ÇELİK: Türkiye kabuğunu kırdı
Abone olMilli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, bakanlık olarak AB sürecinde üzerlerine düşeni en iyi şekilde ve zamanında yapacaklarını söyledi.
Hüseyin Çelik ve bakanlık yöneticileri, Başkent Öğretmenevi'nde
düzenlenen toplantıda, AB, OECD ve Dünya Bankası'nın Türk milli
eğitimi ile ilgili verilerini değerlendirdi. Çelik, toplantının
açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin AB'ye üyelik müzakereleri
çerçevesinde 20 Ekim'de tarama sürecinin başlayacağını ifade etti.
Bilim ve araştırmanın 20 Ekim'de, eğitimin ise 26 Ekim'de
Brüksel'deki toplantıda ele alınacağını kaydeden Çelik,bunun
öncesinde bakanlıktaki birim amirleriyle Türk milli eğitiminin
durumunu değerlendireceklerini vurguladı. AB'nin, OECD'nin ve Dünya
Bankası'nın tuttuğu aynada Türk milli eğitinin durumunu görme
fırsatı bulacaklarını kaydeden Çelik, yol haritasını da buna göre
çizeceklerini dile getirdi. İlerleme raporlarında genellikle Türk
milli eğitim sistemiyle ilgili memnuniyet verici ifadeler yer
aldığını, yaptıkları reformların AB çevreleri tarafından takdir
edildiğini belirten Çelik, ilerleme raporlarının objektif
kriterlere göre hazırlandığını dile getirdi. TÜRKİYE, SON 3 YILDA
KABUĞUNU KIRMIŞ BİR ÜLKEDİ Çelik, OECD'nin hazırladığı Türk milli
eğitim sistemiyle ilgili tespitleri içeren raporu 10 Ekim'de
İstanbul'da ele alacaklarını, daha önce kendilerine iletilen Dünya
Bankası'nın eğitim sektör çalışması ve yükseköğretimle ilgili
bölümlerinin ise ele alındığını ifade etti. Bakanlığın yürüttüğü AB
ile ilgili programlardan söz eden Çelik, üniversitelerin öğrenci ve
öğretmen değişim programlarına katıldıklarını, ayrıca Türkiye'nin
AB'nin 6. Çerçeve Programı'nda da yer aldığını anımsattı. Çelik,
şöyle devam etti: ''Türkiye özellikle son 3 yılda kabuğunu kırmış
bir ülkedir. Dünya ile entegre olmaya çalışan, AB standartlarını
yakalamaya çalışan, eksikliklerini gideren ve bu konuda siyasi
iradesi de tam olan bir ülkedir. Siyasi iradenin tam olması yetmez.
Eğer siyasi irade uzmanların çalışmasıyla beslenmezse, siyasi
iradenin almış olduğu kararlar bürokratlar tarafından yerinde ve
zamanında ele alınıp gereği yapılmazsa alınan kararların başarıya
ulaşması mümkün değildir. Milli Eğitim Bakanlığı olarak AB
sürecinde üzerimize düşeni en iyi şekliyle ve zamanında
yapacağız.'' PERFORMANSIMIZ ŞAŞIRTACAK Çelik, bakanlığında yönetim
binasından başlamak üzere büyük bir değişim ve dönüşüm yaşandığını,
bunun eğitim programlarına ve çalışmalarına yansıyacağını anlattı.
Adımlarını biraz daha açmaları gerektiğini ifade eden Çelik,
''Türkiye'nin rolantide çalışmaya tahammülü yoktur. Önümüze 10
yıllar, 15 yıllar, 20 yıllar koyabilirler, ama eminim ki gayretimiz
ve çabamızla süre çok daha kısa olacaktır. Bu bize bağlıdır.
Müzakere sürecinde göstereceğimiz performans, bugüne kadar
özellikle Kopenhag kriterlerini yerine getirirken ortaya koyduğumuz
performans gibi Avrupalı dostlarımızı şaşırtacaktır. Bunu
yapabiliriz. Çünkü o irade bizde var'' diye konuştu. Milli Eğitim
Bakanı Çelik, eğitimin problemlerini yerinde görme çalışmalarını bu
yıl da sürdüreceklerini, bu kapsamdaki çalışmalara bu yıl
Hakkari'den başlamak üzere iklim koşulları sert olan illere öncelik
verilerek devam edeceklerini bildirdi. AB'NİN EĞİTİMDEKİ HEDEFLERİ
Çelik'in konuşmasının ardından AB, Dünya Bankası ve OECD'nin Türk
eğitim sistemine ilişkin raporları Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim,
Araştırma ve Geliştirme Dairesi (EARGED) Başkanı Ruhi Kılıç
tarafından sunuldu. Sunuda, AB'nin 2010 yılına ilişkin Lizbon
hedefleri aktarıldı ve 2010 yılına kadar birlik üyelerinde okuldan
erken ayrılanların (liseyi bitirenler) oranının yüzde 10'dan fazla
olmayacağı, 22 yaşın altındakilerin en az yüzde 85'inin
ortaöğretimi tamamlamış olmaları gerektiği ifade edildi. Bu konuda
bazı birlik üyelerinin rakamlarına yer verilirken, Türkiye'nin bu
alanda veri kaydının bulunmadığı belirtildi. Matematik, fen ve
teknoloji mezunlarının toplam sayısının AB'de yüzde 15 dolayında
artması gerektiği, ancak bu konuda da Türkiye'nin kayıtlı verisinin
bulunmadığı ifade edildi. AB'nin öğretmenlerin yaşlarının
düşürülmesi hedefinden söz edilirken, Türkiye'nin bu konuda bir
istatistiği bulunmamasına karşın,herhangi bir sorunun da
bulunmadığı kaydedildi. ''PAROLA 13/29'' Sunuda, AB'nin 2010 yılına
ilişkin 13 hedefi bulunduğu, bu hedefleri ölçmede 29 göstergeyi
esas aldığı vurgulandı. Bakan Çelik de bu sırada, bakanlıkta tüm
yöneticilerin bu 13 hedef ile 29 göstergeyi rehber kabul ederek
çalışması gerektiğini belirtti ve ''Parola 13/29'' dedi. Çelik,
birçok göstergede Türkiye'ye ait rakamlar bulunmamasına rağmen, 29
göstergenin çoğunda Türkiye'nin sorunu olmadığını, özellikle
öğretmen sayısı ve yaş konusundaki rakamlarda avantajı bulunduğunu
kaydetti. Toplantıda, henüz taslak halindeki OECD raporu da ele
alındı. Ancak bu raporda yer alan rakamların Türkiye'nin durumunu
tam olarak yansıtmadığı, bu nedenle birçok göstergede düzeltmeye
ihtiyaç duyulduğu belirtildi.