Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Son yazımda hükümet kanadından gelecek operasyonu dikkat çekmiş,
"20 Mart tarihinden sonra atılacak adımlar"a
dikkat çekmiştim. Beklenen operasyonun işaret fişeği atıldı.
Gelin hem hükümetin, hem de cemaatin bundan sonra atacağı adamları
konuşalım bu yazıda...
Önceki yazılarımı okuyanlar hatırlar. 25 Şubat tarihinde, 25
Mart'ta yayınlanacak kasetten, yani cemaatçi arkadaşların tabiriyle
"Torbada olan büyük turptan" bahsetmiştim. O
kasetle ilgili detaylar twitter'dan ve cemaate bağlı bazı
gazetelerde pişirilmeye başlandı.
Kasetin içeriğini belki hala duymayanlar vardır diye bir kez daha
anlatayım. Kasette Erdoğan'ın, "devletin bekası için bir
devlet adamının feda edilip edilmeyeceğine dair soru
sorduğu", fetvanın verilmesinin ardından da Yazıcıoğlu'nun
helikopterinin düşürülmesi için MİT'e talimat verdiği ve MİT
Müsteşarı Hakan Fidan'ın da bu talimatı yerine getirdiğine dair
telefon kayıtları olduğu "İddia ediliyor!"
"İddia ediliyor" diyorum çünkü cemaatin içinde
önemli yerlerde olan bazı özel arkadaşların cep telefonu ekranından
izlediği ve bana anlattığı bir görüntü üzerinden yorum
yapıyorum.
Mesele de burada başlıyor.
Gerek daha önce yayınlanan illegal kasetlerin twitter yöneticileri
tarafından yayından kaldırılmaması, gerekse bu kasetin yayına
hazırlanması beraberinde bir devlet refleksi getirdi. Çünkü böyle
bir kasetin yayınlanacak olması durumunda doğrusuna yanlışına
bakılmaksızın birilerinin sokaklara çıkıp Türkiye'yi ateş topuna
çevireceği yönünde ciddi duyumlar var.
Seçimden önce başlayacak, seçimde AK Parti'nin yüksek oy alması
durumunda zirveye çıkacak olaylardan bahsediyorum.
Twitter'a getirilen yasağı nedeni bu ama bu yasak kalıcı değil.
Twitter yöneticileri yasağın yürürlüğe girmesi üzerine hemen
temizliğe başladılar zaten. Sahte isimlerle açılan ve bu kasetleri
yayınlayan hesapların kapatılmasının ardından twitter yeniden
yayına açılacak, burada bir sıkıntı yok!
Yazının girişinde de dediğim gibi...
Devlet, aylardır kendisinden bekleyen adımı atmaya başladı. Bundan
sonra devletin içine çöreklenmiş yapının gerçek yüzünü anlatacak
tüyler ürpertici belgeler ardı ardına açıklanacak.
Şu kadarını söyleyeyim.
Açıklanacak belgelerden sonra cemaate gönül vermiş samimi insanlar
çok ama çok üzülecek. Cemaatin üst düzey kadrolarında yer alan bazı
isimler ise sokağa çıkacak yüz bulamayacak. Zaten bu nedenden
dolayı suça bulaşmış, oynanan oyunu planlayan bazı isimler,
operasyon başlamadan Türkiye'yi terketmeye başladı bile...
Toplumun bazı kesimlerinde, 17 Aralık'ta patlak veren olayların 30
Mart seçimlerinden sonra sona ereceği gibi bir algı oluşmuş
durumda. Oysa asıl oyun 17 Aralık'ta değil, 1 Haziran'daki Gezi
ayaklanmasıyla birlikte başladı ve genel seçimlere kadar devam
edecek.
Her ne kadar "Biz siyaset yapmayız" dese de,
cemaatin önünde bundan sonra siyasete girme dışında bir yol
görünmüyor.
Tek hedef genel seçimler!
