Celal Adan dış politikayı eleştirdi
Abone olDYP Genel Başkan Yardımcısı Celal Adan, hükümetin dış politikasını eleştirdi. İktidarın 17 Aralık zirvesinde Türkiye’nin tam üyelik hakkını basiretle savunamadığını idd
DYP Genel Başkan Yardımcısı Celal Adan, basın açıklaması ile
hükümetin Avrupa ve Kıbrıs politikasını eleştirdi. İşte Adan'ın
başlıca eleştirileri: Bu iktidar, 17 Aralık 2004’deki zirvede
Türkiye’nin tam üyelik hakkını basiretle savunamamış, fiili
imtiyazlı ortaklığa evet demiştir. Sorun, bu statünün dahi çeşitli
kayıt ve şartlara bağlanmasıdır. AB’nin “Kıbrıs’ı tanıyın,”
dayatması netice vermiş, iktidar bu yönde adımlar atmaya
başlamıştır. Uzun bir kararsızlık döneminin ardından Gümrük
Birliği’ni Güney Kıbrıs’ı da kapsayacak şekilde genişleten ek
protokolü imzalamaya karar vermişlerdir. Ne yazık ki iktidarın
derdi, yapılan işin Türkiye’nin çıkarlarına ters düşen sonuçları
değil, iç kamuoyunu teskin etmek için ne tür propagandalara
başvurmak gerektiği konusudur. İktidar mesaisini ülke çıkarlarını
korumaya değil, itaatkar siyasetine gösterilecek millet tepkisini
en aza indirmeye harcamaktadır. Son günlerde çoğalan “Sözde Ermeni
soykırımı” tartışmaları da bu manada şaibeler taşımaktadır. Hemen
belirtmeliyiz ki, Türk milleti, başka hiçbir milletin olmadığı gibi
Ermenilerin de düşmanı değildir. Halen Türkiye’de bir çok Ermeni
vatandaşımız huzur içinde yaşamaktadır ve bu durumun hiçbir şartta
değişmesi düşünülemez. Uluslar arası hukuk kuralları, teamüller,
karşılıklı çıkarlar çerçevesinde Ermenistan ile ilişkiler
kurulabilir ve geliştirilebilir. Ancak, tarihin keyfi bir şekilde
yorumlanarak Türkiye’nin önüne faturalar koyma girişiminde bulunan
hiçbir çevre bu tür şantaj siyasetiyle netice alamaz, hiçbir yere
varamaz. İktidarı uyarıyoruz: Bırakın sözde soykırımı kabul etmeyi,
bu yönde kamuoyu oluşturma çalışmaları dahi bu milletten en sert
şekilde karşılık görecektir. Sizin göreviniz Türkiye’nin geleceğine
olduğu kadar tarihine de sahip çıkmaktır. Türkiye’ye reva görülmeye
kalkınan bu muameleyi reddedecek gücünüz yoksa yine millete
gitmeli, onun karar ve iradesine yol vermelisiniz.