Cemaat AK Parti'nin kasetlerini mi çıkaracak?
Abone olHükümete yönelik haberlerin yeni bir boyut kazacağı ve sırada şantaj kasetleri olduğu konuşuluyor.
Dershane tartışmasında olayın arşivden
belge çıkarma boyutuna gelmesi "Sırada şantaj kasetleri" var
iddialarını getirdi. Yoksa o kaset Sözcü'ye gönderilen ve Emin
Çölaşan'ın izlediği kaset mi?
Hükümet ve cemaatin arasında alıvlenen dershane tartışması Taraf
gazetesinin dün yayınladığı "Gülen'i bitirme kararı 2004'te
MGK'da alındı" başlıklı haberle başka bir boyut
kazandı.
Cemaate göre bu haberle hükümetin asıl amacının
dershanelerin apatılıp eğitimin kalitesinin arttırılması değil
cemaatin faaliyetlerinin sonlandırılması olduğu kanıtlanmış
oldu.
Ancak karşı taraftaki gazetecilere göre haber kendi
içerisinde çelişkiler barındırıyor ve bu tartışma daha derin
noktalara doğru gidiyor.
Taraf gazetesinden ayrıldıktan sonra Türkiye gazetesine
geçen Yıldıray Oğur bugünkü köşesinde, Özden Örnek'in
günlüklerinden örnekler vererek Taraf'ın haberini çürütecek
satırları yer verdi.
Oğur yazısında bu kavganın daha başlangıç olduğunun altını
çizerek sırada şantaj kasetleri olduğunu şu satırlarla dile
getirdi:"Fitne kelimesi artık epey demode. Bu kavganın alıcısı çok.
Çekirdekler, mısırlar hazırlanmış herkes yılbaşında Nesrin
Topkapı’yı bekler gibi sıradakini bekliyor. Sırada gazetecilik
kılığına girmiş şantaj kasetleri var. Galiba olan biten henüz
Gayretullah’a da dokunmadı."
Oğur'un bugünkü yazısı:
EMİN ÇÖLAŞAN: İZLEDİK! Sözcü yazarı Emin Çölaşan seks kasedinin çoktan elden ele dolaşmaya başladığını köşesinde yazmıştı: "Gazeteye birkaç gün önce postayla gelen bir zarfın içinden bir kaset çıktı. Türkiye’de çok önemli birinin en yakını… Ve yatak sahneleri. Kasetin ekinde ayrıca bilgi de veriliyor. Haberin devamı... |
1 Temmuz 2008 günü gözaltına alınan emekli Orgeneral Hurşit
Tolon’un Ankara Kazakistan Caddesi üzerindeki evinden neredeyse
devletin bütün gizli irtica arşivi çıktı.
2. Ergenekon İddianamesi’ne göre evden çıkan belgeler arasında
şunlar da vardı:
“Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN’ın doğum yeri olan Güneysu ilçesi
hakkında bazı bilgilere yer verilen 'çok önemli dosyalar, Jandarma
Hayribaba Kadiri Tarikati Ayini.pdf' isimli 23 sayfalık dokümanda
J.Genl. K. İstihbarat Başkanlığı Aşırı Sağ Faaliyetler Şube
Müdürlüğü Ankara Keçiören Bağlum kasabası Hayribaba Camii'nde
Kadiri Tarikatının düzenlendiği zikir ayinleri dosyası,
'MGK 24 Haziran Nurculuk Faaliyetleri ve FG Genelkurmay
Bşk. Takdim Metni. pdf' isimli 10 sayfalık dokümanda
MGK’nın 24 Haziran 2004 tarihli toplantısı nurculuk faaliyetleri ve
Fethullah GÜLEN konulu gündem maddesi için Genelkurmay
Başkanlığının takdim metni, “mgk kararı.pdf”
isimli 1 sayfalık dosyada 25 Ağustos 2004 tarihli MGK kararı…"
ESKİ GAZETEM ANTİKALARINI ELDEN ÇIKARMAYA
BAŞLADI
Dün eski gazetem, veda yazısında müjdesini önceden verdiğim,
antikalarını elden çıkarmaya o belgeyle başladı. MGK kararlarının
yayınlanması suç. O yüzden iddianamelerde ve eklerinde kararlar yer
almıyor. 2008 yılından beri polisin ve savcılığın elinde bulunduğu
anlaşılan "Fethullah Gülen Grubu’nun faaliyetlerine yönelik
alınması gereken tedbirler”le ilgili Haziran 2004
MGK’sında sunulup, Ağustos 2004 MGK’sında imzalanan tavsiye kararı,
altında Başbakan Erdoğan’ın da imzası olunca, bir anda anakronizmin
dibine vurulma pahasına dershanelere bağlanıp elden
çıkarıldı...
