Cemaat Ruşen Çakır'ı neden tutuklayacaktı?
Abone olHabertürk yazarlarından Ruşen Çakır, Ahmet Sever’in kitabında yer almasıyla ilgili de ilk kez konuştu.
Ahmet Sever'in olay kitabında 'Cemaatin elinden Abdullah
Gül kurtardı' diye bahsettiği Ruşen Çakır, yazılanların doğru
olduğunu söyledi
Çakır, cemaatin büyük güç kaybettiğini ancak AK Parti'nin tek
başına iktidar olamadığı için belirli ölçülerde iktidarı kimle
paylaşacaklarsa cemaate karşı devlet taarruzunun eskisi kadar
olmayacağını tahmin ettiklerini söyledi.
İşte medyaradar'dan Alev Gürsoy Cimin'in Ruşen Çakır'la yaptığı
röportajdan öne çıkan bölümler;
AHMET SEVER’İN YAZDIKLARI TÜMÜYLE DOĞRU”
Biliyorum bu konuya girmek istemiyorsunuz ama medya üzerine
söylediğiniz bu sözlerin ardından sormak farz oldu. Ahmet Sever’in
kitabında sizinle ilgili olan çarpıcı iddialar doğru mu? Gül
devreye girmese sizi de içeri alacaklarmış, bu konuda neler
söyleyeceksiniz?
Ahmet yazmış zaten, hepsi doğru. Gününü de yazmış. Benim bunun
üzerine söyleyecek çok sözüm yok. Eğer yanlış bir durum olsaydı
açıklama yapardım ama doğru olduğu için konuşmayı uygun
bulmadım.
“CEMAAT İÇİN TEHLİKEYDİM BENİ DE İÇERİ ATMAK
İSTEDİLER”
Sizi neden almak istesinler?
Bunu Pensilvanya’ya sorun. Ben Türkiye’de Fethullah Gülen cemaatini
medyada en iyi bilen isimlerdenim. Yıllardır bunun üzerinde
çalışan biriyim. En büyük nedenlerin başında bu geliyor. Cemaati
iyi bildiğim için cemaatin gözünde tehlikeli bir gazeteciydim ve
hala da öyleyim. Belli ki o karambolde beni de almak
istemişler.
Allah korumuş diyeceğim ama Gül de korumuş…
Kim koruduysa şükran duyuyoruz.
“CEMAAT MEDYASI DA OLAYLARIN BİR PARÇASI”
Keşke Abdullah Gül, Ahmet Şık, Nedim Şener ve tüm diğer
meslektaşlarımız için de aynısını yapsaydı bir tek sizin için
değil.
Ahmet Şık ve Nedim Şener’den haberi olmadı, haberi gözaltına
alındığı zaman oldu. Gül, gözaltı kararının ardından hemen bu
olayın yanlış olduğunu Fikret Bila ve Ekrem Dumanlı’ya anlattı.
Buna rağmen Ekrem Dumanlı, Abdullah Gül’ün sözlerini çarpıtarak
verdi. Çünkü onlar da bu olayın bir parçası. Cemaatin medyası bütün
bu operasyonların parçası. Bunlar bir üçgendir, yargı, polis ve
medya üçgenidir. O bir bermuda şeytan üçgenidir. O üçgene
düşürdükleri insanı yok etmeye çalışırlar. Bayağı da bir mesafe kat
ettiler. Ama sonunda kaybettiler.
O dönem Gül’ü arayıp teşekkür ettiniz mi şahsınıza yönelik
böyle bir operasyonu engellediği için?
Bunlara gerek yok. Zaten konuşmak da istemiyorum, boşuna
zorluyorsun. Ben Abdullah Gül’ü 1991 yılından beri tanırım gazeteci
olarak. Yeni değil yani… O nedenle çok detaya girmeyelim.
“GÜL’E ZARAR VERMEK İÇİN YAZMADI”
Abdullah Gül siyasete döner mi?
Dönse iyi olur ama döneceğini sanmıyorum. İstemiyor galiba,
isteseydi bir yolunu bulur dönerdi.
“KİTAP İYİ BİR KİTAP, SALDIRILAR NORMAL”
Ahmet Sever’in kitabı sizce Abdullah Gül’ü parlatmak için
mi yazılmış? Yoksa gerçekten gördüklerini, yaşadıklarını mı
yazmış?
Ahmet Sever çok iyi bir gazetecidir. 13 yılını Abdullah Gül’ün
yanında verdi. Bence çok yararlı bir iş yaptı bu kitabı
yazarak. Gazetecilik refleksini de kaybetmediğini bu kitapta
görüyoruz. 12 yılı anlatan çok değerli bir kitap yazdı. Gül’ü
olumlu mu etkiler olumsuz mu kestiremiyorum ama bu kitapta Abdullah
Gül’e zarar vermek istememiştir diye düşünüyorum. Daha yeni çıktı
kitap, çok yeni ve çok saldırı görüyor olması bence çok başarılı
olduğunu gösteriyor. Türkiye’de çünkü iyi olan şeyler cezasız
kalmaz. Onun için buradan da görüyoruz ki kitap iyi bir kitap.
Siz okuma şansı buldunuz mu kitabın tamamını?
Okudum ve çok beğendim. Çok dikkatle ve titizlikle hazırlamış.
