Cemaat yazarı cemaati çıldırtacak
Abone olCemaate yakın Bugün gazetesi yazarı Gülay Göktürk cemaati işaret ederek "Acil tasfiye edilmeli" dedi.
Bugüne kadar hükümet cemaat kavgasında ortada tavırlarıyla
bilinen dershanelerin kapatılmasında hükümeti eleştiren Göktürk bu
defa kalemini cemaate yöneltti.
Bugün sinin liberal kalemlerinden Gülay Göktürk öyle bir yazı yazdı
ki olay yaratacak. Büyük resmi görmek gerek diyen Göktürk cemaati
isim vermeden devlet içinde kazandığı yeri hayırlı bir
iş için kullananlar diyerek tanımladı ancak artık
kontrol edilemez noktaya ulaştığını ifade etti. Göktürk ilerleyen
zamanlarda bu gücün hangi amaçlar için kullanılacağının
bilinemeyecegini bu yüzden acil tasfiye edilmesi gerektiğini
söyledi:
İlk yazımda "Başlatılan bu büyük operasyonun
siyasi anlamı ve hedefi de elbette üzerinde durulması gereken,
ayrıca değerlendirilmesi şart olan bir konudur" demiştim
ya; artık sıra bu konuya geldi sanırım.
BAŞBAKAN HAKLI BU İŞ SİYASET
MÜHENDİSLİĞİ
Bugün Türkiye'de başını kuma gömmemiş herkes gibi ben de son
operasyonun dikkatle planlanmış, zamanlanmış, hedefi belli,
siyasi bir operasyon olduğunu düşünüyorum.
DEVLET İÇİNDE KENDİ SİYASİ HEDEFLERİ
VAR
Bu olay artık devlet içinde, kendi siyasi hedefleri olan, ortak bir
irade gösteren, ortak hareket eden otonom bir oluşumun varlığını
görmezden gelinemeyecek bir hale getirmiştir. Yani Başbakan
haklıdır. Bu bir siyaset mühendisliğidir ve hedefi de Erdoğan
hükümetine seçim öncesinde ağır hasar vermektir.
HEPİMİZ İÇİN TEHDİT
Bu oluşumun varlığını sadece siyasi iktidar için tehdit olarak
görmek de yanlıştır. Böyle bir tablo sadece hükümet ya da muhalefet
partileri ya da Meclis'te değil, bütün toplumda ürküntü ve korku
yaratır. Bu yapı tasfiye edilmeden hiç kimse
kendini güvende hissedemez. Oylarımızla getirdiğimiz iktidarın ne
zaman nasıl bir operasyonla götürüleceğini bilememek, böyle bir
ülkede yaşamak, istikrarı da güvenlik duygusunu da yok eder.
YARIN BU GÜCÜ HANGİ AMAÇLA
KULLANACAKLAR
Şu son olayda bu oluşum devlet içinde kazandığı mevzileri
hayırlı bir iş için kullanmış olabilir; eğer
iddialar doğrulanırsa bu sayede biz de büyük bir yolsuzluk ağını
öğrenmiş oluruz. Ama bu da bir şeyi değiştirmez. Yarın öbür gün bu
gücün hangi amaçla kullanılacağını, neler yapacağını bilemeyiz.
Hangi araçlar kullanılarak hükümet politikaları üzerinde baskı
oluşturulacağından; bakanların ya da milletvekillerinin
iradelerinin hangi araçlar kullanılarak teslim alınacağından emin
olamayız.
DENETLENEMİYOR
Çünkü karşımızda elimizle tutamadığımız, gözümüzle göremediğimiz, yasalara bağlı olma zorunluluğu olmayan bir yapı var. Seçilmişler yanlış bir şey yaptıkları zaman hesap sorabiliriz ama bu yapıdan soramayız. O yapıyı dizginleyemez, denetleyemeyiz.
ACİL TASFİYE EDİLMELİ
İşte bu yüzden de, hükümetin bu yapıyı tasfiye etmek gibi acil bir görevi vardır. Böyle bir tasfiye hareketinin meşruiyetine demokratik hukuk devletini savunan hiç kimse karşı çıkamaz.
Burada püf nokta, tasfiyenin hukuk devleti anlayışı içinde yapılmasıdır. Bizim devletin çatışmaların kızıştığı ortamlarda "rutin dışına çıkma" alışkanlığını birçok örneğiyle biliyoruz. Şimdi yeni ve çok şiddetli bir çatışmanın ortasında olduğumuza göre, yine "rutin dışına çıkma" ve bir cadı avı başlatma tehlikesine karşı baştan uyarmak isterim.
Bu yapılanmanın tasfiyesi mutlaka hukuka uygun bir şekilde; insanlar sırf kimlikleri yüzünden mağdur edilmeden; devletin hiyerarşik işleyişine aykırı davranıldığı ve otonom grup tavrı gösterildiği ortaya konularak yapılmalıdır.
Zor olduğunu biliyorum. Ama devlet olmak da böyle bir şey
işte...