Cemaat AK Parti'nin kötülüğünü ister mi?
Abone olZaman gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı'dan cemaat-AK Parti tartışmalarına farklı bir bakış..
AK Parti'ye zarar vermek Cemaat'in işine gelir mi? Cemaat, AK
Parti'ye düşman mı kesildi? Songünlerde gündeme gelen bu iddialara
Zaman gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı köşesinde
yanıt verdi.
İşte Dumanlı'nın o tartışmalara karşın yaptığı değerlendirmesi...
... En temel sorun şu:
"Cemaat", AK Parti'nin ya da Sayın Başbakan'ın kötülüğünü ister mi? Başka bir deyişle; Başbakan'a ya da AK Parti'ye bir zarar geldiğinde "cemaat"e bir yarar gelir mi?
Bu temel sorunun cevabı gayet açık:
Ne Başbakan Erdoğan'a zarar gelmesi ne de AK Parti'nin yıpranması "cemaat"e bir fayda sağlamaz. Çünkü camia, hayatın gerçekliği içinde AK Parti ile aynı zeminde duruyor.
Bu zemini şöyle tarif etmek mümkün:
Türkiye'nin demokratikleşmesi, her türlü vesayetin sona erdirilmesi gibi idealler tabii ve demokratik bir ittifaka yol açtı. Bu ittifak sadece parti ve camiadan da ibaret değildir; çok daha geniş bir zeminde, çok farklı zümrelerden insanlar ortak hareket etme lüzumunu hissetmiştir. Bu atmosfer Türkiye'ye çağ atlatmış, elli senede yapılamayacak işler on seneye sıkışmıştır.
NEDEN?
"Cemaat"in 12 Eylül referandumuna verdiği çok büyük destek bu kadar açık ve net iken neden Türkiye'yi yolundan döndürmek isteyenlere yarayacak bir çekişme yaşansın?
Ya da daha 6 ay önce gerçekleşen seçimde "Yeni anayasa" idealini paylaştığı AK Parti'ye canı gönülden destek veren ve hiçbir beklentiye girmeksizin fedakârca çalışan insanlar şimdi neden aynı partiye düşman kesilsin?
Ortada daha demokratik hedeflere yürüyen bir siyasi parti oluşumu olmadığına, Türkiye'nin demokratikleşmesi konusunda Tayyip Erdoğan'dan daha cesur bir lider çıkmadığına göre niçin insanlar daha birkaç ay önce canla başla desteklediği AK Parti'ye sırtını dönsü, hatta onun kötülüğünü istesin?
KULAĞI DUYMAYANLAR
Ne yazık ki ağzından çıkanı kulağı duymayanlar "Cemaat-AK Parti kavgası" deyip bu akıl dışı senaryoları işleyip durdu. Bir akıl tutulması yaşandığı kesin. Her alanda ve her kesimi kapsayan bir akıl tutulması. Bu basiret bağlanması yanında yeni bir gerçek de su yüzüne çıktı:
Öteden beri hazımsızlık yaşayan; hatta belli bir oranda öfke ve nefret besleyen kişilerin varlığı ile karşı karşıya gelindi. Müthiş bir "cemaat" düşmanlığı yapıldı; üstelik bu bazen maalesef camiaya yakın kişiler tarafından yapıldı.