Cem Garipoğlu'yla ilgili bomba iddia
Abone olCem Garipoğlu’nu Adli Tıp Kurumu’nda muayene eden Doç. Dr. Osman Abalı, "İlk zamanlarda intihar beklenirdi ama 3 yıl sonra olması, soru işaretlerini de beraberinde getiriyor" dedi.
Cezaevinde ölü bulunan Münevver Karabulut cinayeti
hükümlüsü Cem Garipoğlu’nu Adli Tıp Kurumu’nda muayene eden Çocuk
ve Ergen Psikiyatristi Doç. Dr. Osman Abalı, cinayet ve intihar
sürecinde soru işaretleri olduğunu söyledi.
Abalı, “Cem Garipoğlu Adli Tıp Kurumu’na geldiği zaman ilk gördüğümde ‘bu çocuk mu katil?’ şeklinde bir düşüncem olmuştu. Cinayet sonrası planlanmamış. İlk zamanlarda intihar beklenirdi ama 3 yıl sonra olması, soru işaretlerini de beraberinde getiriyor. Bu kişideki potansiyel agresyonun (saldırgan davranma eğilimi) cinayete yol açtığı şeklinde düşüncem var. Garip bir cinayet işledi, garip bir şekilde öldü” dedi.
BU ÇOCUK MU
KATİL?
Bahçeşehir’deki bir villada kız arkadaşı Münevver Karabulut’u öldüren ve 197 gün sonra teslim olan Cem Garioğlu, 3 yıl sonra Silivri Cezaevi’ndeki koğuşunda ölü bulunmuştu. Uzun süre medyada konuşulan olayla ilgili birçok iddia gündeme gelmişti.
Teslim olduktan sonra Cem Garipoğlu’nu Adli Tıp Kurumu’nda
muayene eden İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen
Psikiyatristi Doç Dr. Osman Abalı, uzman gözüyle izlenimlerini
anlattı. Olayın farklı yönleri olduğunu belirten Abalı, “Baktığımız
zaman cinayetin işlenme şekli, tasarlaması, ortaya çıkışı ve
cinayeti yapan kişi farklı özelliklere sahip. Abalı, “Cem Garipoğlu
Adli Tıp Kurumu’na geldiği zaman ilk gördüğümde ‘bu çocuk mu
katil?’ şeklinde bir düşüncem olmuştu.
CEM AKILLI, MUNİS...
Son derece aklı başında, munis, iyi huylu bir delikanlıya benziyordu. Özellikle bu şekilde hunharca cinayet işleyen kişilerde gördüğümüz yoğun bir şekilde antisosyal kişilik özellikleri söz konusudur. Kişinin iç dünyasında yaşadığı bazı ciddi güvensizlik ve ciddi sıkıntılar nedeniyle hayata ve diğer insanlara duyduğu öfkenin farklı şekilde dışa yansımasıdır. Temel hak ve hürriyetleri ihlal etmeyle ortaya çıkar. Örneğin yaşama ve mülkiyet hakkına kasıt vardır.
Hırsızlarda, katillerde bunu net bir şekilde görüyoruz. Antisosyal kişilik bozukluklarında bu türlü bir yapı artık o kişinin iç dünyasında içselleştirilmiştir. Konuşmasından davranışlarına kadar birçok yönüyle bunu her yerde dışa vurur. Bu kişilerin suç işleme potansiyeli bu şekilde artar ve artık tekrarlayan suçlar hayatları boyunca devam eder” şeklinde konuştu.
ÇOK SAKİN GÖRÜNEN BİRİ...
“Cem Garipoğlu olayında tekil bir suç ve sabıka var” diyen Abalı, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu suç, çok ciddi bir derecede hunharca işlenen bir cinayet. Bu kişideki potansiyel agresyonun (saldırgan davranma eğilimi) bu cinayete yol açtığı şeklinde düşüncem var. Kişilerin yıllardır baskıladığı iç dünyalarında biriken öfke, şiddet eğilimi belli olay ve tetikleyici faktörlerle açığa çıkabilir. Toplumda da son zamanlarda bunları görüyoruz. Son derece işinde gücünde bir kişi ailesini katletmiş, intihar etmiş, birisini öldürmüş veya ciddi derecede bir şiddet eylemine katılmış. İşte bu toplumda bazı insanların bu şekilde tipik antisosyal kişilik özellikleri göstermeden kendi iç dünyalarında devam ettirdikleri, yaşadıkları yoğunlaşmış anresyonu belli tetikleyicilerle ortaya çıkarmalarıdır.
Dışarıdan bakıldığında sessiz sakin görünen insanların bile bu şekilde çok yıkıcı şiddet davranışı göstermeleri mümkün. Cem Garipoğlu’nun bu şekilde garip bir cinayet seyri var."
GARİP BİR CİNAYET İŞLEDİ, GARİP BİR ŞEKİLDE ÖLDÜ
Cinayetin içeriğini psikolojik olarak değerlendiren Abalı, “İçeriğine baktığımızda testereyle hunharca işlenen bir cinayet. Burada dürtüsel bir kararın olduğunu da görüyoruz. Sonucu düşünülmeden, ciddi bir plan yapılmadan, günübirlik alınan kararlarla gerçekleştirilen olaylar. Dolayısıyla bu dürtüsel hareketlerin sonuçları da toparlanamaz hale geliyor.
İNTİHAR GİRİŞİ İLK ZAMANLARDA OLMALIYDI
Bir gencin bu şekilde bir cinayet işlemesi, her tarafın kan revan içerisinde kalması, cesedin saklanması, taşınması. Baktığımızda gerçekten hiçbir şekilde sonuçları düşülmeden işlenmiş bir cinayet. Kişinin kaçma seyri, yakalanması sonrasında cezaevinde intiharı da bazı yönleriyle farklı.
Çünkü bu yapıdaki kişiler engellenmeyle karşılaştıklarında ciddi derecede sıkıntı yaşarlar. Hapishane ortamı bir engellenmedir. Bu kişilerin öfkeleri engellendikleri zaman hemen açığa çıkabilir. İntihar etmeden önce engellenmeyle ilgili bir intihar fikri olsaydı ilk zamanlarda bir intihar girişimi beklerdik. Ama 3 yıl sonra oluşan intihar girişimi yine soru işaretlerini beraberinde getiriyor. Çünkü intiharda da bir çeşit şiddet vardır. Kişi öfkeyi kendi bedenine yansıtır. O yüzden ölümünde de bazı gariplikler var. Cem Garipoğlu, garip bir cinayet işledi ve garip bir şekilde öldü. Bu süreci çok iyi analiz etmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.