Cemaat AK Parti'yi Ayasofya ile vuracak!
Abone olAyasofya’nın “Ayasofya Camii” adıyla camii olarak yeniden ibadete açılması için kanun teklifi verildi... Teklifi veren isim ise cemaate yakınlığı ile biliniyor...
AK Parti'den istifa eden Burdur
bağımsız milletvekili Hilmi Yıldırım, Ayasofya’nın “Ayasofya Camii”
adıyla camii olarak yeniden ibadete açılması için kanun teklifi
verdi.
Hilmi Yıldırım’ın verdiği kanun teklifinin gerekçe bölümünde;
“Ayasofya Camii, etrafındaki eserleriyle, külliyesiyle beraber bir
vakıftır; Fatih Sultan Mehmet’in vakfiyesidir ve hukuken el
konulmuş durumdadır, vakıf bırakılma maksadına aykırı biçimde
kullanılmaktadır. Ayasofya’nın hâlâ vakfedilme amacı dışında
kullanılması böyle bir yasağın devamı, bugünün dünyasında hukuk ve
insan hakları ihlalidir. Bugüne kadar ülkemizde vakıflarla ilgili
pek çok olumlu adımlar atılmışken maalesef bu ayıp ortadan
kaldırılamamıştır. Bugün Ayasofya’nın vakfedilme gayesi dışında
kullanılması, hem hukuken, hem örfen, hem de ahlaken yanlıştır,
kabul edilemez” ifadeleri kullanıldı.
CEMAATİN AK PARTİ'Yİ SIKIŞTIRMA HAMLESİ
Mİ?
Burdur bağımsız milletvekili Hilmi Yıldırım, 17 Aralık Yolsuzluk ve
Rüşvet operasyonundan sonra AKP’den istifa etmişti. Yıldırım
hakkında Cemaat’e yakın olduğu iddiaları ortaya atılmıştı.
Kulislerde Yıldırım'ın bu teklifi ile AK Parti'yi muhafazakar
kitleler karşısında zor durumda bırakmak istediği iddia
ediliyor.
Gerekçede şu ifadeler yer aldı:
“Ayasofya Camii Türk milletinin tarihi kimliğinin bir parçası,
ayrılmaz hatta asli unsurlarından biridir. Ne var ki, bu hâlâ
ibadete kapalı tutulmakta, resmi kayıtlarla müze olarak görülmekte
ve fiilen de müze olarak kullanılmaktadır.
Ayasofya Camii 1934 yılında bir restorasyon vesilesiyle ve aradan
geçen 80 yıla rağmen hâlâ tartışmalı kabul edilen bir kararnameyle
müzeye dönüştürülmüştür. Bu kararın 1930’larda ülkemizin ve
dünyanın içinde bulunduğu şartlar çerçevesinde alındığı
anlaşılmaktadır. Tarihe, geçmişle hesaplaşmak için değil,
yaşananlardan ders çıkarmak için bakmak lazımdır. Kararın
doğruluğunu ya da yanlışlığını tartışmak her zaman mümkündür. Ancak
bu siyasetçilerden ziyade bilim adamlarının, tarihçilerin işidir;
zira tarihi olayları kendi bağlamından kopararak, sadece bugün
dünyasından bakarak yargılamak çoğu zaman yanıltıcıdır adil
değildir.
Ancak söz konusu kararın bugün halen muhafaza ediliyor olması, izah
edilebilir bir durum değildir.
Ayasofya Camii, etrafındaki eserleriyle, külliyesiyle beraber bir
vakıftır; Fatih Sultan Mehmet’in vakfiyesidir, ve hukuken el
konulmuş durumdadır, vakıf bırakılma maksadına aykırı biçimde
kullanılmaktadır. Ayasofya’nın hâlâ vakfedilme amacı dışında
kullanılması böyle bir yasağın devamı, bugünün dünyasında hukuk ve
insan hakları ihlalidir. Bugüne kadar ülkemizde vakıflarla ilgili
pek çok olumlu adımlar atılmışken maalesef bu ayıp ortadan
kaldırılamamıştır.
Bugün Ayasofya’nın vakfedilme gayesi dışında kullanılması, hem
hukuken, hem örfen, hem de ahlaken yanlıştır, kabul edilemez.
Ayasofya’nın vakfedilme gayesine uygun hale getirilmesi hem hukuki,
hem ahlaki, hem de vicdani bir sorumluluktur, görevdir. Bu
sorumluluk ve görevden kaçınanlar Türk milleti, tarih ve gelecek
kuşaklar önünde mesuldür, mesul olacaktır”