Cem Ceminay'ın cahil cüreti

Özel radyoların ilk spikerlerinden Cem Ceminay'ın, bir TV programında dünyaca ünlü müzisyenimiz Erkan Oğur'u tanımaması; dahası "O da kim, türkücü mü, belkide arabeskçidir" şeklinde konuşması Radikal yazarı Zeki Coşkun'u çileden çıkardı. Coşkun, "Canım Türkiye'nin ateşli adamı" dediği  Ceminay'a "Ameran ıskartası" nitelemesini yaptı. İşte Zeki Coşkun'un haklı olarak coştuğu yazısı:

- Radyo devriminin Türkiye'ye armağanlarındandır Cem Ceminay. Devrimin ilk zamanlarında radyo istasyonu adını Amerika'dan ithal etmemişse, yayın izni alamıyordu herhalde ki, hepsi mecburen öyleydi: Best FM, Number One FM, Power FM... Ceminay işte o ilk zamanın mahsullerindendir. Fiilen bir Amerikan ıskartası.

Radyodan ekrana defalarca hamle etmişse de bir türlü adına layık 'şov' imkânı bulamamıştı. Ta ki yine Amerika'dan ithal müzik yarışması Akademi Türkiye'ye kadar. Bilindiği üzere orada jüri üyeliğini arıza/harbicilik üzerinden şahsi markasını parlatma maharetini göstererek dikkatleri üstüne çekmeyi başardı. Öyle bir başarı ki bu Akademi Türkiye'yi yayımlayan kanal, yeni dönemde aynı yarışmayı poptan folka çevirdiğinde "Cem Ceminay'sız jüri olmaz" diyerek, Anadolu Ateşi'nin jürisine onu demirbaş kaydetti.

Dikkat: Anadolu ses vermektedir. Köyünden, kasabasından, haritada adı var ama fiiliyatta hiç yok durumundaki şehirlerden kopup gelen kadınlı erkekli yüzlerce, binlerce 'türkücü' adayını değerlendireceklerden biridir artık adamımız. Kim tutar artık onu! Öyle hissettiği için olsa gerek, tam da 'seçme' mesaisine hazırlandığı sıralarda radyo programında bir konser duyurusunu konu edivermiş Cem Ceminay. Yanında iki kız pişekârlık ediyor ona. (Bu arada Ceminay kendisini Amerika mahsulü diye yutturduğu için pişekârına 'Matmazel' diye seslendiğini hatırlatayım.) Ne yazık, kaçırmışım muhabbeti. Dinleme bahtiyarlığına erişen Nihat Sırdar'dan aktarıyorum:

- Kim bu Erkan Uğur (Oğur olma ihtimali aklına gelmiyor, Uğur diyor) tanıyor musunuz kızlar?
- Türkücü galiba, belki de arabeskçidir...
- Ne işi varmış Rumelihisarı'nda. Gitsin başka yerde türkü söylesin!
- Hi hi hi...
- Peki bu İsmail H. Demircioğlu kimmiş?
- Ay valla hiç tanımıyoruz...
- He de hacının H'si olabilir. (Gülüşmeler, kahkahalar...)
- Bu adamların ne işi var Rumelihisarı'nda, tanımıyoruz biz bunları.

6 Ekim 2004 tarihli Vatan'da aktarıyor Sırdar bu muhabbeti. Geliştirdiği perdesiz gitarla müziğe yepyeni bir ses getiren Erkan Oğur'u tanımıyor, Anadolu Ateşi adlı 'türküstar' yarışmasının demirbaş jüri üyesi.
Adını bile duymadığı kişinin, neler yaptığını bilmesini bekleyemezsiniz. Soyadını 'Uğur' olarak okuduğu Erkan Oğur'un, perdesiz gitarın yanı sıra, tarihin derinliklerinde kaybolmuş geleneksel Türk sazı kopuzu yeniden hayata döndürdüğünden mi söz etmeli, 'Bir Ömürlük Misafir'den mi? Ceminay hazretlerinin 'hacı'laştırdığı İsmail H. Demircioğlu'yla Erkan Oğur'un ortak çalışması 'Gülün Kokusu Vardı'dan mı, 'Anadolu Beşik'ten mi?

Hepsini geçelim. Ceminay, hiç sinemaya da mı gitmiyor. 'Eşkıya' filmini seyretmediğini sanmıyorum.
O filmin müziğinin Erkan Oğur'a ait olduğunu; Fırat türküsünün 'Eşkıya' filmi sonrasında, Erkan Oğur icrasından sonra dillere düştüğünden de haberi yok tabii dinleyicilerine 'Canım Türkiyem'le başlayıp 'Öptüm bye' diye veda eden Ceminay'ın!

Minicik bir tavsiye: 'Yazı-Tura'yı gidip görsün, müziğine de kulak versin. 'Uğur' Erkan'ı bir nebzecik duyacaktır. Anadolu Ateşi yarışmasında neyin jüriliğini nasıl yaptığını da önce kensine, sonra lütfederlerse bizlere açıklarsa seviniriz tabii ki.
Bunları boşuna söylediğimi biliyorum. Oğur, bütün o müzik yolcuğunda hep 'sessizlik' peşindedir. 'Telvin' düşüncesi üzerine kurmuştur varlığını ve sanatını: Halden hale geçmek, kendini silmek. Ceminay ise sadece gürültü olarak vardır. Meramım şu: Canım Türkiyem mecbur mu bu gürültüye?

Yazı: Zeki Coşkun
Kaynak: www.radikal.com.tr