Cem Garipoğlu yaşıyor mu? Münevver Karabulut'un acılı babası: İnanmıyorum!
Abone olTÜRKİYE'yi kahreden Münevver Karabulut cinayetiyle ilgili yıllar sonra yeni gelişmeler yaşandı. Katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun intihar etmiş olduğunu inanmadığını söyleyen acılı baba Süreyya Karabulut, "Böyle bir celladın kendi canına kıyabileceğine inanmıyorum. Ya öldürüldü ya kaçırıldı. Bayramdan sonra mezarının açılmasını talep edeceğim" dedi.
Türkiye'yi sarsan ve çok konuşulan Münevver Karabulut cinayeti 3
Mart 2009'da Cem Garipoğlu tarafından gerçekleştirildi. Cem
Garipoğlu, Münevver Karabulut'un cesedini testereyle parçalara
ayırarak bir bavul ve gitar çantası içinde Etiler'deki çöp
konteynerine attı. Cinayetten sonra 197 gün kaçmayı
başardı. Teslim olduktan sonra da yargılandığı Bakırköy
4. Ağır Ceza Mahkemesi, 18 Kasım 2011'de 18 yaşından küçük olduğu
için Cem Garipoğlu'nu en ağır ceza olan 24 yıl hapisle
cezalandırdı. Silivri 5 Nolu Cezaevinde üç kişilik koğuşta tek
başına kalıyordu. 10 Ekim sabahı sayıma gelen gardiyanlar Cem
Garipoğlu'nun cansız bedenini buldular. Başına poşet
geçirerek, çamaşır ipiyle kendisini boğarak, intihar ettiği
kaydedildi.
Acılı baba Süreyya Karabulut Sabah Gazetesine yaptığı açıklamada, "8 yıldır bu benim en korkunç kabusum. Hiç aklımdan kınalı kuzum çıkmadığı gibi bir de bu cellat gerçekten öldü mü kaçtı mı şüphesi. Uyuyamıyorum..
Bayramdan sonra bu celladın mezarının açılmasını talep edeceğim. Sindiremedim. Cesedini bize göstermediler.
Fotoğraflarını eşim ve avukatımız görmüş. Fotoğraf bir şey ifade etmiyor. Gözümle cesedini görsem belki ikna olurdum" oluyor. Aslında eşi Nagihan Karabulut'un da ikna olmadığını söyleyen baba Karabulut, "Üzüntüden tansiyon, şeker hastası oldum. Beyne giden damarlarda tıkanıklık var. Gözlerimde yüzde 40 görme kaybı var" diye konuştu.
Münevver'in her gece rüyasına girdiğini söyleyen Karabulut
"Kınalı kuzum karşıma çıkıyor. 'Baba kendine iyi bak' deyip boynuma
sarılıyor ve ben o celladın intihar ettiğine inanamıyorum.
Sindiremiyorum bazı şeyleri. Gözümle görmeden de ikna olmayacağım.
Öldürüldüyse de bileceğim. Kaçtıysa da bileceğim" dedi. Ve
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Avukatımız Rezan Epözdemir'e minnettarım. O olmasaydı bu davada
bu noktaya gelemezdik. Bildiğim inandığım tek şey benim de Türk
toplumunun da aydınlığa kavuşması. Beni yolda gören 'Süreyya amca
Cem Garipoğlu'nun intihar ettiğine inanıyor musun? Biz inanmıyoruz'
diye durdurup, soruyor. Bu soruların cevapları mezar açılınca
bulunacak. Ben onun vicdanı olduğuna sanmıyorum. Vicdanı
olmadığı içinde intihar ettiğine inanmıyorum. Vicdan sahibi biri
böyle bir cinayet işlemez. Cem Garipoğlu gibi bir cellat, canına
kıyabilecek bir karakter değil. 197 gün kaçtı kan kusturdu bize.
Akşam kafamı yastığa koyduğumda rahat uyayabilmem için bu mezarın
açılması lazım. Mübarek Ramazan ayı geçsin bayramdan sonra mezarın
açılmasını talep edeceğim."
"Aşçılık yapamıyorum çünkü bıçağa
dokunamıyorum"
Mesleği aşçılığı dahi yapamadığını söyleyen Karabulut " Kınalı
kuzum öldürüldüğünde ben Fener Rum Patrikhanesi'nin aşçısıydım.
Daha sonra birkaç kez aşçılık yapmaya kalksam da yapamadım. Ben
bıçağa dokunamıyorum. Kınalı kuzun aklıma geliyor. Onun cesedinin
parçalanması aklıma geliyor. Emekliye ayrıldım artık. Eşim
Nagehan MS hastası oldu. Kendini ibadete verdi. Rabbine sığındı.
Oğlum Enver, Amerika'da makine mühendisliği eğitimi aldı. Şimdi
Amerika'da çalışıyor. Cenabı Allah kimseye böyle bir acı vermesin.
Kınalı kuzum gitti, olan ailemize oldu. ben sağlığımdan oldum"
dedi.