İyi de oldu. Geçmiş hatıralar canlanırsa belki herkes biraz daha
kendine çekidüzen verir.
Raporu MGK’ya sunan kişi tanıdık. Zehirlenmemek için sefer tasıyla
işe giden, cemaat çevrelerinde de epey popüler olan eski
Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök. Herhalde onun adı da artık
“kötü adamlar” listesine alınır.
Kaynak Yayınları’nın çıkardığı Genelkurmay Belgelerinde Fethullah
Gülen kitabına bakılırsa 1994’ten bu yana Genelkurmay Gülen
hareketini takip ediyor ve bütün gelen giden hükümetleri onlara
karşı uyarıyor.
HÜKÜMETİN TAVRI: YAV HE
HE
Öfkeli laik amcaların elinden çıkma raporlar tam bir komedi. Asker
uzun süre Cemaati İrancı zannetmiş. 1997’den sonraki neredeyse
bütün MGK’larda hükümetlerin önüne irtica başlığı altında Gülen
Cemaati tehlikesi getirilmiş. Mart 1998’de, Haziran 1999
MGK’larında Başbakanların önüne kalın cemaat tehlikesi raporları
konmuş. 2004 Haziran’ındaki toplantıda sunulan rapor Genelkurmay
Harekât Başkanlığı’nın hazırladığı Haziran 2004 tarihli
HRK3590-04GHD numaralı rapor. Raporda dershanenin kelimesi dahi
geçmiyor. Raporun temel derdi: Fethullah Gülen grubuna karşı devlet
ortak tavır almalı. Yani mesaj iktidara; almıyorsunuz, almalısınız.
Tabii bu aynı zamanda adı dinciye çıkan Genelkurmay Başkanı’nın
“erkeklik” sınavı da verdiği bir MGK olmuş.
Hükümetin tavrını ise şöyle özetlemek mümkün: Yav he he…
ÖZDEN ÖRNEK NE YAZMIŞ?
O günkü MGK’nın havasını bizzat bulunup hatta bir konuşma da yapan
eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek’in, yıllardır herkesin
gözü önünde duran günlüklerinden okuyalım:
“Güzel bir toplantı oldu. Bu toplantıyla ilgili zabıtlar EK’de
olduğu gibidir. Zannediyorum oldukça ağırlığımızı koyduk. DEP’liler
konusunda Genelkurmay Başkanı ve Cumhurbaşkanı hükümet kanadına çok
ağır şekilde yüklendiler. Fethullah Gülen konusunda Genelkurmay
Başkanı oldukça ağır bir konuşma yaptı ve hükümeti suçladı. Eğer
siyasi irade konup bu konunun üstüne gidilmezse bir felaket
olacağını belirtti. Irak konusunda çok hassas bir görüşmeydi...
Kıbrıs konusu yine gergin oldu.. Bütün bu konularda hep beraber
hükümet tarafına tepki gösterdik. Genelkurmay
Başkanı ilk defa bu kadar sert konuşmalar yapıyordu.
Toplantıyı bitiremedik. Altı saate yakın süren toplantıda bir
maddeyi bir dahaki toplantıya bırakarak dağıldık. Toplantı
süresinde bir ilginç olay yaşadık. Daha önce gazetelerde
MGK Fethullah Gülen’i görüşecek diye yazmışlardı.
İçişleri Bakanı herhalde bu görüşmeler sırasında kendi
bakanlığındaki durum da dile getirilir diye bir yazılı konuşma
hazırlamış. Gerçekten de elimizde İçişleri Bakanlığı’ndaki
kadrolaşmanın ne kadar vahim olduğuna dair birçok bilgi ve belge
vardı. O da bu durumu tahmin etti herhalde ve bu konuşmayı bir
savunma olarak hazırladı. İlk ve en ağır konuşmayı Genelkurmay
Başkanı yaptı, sonra ben konuştum. Sonra İçişleri Bakanı söz aldı.
