Cem Yılmaz Tayyip Erdoğan'a güldü!
Abone olBaşbakan Erdoğan sinemacı ve tiyatrocularla Dolmabahçe'de buluştu. Açılımı eski filmlerinden örneklerle anlattı.
Başbakan Erdoğan konuşmasında Türk sinemasına damga vurmuş
isimler ve filmlerin adlarını tek tek saydı.
Erdoğan "Eğer bu ülkenin otoriteleri Yılmaz Güney'in filmlerine kulak verseydi bugün farklı bir yerde olurduk" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, "Sevgili Cem Yılmaz Vizontele'de 'Zeki Müren de bizi görecek mi?' diye soruyor ya, Zeki Müren'i bilemem ama biz hükümet olarak olup biteni görüyoruz" diye konuşunca ünlü komedyen kendini gülmekten alamadı..
KİMLER KATILDI KİMLER KATILMADI |
Başbakan Erdoğan ile 'Demokratik açılımı' toplantısına katılan
isimler şunlar:
Yılmaz Erdoğan, Hülya Avşar, Oktay Kaynarca, Kenan Işık, Osman Sınav, Semih Kaptanoğlu, İzzet Günay, Kenan İmirzalıoğlu, Necati Şaşmaz, Cem Yılmaz, Sırrı Önder, Şerif Gören,Şafak Sezer, Ata Demirer, Mustafa Altıoklar, Atilla Dorsay, Yeşim Ustaoğlu, Mehmet Aslantuğ, Kerem Alışık, Özcan Deniz, Ediz Hun, Mesut Uçakan, Lale Mansur, Tamer Yiğit, Hasan Kaçan, Şener Şen, Ada Türkoğlu, Tomris Giritlioğlu, Türker İnanoğlu, Metin Akpınar, Yılmaz Atadeniz, Derviş Zaim, Serdar Gökhan, Orhan Oğuz, Ümit Utku, Ali Sürmeli, Selçuk Çobanoğlu, Göksel Arsoy, Demet Akbağ, Ekrem Çatay, Semih Sergen, Cem Özer, Bülent İnal, Gülse Birsel, Erol Avcı, Can Gürzap, Güner Özkul, Meltem Cumbul, Yılmaz Köksal, Engin Çağlar, Bulut Aras, Serdar Erener, Ayşenil Şamlıoğlu, Ali Gündoğdu, Erden Kıral, Mahir İpek, İclal Aydın, Sibel Turnagöl, Şahan Gökbakar, Mehmet Ali Erbil, Mine Vargı ve Özhan Eren. DAVETLİ OLUP DA GELMEYENLER Davetli listesinde ismi olduğu halde toplantıya gelmeyen isimler ise şöyle: Halil Ergün, Mustafa Erdoğan, Sinan Çetin, Altan Erkekli, Ayten Gökçer, Erol Günaydın, Necmettin Çobanoğlu, Nurgül Yeşilçay, Perihan Savaş, Tarık Tarcan, Oya Başar, Ali Özgentürk, Yavuz Turgul, Selçuk Yöntem, Halit Akçetepe, Selda Alkor, Erol Günaydın, Zeki Demirkubuz, Uğur Yücel, Müjde Ar, Ayla Algan, Nebahat Çehre, Koray Demir ve Ekrem Bora. |
ÜÇ YAVRU MUHABBETİ
Cem Yılmaz'ın kıvrak zekası ile ayak üstü ürettiği esprinin ne olduğu ortaya çıktı. Cem Yılmaz Başbakan'ı "3 Yavru istiyorum" söylemine yaptırdığı gönderme ile güldürdü.
Cem Yılmaz, Başbakan'la tokalaşırken, aralarında geçen konuşma
şöyleydi.
Başbakan: Senin çektiğin film sayısı kaç oldu en
son.
Cem Yılmaz: 3 oldu
Başbakan: 3 mü oldu?
Cem Yılmaz: 3 oldu 3 Yavruyu tamamladım.
Başbakan'ın İstanbul Dolmabahçe'deki çalışma ofisindeki
kahvaltılı toplantıya tiyatro ve sinema dünyasından 80 ünlü isim
davet edildi.
Açık hava sinemalarını unutamıyoruz. Bu atmosferi yaşadık. Filmi
sadece seyretmeyen filmin içinde adeta kaybolan nice insanlar
gördüm. Sinema salonlarından gözü yaşlı çıkan, 1 hafta kendine
gelemeyen insanlar gördüm.
Türk filmlerinin gösterildiği geceler sokaklarının nasıl bomboş
olduğunu, ailece nefessiz olarak seyrettiğimizi hatırlıyoruz. Şimdi
bile insanların televizyon başına kilitlenmesi bu alandaki
başarının kanıtıdır. Başarılı dizilerimiz, oyunlarımız, filmleri
uluslararası ödüller kazanıyor, başarılar sağlanıyor.
