Cemaat Bahçeli'yle mi görüştü MHP'yi karıştıracak iddia
Abone olMHP'de genel başkanlığa aday olan MHP Iğdır eski milletvekili Sinan Oğan, gündemde bomba etkisi yaratacak bir iddiada bulundu. Oğan'ın iddiasına göre, Gülen Cemaati, MHP lideri Devlet Bahçeli ile görüştü.
MHP Genel Başkanlığı'na aday olan Sinan
Oğan, Paralel Devlet Yapılanması'nın partisine yönelik sızma
girişimlerine ilişkin, açıklama yaptı.
Bu konuda hem partisini hem de AK Parti’yi uyarmaya çalıştıklarını ancak kendilerini dinletemediklerini ifade eden Oğan, 2007 seçimleri öncesinde yaşananları anlattı. Cemaatin bu dönemde belirli bazı kişilerin MHP'de yoğun kulis yaptığını, 2011 seçimleri öncesinde ise "kaset komplosu ile MHP üzerinde ameliyat yapmaya başladığını" söyledi. Oğan, "Bunu sadece biz değil bütün kamuoyu anladı. Ancak bizim cemaatle ilgili yaptığımız tüm uyarı ve ikazlar, AKP tarafından gözardı edildi" dedi.
CEMAAT TARAFINDAN MI ADAY GÖSTERİLDİ?
Sinan Oğan, kendisinin, geçmişte de günümüzde de cemaatle
ilişkisinin ve görüşmesinin olmadığını, geçmişte cemaati devlet
için bir tehdit olarak gördüğünü, bugün de aynı fikirde olduğunu
söyledi. İktidara yakın çevreler tarafından, kendisinin
"cemaat tarafından aday çıkarıldığına" dair
iddialar ortaya atıldığını, bu durumu hem üzülerek hem de hayretler
içerisinde izlediğini belirten Oğan, "cemaatçi olduğuna
yönelik iddiaları" reddetti. Bu konuda çok hassas olmaya
çalıştıklarını ifade eden Oğan, şöyle devam etti:
"Biz MHP’de bir tüzük kurultayı toplamak ve daha sonra
MHP Genel Başkanı olmak üzere bir yola çıktık. Bu süreçte yanımıza,
yönümüze, sağımıza, solumuza Paralel Yapı'nın yanaşmamasına
özellikle dikkat ediyoruz. Etrafımızın Paralel Yapı mensuplarıyla
kuşatılmasına izin vermiyoruz. Kadrolarımız arasına bir sızma
olmaması için azami gayreti gösteriyoruz. Arkadaşlarımla birlikte
ülkücü-milliyetçi olarak kamuoyunun önüne çıkıyoruz. Hiç kimse
bize, yanında cemaatin falanca mensubu ya da cemaate müzahir
falanca kişi var diyemez. Sonuç itibarıyla, AKP ile yollarını
ayıran, HDP ve CHP’ye verdiği dolaylı veya doğrudan desteklerden
ciddi bir netice alamayan, elindeki medya kuruluşları ve
şirketlerinin önemli bir kısmını yitiren cemaatin yeniden hayat
bulması için MHP gibi bir aksiyoner partiye sızmaya çalışacağı
aşikardır. Cemaatin 'stratejik' aklı, MHP’nin aksiyoner gücü ile
birleşirse bu Türkiye için büyük bir tehdide dönüşebilir. Aslolan
bunu görmek ve buna müsaade etmeyecek tedbirleri
almaktır."
