Cemaati bitirecek en büyük hatası
Abone olHüseyin Yayman'a göre cemaat önce masumiyetini sonra meşruiyetini kaybetti.
Vatan si yazarı Hüseyin Yayman cematin
yaptığı hataları yazdı ve bundan sonra yapayalnız kalacağını
söyledi.
"Gülen hareketi ilk büyük hatasını zayıf tarihselliğiyle
yaptı. Türklerin devlet ve devletin bekası öncelikli bir millet
olduğunu unutup, devlete operasyon yaptılar." diye yazan
yazar, cemaatin hatalarından birinin de "Erdoğan’ın politik
gücünü hafife almaları" olduğunu söyledi.
Cemaatin bundan sonra hemen her kesim tarafından terk edileceğini
ve yalnız kalacağını söyleyen Hüseyin Yayman, "Bugün
cemaatin elindeki kasetlerle Erdoğan’ı tasfiye etmeye çalışanlar
seçimden sonra Hizmet hareketine ‘kural dışına
çıkmışsınız’ diyecek ve onu Roma’da aslanların önüne atılan
misyonu bitmiş gladyatörler gibi devletin önüne
atacaklar." diyerek cemaat için olabilecek sonu yazdı.
İşte o yazı...
ÖNCE MASUMİYETİNİ SONRA MEŞRUİYETİNİ
KAYBETTİ
Temel tezi tekrarlamakta fayda var. İstihbaratçılar, Gülen
hareketine sızdılar ve onu illegalize ettiler. Hareket, güvenlikçi
paradigmanın tuzağına düştü. Önce masumiyetini sonra meşruiyetini
kaybetti. Bu analize hareketin içine sızmış ‘geç kalmış
Makyaveller’ itiraz edecekler. Çünkü onların meselesi Gülen’i
savunmak değil, Erdoğan’ı devirmek.
Bu aktörler dün de ‘biz yönetelim’ diyordu, bugün de aynısını
diyorlar. Sadece aparat değiştirdiler.
BU ASİMETRİK BİR
MÜCADELE
Basit düşünelim. Erdoğan bir partinin lideri ve siyasetçi. Sezgileri güçlü, yüzde elli oy almış bir liderin karşısına bir hocayı çıkarmak baştan mücadeleyi kaybetmek anlamına geliyor. Çünkü bu mücadele doğası gereği asimetrik bir mücadele.
Parti lideri ile Hoca’nın mücadelesinin sonucunu görmek için teorik çözümlemelere gerek yok. Sadece kafanızı uzatıp sokağa baktığınızda toplumsal gerçekliği göreceksiniz. Mesele siyasi bir mesele hâline geldi ve çözümü de siyaset kurumunun alacağı karara bağlı.
GÜLEN HAREKETİ DOKUNULMAZLIĞINI
KAYBETTİ
Sözü uzatmaya hiç gerek yok. Bu mücadelenin sonucunda Erdoğan oy
kaybedebilir, belki iktidarını da yitirebilir. Siyasetin doğası
içinde bunlar yaşanabilecek sonuçlardır. Peki Gülen hareketi ne
kaybedecek. En başta kırk yılda inşa ettiği güveni ve meşruiyeti
kaybedecek ve kaybetti.
DOKUNULMAZLIK ZIRHINI ÇIKARMAK ZORUNDA
KALDI
Son dört ayda hareket dokunulmazlık zırhını çıkarmak zorunda
kaldı. Tayyip Erdoğan’ı siyaseten tasfiye etse dahi sonrasında onu
daha büyük bir cepheye karşı vereceği bir mücadele bekliyor.
GÜLEN HAREKETİ'NİN 4
HATASI
Gülen hareketi ilk büyük hatasını zayıf tarihselliğiyle yaptı. Türklerin devlet ve devletin bekası öncelikli bir millet olduğunu unutup, devlete operasyon yaptılar. İkinci temel yanlış 17 Aralık operasyonuyla hükümeti devirip yönetimi tayin edeceğini sanmak oldu. Üçüncü varoluşsal hata Abdullah Gül’ün Erdoğan’ı yalnız bırakacağına ve kendileriyle birlikte hareket edeceğine inan(dırıl)maları oldu. Dördüncüsü hata ise Erdoğan’ın politik gücünü hafife almalarıydı.
CEMAAT ADIM ADIM YALNIZLAŞACAK
30 Mart’tan sonra Erdoğan’ın alacağı sonuca bağlı olarak cemaat adım adım yalnızlaşacak. Erdoğan’ın mücadeleden başarıyla çıkması, ürkek olan İstanbul sermayesinin cemaati terk etmesine neden olacak. Onları ‘beyaz Türkler’ izleyecek. Erdoğan’ın Batı’yla pazarlık masasına yeniden oturmasıyla bu defa ABD’deki lobilerini kaybedecekler.
Bugün cemaatin elindeki kasetlerle Erdoğan’ı tasfiye etmeye
çalışanlar seçimden sonra Hizmet hareketine ‘kural dışına
çıkmışsınız’ diyecek ve onu Roma’da aslanların önüne
atılan misyonu bitmiş gladyatörler gibi devletin önüne
atacaklar.
GÜLEN HAREKETİNİN BÜYÜSÜ
BOZULDU
Kasetler devletin güvenliğini tehdit eder hâle geldiği için artık sorun dinleme değil, güvenlik meselesine dönüşecek. Türkiye bu savaşlar coğrafyasında varlığını güçlü devlet algısıyla sürdürdü. Türkler devlet öncelikli millettir ve Gülen meselesi artık devlet meselesi hâline geldi.
Bütün bu değerlendirmeleri bir kenara bırakın ve bir an geriye yaslanıp düşünün; dünya haritası önünde kum havuzuna dönmüş bir hareket, şike meselesi, casusluk davası ve istihbarat oyunlarıyla anılıyor. Liseli gençler Hocaefendi’yle alay eden caps’ler hazırlıyorlar. Meydanlardan yuh sesleri yükseliyor.
Gülen hareketinin büyüsü bozuldu. Bu harekete bundan daha büyük bir kötülük olabilir mi?