Cemaat mi daha güçlü AK Parti mi?
Abone olCemaat ile AK Parti arasındaki savaştan kim galip çıkar? Hangisi hangi alanda daha güçlü? Ruşen Çakır yorumladı;
İNTERNET HABER - AK
parti ile Cemaat arasındaki savaş tüm hızıyla devam ediyor. Peki
ama kim daha güçlü?
AK Parti medya alanında Cemaat'ten önde mi geride mi? Devlet
yapılanmasında kim önde? Hangisi daha inandırıcı?
Bu soruların yanıtını Vatan gazetesinin isabetli analizleri ile
bilinen ismi Ruşen Çakır verdi.
İşte AK Parti ile Cemaatin artıları ve
eksileri;
Devlet imkanları : Kuşkusuz Erdoğan, devletin imkanlarına sahip olduğu için açık ara avantajlı. Lakin Cemaat de bürokraside hayli güçlü ve etkili. Zaten kavga, hükümetin, Cemaat’in bu gücünü kontrol etmek, zayıflatmak ya da sınırlamak istemesinden çıkıyor. Hüseyin Çelik’in açıklamasından, Başbakan’ın gözbebegi MİT’in bile ulaşılabilir olduğu anlaşılıyor ki bu da kavganın ciddiyetine işaret ediyor.
Medya imkanı : Hükümet medyada etkili olma konusunda da avantajlı. Fakat onun denetimindeki medyanın Cemaat medyası kadar etkili olduğu söylenemez. Tekrar olacak ama, bunun ana nedeni, her ne kadar dışarıdan isimlere kapılarını açmış olsalar da cemaat medyasının kilit noktalarında Gülen hareketine çok erken yaşta bağlanmış insanların bulunması. Onlar bu sürece bir "dava" gibi bakarken hükümet yanlısı medyada çalışanların önemli bir kısmı için bireysel çıkarlar öne çıkıyor.
İnandırıcılık sorunu : Erdoğan, Cemaat’i vesayet sistemi kurmak istemekle suçlayıp, muhalefet dahil herkesi milli iradeye sahip çıkmaya çağırıyor. Cemaat ise demokrasi, başta basın özgürlüğü olmak üzere temel hak ve hürriyetleri savunma iddiasında. Ancak her iki taraf da fazla inandırıcı olamıyor, çünkü tarafların birbirlerine yönelik suçlamalarının tarihi epey eskilere gidiyor fakat aralarındaki tartışma çok yeni. Örneğin tavrını hükümetten yana alan birine "Cemaat devlet içinde kadrolaşmaya bir ay önce mi başladı? Başbakan zamanında niye tavır almadı?" diye sorduğunuzda cevap vermekte zorlanıyor. Keza Cemaat yanlılarına Erdoğan’da sözünü ettikleri otoriterleşme eğiliminin miladının dershaneler mi olduğunu sorduğunuzda benzer bir mahcubiyetle karşılaşıyorsunuz. Bu inandırıcılık sorunu nedeniyle tarafların üçüncü şahısları yanlarına çekmeleri pek mümkün olmuyor.