Kameranın önündeki, arkasındaki herkesi kutluyorum. Tüm emektarlara
şükranlarımı sunuyorum. Sanatçı başkalarının diyemediklerini, ifade
edemediklerini ortaya koyabilen kişidir. Sanatçı başkalarının
göremediğini, hissedemediğini hissedendir. Sanatçı başkalarının
söyleyemediklerini söyleyendir.
Bu salonda bulunan ve bulunmayan onlarca yönetmenimizin,
oyuncumuzun ortaya koydukları eserlerle hayatı nasıl değiştirdiğini
biliyorum. Bazen tek bir kare, tek bir kare replikte uzun bir
konuyu anlatabiliyor.
'KURTLARLA DANS'
'Kurtlarla Dans' filmi Amerika'da hatta tüm dünyada Kızılderililere
bakışı değiştirdi.
YILMAZ GÜNEY'İN FİLMLERİNE KULAK VERİLSEYDİ
2005 yılında bir terör saldırısında kaybettiğimiz Mustafa Akad'ın
'Çağrı' filmi islam dünyasına bakışı değiştirmeye yetmiştir. Köyden
kente göç meselesi üzerine bir sürü eserler verilmiştir ama 'Gurbet
Kuşları' filmi olayı en trajik şekilde ortaya koyan
filmdir.
Şerif Gönen, Mustafa Altıoklar'ın, İlker İnanoğlu, Ömer Kavur,
Halit Refiğ'in çalışmaları Türkiye'nin gerçeklerini ortaya
çıkarmıştır. Zeki Alasya bugün aramızda yok ama onun eşi gibi
sayılan Metin Akpınar'ın çalışmaları tartışılmaz.
Ortada bir sorun varsa görmezden gelmek sorunu çözmüyor. Zamanla
kangren haline geliyor. Bu ülkenin otoriteleri Yılmaz Güney'in
filmlerine kulak vermiş olsaydı bugün çok farklı olurdu inanın.
Yavuz Turgul'un 'Eşkiya' filmi de keza öyle. Mesut Uçakan'ın
filmleri daha samimiyetle izlenseydi Türkiye çok daha farklı bir
yerde olurdu.
ESERLERİNİZ SAĞIR DUVARLARI AŞAMADI
Ama üzülerek ifade ediyorum. Sizlerin bu güzel eserlerle ortaya
koyduğunuz eserler, sağır duvarları aşıp gerçek yerine ulaşmadı.
Bizim amacımız sizin eserlerinizi ortaya çıkarmak, duyurmaktır.
Bizim bir gönül yaramız var. Vizontele, Güneşe Yolculuk, Masumiyet,
İki Dil Bir Bavul, Güneşi Gördüm gibi eserlerin anlatmak
istediklerini el ele verip anlatmak istiyoruz.
ZEKİ MÜREN'İ BİLMEM AMA BİZİ GÖREN GÖRÜYOR
ZEKİ MÜREN'İ BİLMEM AMA BİZİ GÖREN GÖRÜYOR
Cem Yılmaz'ın da 'Vizontele' filminde 'Zeki Müren de bizi
görecek mi' dediği gibi, Zeki Müren bizi görecek mi bilmem ama bizi
gören görüyor.
Filler tepişirken, çimenler ezilmesin dedik. Yaşanan sorunlar var.
Yaşananlar ciddiyetle gündeme alınmadı. Hasır altı edildi. Tomris
Giritoğlu’na da ayrıca şükranlarımı sunuyorum.
Devletin binlerce yıllık azınlıklara hoyratça davrandığını anlattı.
Bu ülkede yaşayan her vatandaş dini, dili her ne olursa olsun bizim
vatandaşımızdır. Herhangi bir farklı uygulamayı kabul edemeyiz.
Çanakkale Destanı'nda her dinden, kültürden insan çarpıştı,
savaştı. Şehit oldu. Demokrasiyi, barışı savunan Türkiye aşırı
hassasiyet içerisindedir.
ERMENİLERLE İLGİLİ AÇIKLAMAM YANLIŞ ANLAŞILDI
Benim geçen hafta Londra'da yaptığım açıklama yanlış anlaşıldı.
Kaçak çalışan Ermenistan çalışanlarımızın hakkında farklı, olumsuz
bir ifade içinde olmam mümkün değildir.
Bütün dünyada hiç ilgili olan veya olmayan ülkelerin böyle bir
kampanya başlatmaları kabul edilir değildir. Bilmedikleri konularda
uluorta kararlar almasınlar diyorum. Biz bugüne kadar meseleyi iyi
niyetle ele aldık.
KENAN PARS'IN HATIRASI İÇİN...
İnsani yaklaşımımızın yanlış noktalara çekilmemesi gerekiyor.
Ermenistan başta olmak üzere ülkemizdeki bir kısım köşe yazarları
diasporaya karşı gelmezken, bizi böyle davranılması anlaşılır
değildir. Ermenistan sefalet içindedir. Ermenistan haklı çevre
ülkelere göç etmektedir. Yaşam şartları tükenmiştir.
