiyorum katoliklerde de "mülaane" ya da
"mübahele" gibi atraksiyonlar var mı?
CİZVİT TARİKATI
NEDİR? Cizvitler, (Latince: Societas Iesu) İsa Tarikatı olarak anılan bir Hıristiyan tarikatı. Hıristiyan olmuş eski bir İspanyol askeri olan Ignacio de Loyola (Aziz Loyolalı İgnatiyos, S.J.) tarafından 1534'de kurulmuştur Cizvitlerin benzer tarikatlardan en önemli farkının örgüt yapısında olduğu görülür. Tarikat üyeleri her zaman göze batmadan her türlü toplum içerisinde, o toplumun insanları ile aynı düzeyde ve uyum içerisinde yaşarlardı. Tarikat, ilk gününden itibaren kısa vadeli hedefler yerine hep uzun vadeli hedeflere yönelmiş ve özellikle insana yatırım yapmıştır. Gerçekten de insana yapılan yatırımlar sayesinde Cizvit tarikatı çok kısa sürede Avrupanın en önemli siyasi ve ekonomik gücü haline gelmiştir. Tarikata kabul edilen herkes mutlaka uzun ve ayrıntılı eğitimlerden geçirilir, ancak başarılı görülenler tarikatın fikir ve ideallerini öğrenebilirlerdi. Cizvitler, özellikle fakir ve yetenekli gençlere, kurdukları ya da destekledikleri özel okullar aracılığı ile çok iyi bir eğitim verdirirlerdi. Cizvitler fikirlerine karşı çıktıkları bir kurum ya da topluluk ile karşılaştıklarında asla açıkça kavgaya girmezler, sinsi ve gizlice her türlü etkinlikte bulunarak o kuruluşu yıpratırlardı.(Vikipedi) |