Bizden veya salondaki başka hiç kimse bu konuya dokunamadı. Normal
olarak da onun savunmasına gerek kalmadı. Ama bakan toplantıdan o
kadar uzakta ki sanki birileri konuşurken onun bakanlığına sataşmış
gibi kendini savunmaya ve yazılı nottan hiçbir değişiklik yapmadan
okumaya başladı. Hepimiz içimizden güldük. “
Askerlerin işte böyle siyasetçilerle dalga geçtiği, onlara racon
kestiği günlerdi. Kötü günlerdi. Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz,
Eldiven, Balyoz planlarının havalarda uçuştuğu günler...
24 Ocak 2004’te askerlerin Erdoğan’ı karşılarına alıp, neredeyse
sorguladıkları toplantının notları Ergenekon İddianamesi’nden
okunabilir. Dönemin MGK Genel Sekreteri’nin dönemin Başbakanı Gül’e
“Ben senin yerinde olsam, karının örtüsünü çıkarırım. İnsan
karısına hakim olamaz mı” bile diyebildiği günler. Gül de
hak ettiği cevabı vermiş komutana. Bir keresinde Erdoğan’ın
Eruygur’a böyle bir MGK’da çok kızıp “kes ulan” dediğini, daha
yakın zamanlarda Koşaner’e "Otur oturduğun yerde"
diye çıkıştığını hatıralardan öğrendik. Başbakanların askerlerin
YAŞ’ta irtica yüzünden ordudan attığı askerlerle ilgili kararlara
ancak şerh koyabildiği yıllar…
Çekilmezse kamuoyu önünde bir teğmene tokat attırılmakla tehdit
edilen Erbakan’ın o imzaları attıran, aylar sonra
bir kaset operasyonuyla linç edilecek Fethullah
Gülen’in hükümeti istifaya davet ettiren işte bu haklı
korkulardı...
MGK TASFİYE EDİLDİ
Peki sonra ne oldu? O MGK’nın üzerinden bir ay geçtikten sonra AK
Parti hükümeti AB reformlarıyla MGK’yı tasfiye etti. Kırmızı
Kitap’tan irtica tehlikesini çıkardı. MGK’nın başına bir sivili
atadı. TSK, beş yıl AKP’yi o tavsiyelere uyması için beklemiş,
sonra da çok kızıp ikisini birden bitirmeye karar vermiş olacak ki
2009’da AKP ve Gülen’i Bitirme Planı ortaya çıktı.
Bu arada AK Parti kapatılıyordu az kalsın. Gerekçelerden biri de
Gülen cemaatiyle ilişkilerdi. Herhalde bu planlar, bu imzalar
yıllardır bir kol uzağında duran cemaat, boşuna mezardan ölüleri,
Kamboçya’dan öğretmenleri kendisine tuzaklar kuran AK Parti için
seferber etmedi. Bu arada cemaatin bitmediğini, en son Türkçe
Olimpiyatı’nda Başbakan’ın konuştuğunu unutanlara hatırlatalım.
Bir de 2004’teki o belgeyi imzalayan askerlerden üçünün
tutuklandığını, birinin itirafçı, birinin cemaatçi ilan edildiğini
hatırlayıp kim kimi bitirdi sorusuna daha adil cevaplar bulmaya
çalışalım.
ÇEKİRDEKLER HAZIRLANDI SIRADAKİ
BEKLENİYOR
Fitne kelimesi artık epey demode. Bu kavganın alıcısı çok.
Çekirdekler, mısırlar hazırlanmış herkes yılbaşında Nesrin
Topkapı’yı bekler gibi sıradakini bekliyor. Sırada gazetecilik
kılığına girmiş şantaj kasetleri var. Galiba olan biten henüz
Gayretullah’a da dokunmadı.
Halbuki 25 Haziran 2004 günü, O MGK zirvesinden bir gün sonra Özden
Örnek günlüğüne şöyle yazmış:
Dün akşam MGK’daki yemekten zehirlendim…