ERMENİLER KENDİ ÜLKESİNDEN GÖÇ EDİYOR
Ben bunu sayın Putin'in ağzından dinledim. 'Yılda 200 bin Ermeni
göç ediyor' dedi. Kendisi bana anlattı. Bu açıklamalarımın tehcir
gibi yanlış kavramlarla kullanılması talihsizliktir.
Nubar Terziyan'ın ve Kenan Pars'ın hatırasına bu konuyu açıklamak
istedim.
ÇOCUKLUĞUM ROMANLARLA GEÇTİ
Geçen hafta Romanlarla bir buluşma gerçekleştirdik. Bir cümbüş
vardı. Ben onlarla beraber yaşadım. Çocukluğum onlarla geçti. Abdi
İpekçi' de onun yansımasını gördük.
Ordaki manzara bil filmden değildi. Tamamen gerçekti. Biz
Romanlar'ın hayatını hep filmlerden izledik. Ama o gün Abdi
İpekçi'de her şey somut bir karşılık buldu. Romanlar'ın döktüğü yaş
sevinç gözyaşıydı.
Biz artık Roman vatandaşlarımızın da çadırda yaşamasını
istemiyoruz. Onlar için proje çalışmalarımızı bitirdik. Talebe göre
geliştireceğiz.
Birçoklarının dertlerini dinledik. Tabii bizler sizin
gördüklerinizi görmeyebiliriz. Ama sizin gösterdiklerinizi
görüyoruz.
TEK FİLM ÇOCUKLARIN HAYATINI DEĞİŞTİRİR
Sizin eleştirileriniz bizim için hayati önem taşıyor. Afganistan,
Irak üzerine filmler, diziler yapılıyor. Bizde de yapılan
filmlerin, dizilerin çok sevilerek izlendiğini biliyorum.
Hükümet olarak Güneydoğu Anadolu için yeni bir proje başlattık. Bu
projeyle 400 bin çocuğumuzun sinemayla, tiyatroyla buluşmasını
sağladık. Tek bir film, bir oyun bile o çocukları farklı bir
istikamete götürecektir.
KÜRTCE YAYIN TÜRKİYE'Yİ BÖLMEDİ
Bakınız 50 metre arayla araçların durdurularak arandığı dönem
yaşadık. Bunlar kalktı. Çelik kuvvet bu ülkeden gönderildi. Artık
bunlar yok. TRT ŞEŞ yarım saat yayın yaparsa ortalık yıkılır
denilirken, devletin televizyonu Kürtçe yayın yapıyor. Böyle bir
değişim yaşıyoruz.
Yaklaşık 17 kattrilyon yatırım yaptık Doğu'ya. Eğitim sağlığa bu
adımları atmamış olsak, o itilmişlik hale devam ediyor olabilirdi.
Türkiye 7.5 yılda tarihi nitelikte adımlar attı. Türkiye'deki
sorunlar elbette ki bu kadar basit değil ama değiştiriyoruz.
Sorunlara baktığınızda olayın incir çekirdeğini doldurmadığınızı
görüyorsunuz. Türkiye bölünmedi, kötüye gitmedi.
Türkiye'de farklı dil ve lehçelerin önünü açtık, kıyamet kopmadı.
Bu ülke değişiklere hep açık olmuştur. Türkiye her alanda daha da
zenginleşecektir. Milletimiz ilerlemenin her zaman arkasında
olmuştur.
SİNEMAYA DESTEK VERDİK
Biz artık devlet olarak Türkiye'nin sorunlarını geniş çekimle
ele alıyoruz. Eğer sizler olmazsanız bu süreç eksik kalır.
Türkiye'nin yakıcı sorunlarına destek vereceğinize yürekten
inanıyorum.
Sektörde sorunlar yaşadığınızı biliyorum. Bu konuda bakanlarımız
çalışmalarını sürdürüyor. Türkiye'de birçok sorun sanatçılarımız
tarafından fark edildi.
1988 -2003 arasında 108 adet uzun metrajlı film desteklendi.
2003-2009 arasında ise biz 120 filme 119 milyon dolar destek
sağladık. Aradaki fark çok önemli. 14 yılda sektöre verilen destek
6 milyon dolar. Nereden nereye.
TEK TEK TOKALAŞTI
Erdoğan'ın, sanatçılara, tek tek tokalaşarak, ''hoş geldin'' dediği
toplantının başlangıcında foto muhabirleri ve kameramanların kısa
süreli görüntü almalarına izin verildi. Başbakan Erdoğan'ın
konuşmasıyla başlayan kahvaltılı toplantıda, İçişleri Bakanı Beşir
Atalay, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Kültür ve Turizm Bakanı
Ertuğrul Günay, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik de
hazır bulundu.