İzmir'de bulunan Ertuğrul Günay dünkü açıklamasında hedefin bu
olduğunu çok açık bir şekilde dillendirdi aslında. Ne dedi eski
Kültür Bakanı:
"Yeni bir siyasete Türkiye’nin ihtiyacı var. Türkiye
toplumu adalet istiyor. Bütün partiler buna bakacak. Kendilerini
revize edecekler. Toplumun ihtiyacını görülerse yollarına devam
edecekler. Karşılamazlarsa toplum yeni siyasi hareketleri bağrından
çıkaracaktır. Bunun karşılanmaması halinde yeni bir çocuğun
doğumunu buradan müjdeliyorum."
Gezi olayları sırasında Ertuğrul Günay, İdris Bal gibi isimler
parti mensubu olarak kalmalarına rağmen, muhalif söylemleriyle
dikkatleri çeken isimlerdi. 17 Aralık operasyonundan sonra ise
cemaati savunan vekiller birer ikişer partiden ayrılmaya
başladı.
Cemaat içinde yer alan Tokatlı bir dostumla konuştum dün.
Bana 7 Temmuz 2013 tarihinde Facebook'ta yazdığı bir makaleyi
gönderdi. İnanır mısınız, bugün yaşanan her şeyi daha o tarihte bir
bir anlatmış.
Bugünleri nasıl öngördüğünü sordum, bakın neler anlattı:
"AK Parti'den istifa eden isimlerin tamamı bir süre öncesine
kadar BBP'ye topluca geçmeye hazırlanıyordu. Ancak yapılan
anketlerde AK Parti'nin oy oranı bir türlü yüzde 35'in altına
düşmeyince plan bozdu, geçiş tarihi ertelendi.
Yerel seçimlerden sonra bu vekillerle beraber yeni isimlerin
BBP'ye geçmesi için çalışmalar başlayacak. Listede Erkan mumcu,
Abdullatif Şener ve AK Parti'den istifa edecek olan diğer
vekillerin de isimleri de var.
Sözün özü, cemaatin hedefi, tabanını ve vekillerden oluşan
adamlarını partiye üye yaparak BBP'yi ele geçirmek. Muhsin
Yazıcıoğlu suikastıne bu kadar sahip çıkmalarının nedeni bu!
Maalesef BBP yöneticileri de bu oyunun farkında değil.
Operasyon bununla da sınırlı kalmayacak!
Sadece BBP ile bir başarı sağlayamayacağını bilen cemaat, bir
yandan MHP'yi, diğer yandan kankası olduğu CHP'yi kasetlerle dizayn
etme yoluna gidecek.
MHP ile BBP'nin birleşmesi, CHP'den istifa edecek önemli
isimlerin de katılmasıyla yeni bir siyasi oluşum hedeflenecek.
Mesela şu anda CHP'den Ankara adayı olan Mansur Yavaş'ın seçimi
kazanması durumunda BBP veya MHP'ye geçmesi için ciddi planlar
yapılıyor. Kılıçdaroğlu'nun gönderilmesi, Sarıgül'ün CHP'nin başına
getirilmesi gibi planlar da buna dahil.
Plan bununla da sınırlı değil...
Bu oluşum sağlandıktan sonra "Temiz Toplum"
eylemleri, "Hükümet istifa" yürüyüşleri
başlayacak. Yeni kaset yayınlarıyla birlikte iktidar günden güne
yıpratılarak önce gözden, sonra koltuktan düşürülmeye
çalışılacak.
Kısacası oyunun başarıya ulaşıp ulaşmayacağı, AK Parti
seçmeninin dik durup durmayacağına bağlı. Eğer halk sağlam durursa
sıkıntı yok. Anlayacağınız AK Parti yüzde 38 üzeri oy aldığı
sürece bir sıkıntı yaşamayacak. Çünkü yüzde 38 demek, 276
milletvekilini elinde bulundurmak ve iktidarda kalmak
demek.
Bana anlatılanlar bununla sınırlı değil, aksine çok daha korkunç
şeyler var. Onu da bir sonraki yazıya bırakalım...