"CEMAAT 17-25 ARALIK SONRASINDA BAHÇELİ'YLE GÖRÜŞTÜ"
Cemaatin, kamu kurumlarındaki milliyetçi bürokratik kadroları itibarsızlaştırdığını ve kendi elemanları için tasfiye hareketi yaptığını anlatan Oğan, bu yapının MHP ile ilişkisini 17-25 Aralık öncesi ve sonrası diye iki döneme ayırarak değerlendirdi. Bu dönemin öncesinde cemaatin AKP ile tam bir mutabakat ve işbirliği içinde olduğunu ve MHP'ye düşman olduğunu dile getiren Oğan, "Milattan sonraki dönem ise AKP ile cicim aylarının sona erdiği, cemaatin dolaylı iktidarını tamamlayıp doğrudan iktidar için harekete geçtiği 17-25 Aralık sonrası dönemdir. Tasfiye olan cemaat artık MHP ile ilişkisini yeniden tanımlamaya başladı. MHP’yi kendisine müttefik yapabilmek için aracılar vasıtasıyla Sayın Bahçeli ile görüştüler. Fakat Sayın Bahçeli bu ilişkiye çok sıcak bakmadı. Geldiğimiz noktada Sayın Bahçeli cemaatin belirli isimler üzerinden MHP’yi tamamen ele geçirmek üzere harekete geçtiğini söylemektedir" diye konuştu.
"İLK AYAĞINI FETHULLAH GÜLEN HAYATA GEÇİRDİ"
Gülen cemaatini "ABD’nin bir projesi" olarak
değerlendiren Oğan, "12 Eylül Darbe Yönetimi ABD’nin Soğuk
Savaş stratejisi çerçevesinde geliştirdiği 'yeşil kuşak' ve 'ılımlı
İslam' projesinin ilk ayağını Fethullah Gülen ile hayata
geçirmiştir" dedi. Oğan, 90'lı yıllarda cemaati oy deposu
olarak gören ve işbirliği yapan Kasım Gülek, Süleyman Demirel ve
Tansu Çiller ile cemaatten isimlerin siyasete sızdığını
anlattı.
Oğan, “Eğer hırsız içeride değilse kapıyı cemaate kim
açıyor” sorusunu yanıtlarken, “Cemaat her zaman
kapıdan girmiyor ki. Kapıdan almazsanız pencereden giriyor.
Pencereyi kapatırsanız bacadan sızıyor ama her şekilde az ya da çok
sızıyor. Cemaatin AKP’ye sızmasını buna örnek gösterebiliriz. Bunu
önlemek çok kolay değil. Ancak asgaride tutabilirsiniz. Önemli olan
partilerin liderlik mekanizmalarının kapıyı, pencereyi ve bacayı
tıkayacak iradeyi göstermesi ve sızıntılara karşı uyanık
olabilmesidir” görüşünü dile getirdi.
"ÜLKÜCÜ GÖRÜNÜMÜNE BÜRÜNDÜLER"
Sinan Oğan, kendisini gizleyen cemaat mensuplarının ülkücü
görünümüne büründüğünü iddia ederek, "devlette, ticarette
ve siyasetteki rekabet ve hesaplaşmanın cemaat tehdidi üzerinden
yürütülmeye başlanması halinde bundan kripto cemaat unsurlarının
yanı sıra masum insanların da tasfiye edilerek zarar
görebileceğine" işaret etti. Oğan, şunları söyledi:
“Bu yükü hiçbir sorumlu siyasetçi kaldıramaz. Adı ister
PKK olsun ister cemaat olsun devlet 'ortak' kabul etmez. Bu nedenle
devletin başladığı bu çevre temizliği bir an evvel tamamlanarak
sonuçlanmalı, toplumda güven yeniden tesis edilmelidir. Bununla
beraber Paralel Yapı mensuplarının çok hızlı adapte olduklarını ve
başka kılıklara girebildiklerini de görüyoruz. Cemaatin
mensuplarının özellikle sosyal medyada çok etkili olduğu, bu
süreçler sonunda isim ve şekil değiştirerek ülkücü görünüme
büründüğünü görmekteyiz. Bu çevrelerin şahsımı da hedef alır
şekilde MHP kongresi sürecine müdahil olmaya çalıştıklarını ve
şahsımıza karşı da bu sahte hesaplar üzerinden bir
itibarsızlaştırma kampanyası yürüttüğünün de
farkındayız.”