Gazetecilik kokuyor…
“AHMET SEVER’İN BANA YER VERMESİ BENİ
İNCİTMEDİ”
Ahmet Sever’in sizinle ilgili bu çarpıcı konuya kitapta yer
vermesi sizi incitti mi, yoksa önceden bilginiz var mıydı
yazacağından?
Tabii ki incinmedim. Neden incineyim? Gerçek olan bir konuyu
yazmış. O kitapta sadece ben değil, yaşanılan pek çok olay
anlatılmış. Benim kızma ya da darılma gibi durumum yok.
“CEMAAT BÜYÜK BİR GÜÇ KAYBETTİ”
Az önce tüm operasyonların parçası olduğunu söylediğiniz
cemaat, AK Parti ile girdiği çatışmada sizce bir güç kaybetti
mi?
Tabii hem de çok büyük bir güç kaybetti.
“ONCA YAŞANANLARA RAĞMEN HALA DERS
ÇIKARMADILAR”
Peki, şu an sizce ne durumdalar?
Cemaat kolay kolay bitmez, bayağı bir gücü var. Seçim sonuçlarından
da mutlular. Eğer AKP tekrar tek başına iktidara gelseydi, herhalde
cemaat için tehlike daha da büyürdü ama şimdi, belirli ölçülerde
iktidarı kimle paylaşacaklarsa cemaate karşı devlet taarruzunun
eskisi kadar olmayacağını tahmin ediyorlardır. Ben de öyle tahmin
ediyorum. Ama kamuoyunda cemaatin nasıl bir yapı olduğu konusunda
bir algı oluştu, bir bilinçlenme oluştu. Onun için cemaatin eski
günlerine dönmesinin imkânı olmayacaktır diye tahmin ediyorum.
Kendilerinin bundan ders çıkartmadıklarını görüyorum.
“CEMAAT GEÇMİŞİYLE YÜZLEŞMELİ ÇÜNKÜ
KAYBETTİLER”
Bu kanıya nereden vardınız?
Hala hiçbir şey yapmamışlar gibi kendileri sütten çıkmış ak
kaşıkmış gibi sunmaya çalışıyorlar çünkü. Bu yalan, böyle bir şey
yok. Cemaat samimi bir şekilde yaptığı hatalardan, kurduğu
komplolardan, insanların özgürlüklerine kastetmesiyle ilgili hiçbir
şekilde yüzleşmedi. Şimdi benzer olaylar kendi başlarına geliyor ve
çok fazla kendilerine dışarıdan destekçi bulamıyorlar.
Kaybetmelerinin en büyük nedeni de kendi geçmişleridir. Birçok
vesile ile birçok ortam da kendileri ile yüzleşme yapmalarını
söyledik ama hiçbir şekilde bunu ciddiye almadılar. Sonuçta
kaybeden kendileri oluyor. Artık bir zamandan sonra kendileri
bilir, kendi kaderlerini kendileri belirliyorlar. Nasıl doğru
biliyorlarsa öyle yapsınlar ama yanlış yoldalar.
“GEÇMİŞTE CEMAAT MEDYASI GAZETECİLERİN İÇERİ ATILMASINI
İSTEDİ AMA ŞİMDİ…”
Cemaat medyasının başına gelenler, Hidayet Karaca’nın
tutuklu olması, Baransu’nun tutuklu olması, Zaman Gazetesi’ne
polislerin gidip de canlı yayında onları gözaltına almak istemesi
vs. Bunlar yaşanırken ne hissettiniz, meslektaş olarak üzüldünüz
mü?
Ben hiçbir gazetecinin içeri girmesini istemem. Ama onlar
istediler. Çok arkadaşımızı içeri attılar. Gazetecilerin sırf
yaptıkları gazeteler, haberler nedeniyle cezaevi ile hapis ile
muhatap olmaları asla doğru bir şey değil. O anlamda tabii ki de
üzüldüm. Ama bu arkadaşların büyük bir çoğunluğunun sicili
kendileri gibi düşünmeyen gazetecileri tasfiye etmek olduğu için
onların bir ders çıkartması gerekiyor. Benim cemaate yönelik
operasyonlardan ders çıkartacak bir durumum yok. Onları tasfiye
eden birisi değilim. Oradaki insanlar şunu sorsunlar kendine; Biz
nerede hata yaptık? Mesela biz Ahmet Şık ve Nedim Şener’e sahip
çıkmak için sivil bir gazetecilik inisiyatifi aldık ve çok etkili
olduk. Arkamızda medya grubu yoktu, cemaat yoktu, parti yoktu.
Kendi başımıza bayağı etkili olduk, konuyu Türkiye ve dünya çapında
bir olaya dönüştürdük. Ahmet ve Nedim’in gazeteci arkadaşları diye
bir İnisiyatif var biliyorsunuz ki… Çok büyük işler yaptık.
Cemaatin başına o kadar şey geliyor ama doğru dürüst destek yok.
Dayanışma, faaliyet, bir sivil hareket filan da yok. Bu ikisini
karşılaştırıp buradan bir ders çıkartmaları iyi olur. Ama yine
kendileri bilir. Bu tür insanların kendilerine dışarıdan söylemleri
saldırı olarak anladıkları için çok da fazla konuşmaya gerek
yok.