Çiller'in Sultan Ahmet mitinginin mimarıydı Celal Adan.
Patronlarla Çiller'i karşı karşıya getiren de Celal Adan'dı. Aydın
Doğan'ın üzerine Çiller'i süren de oydu...
DYP'nin 3 Kasım'da baraj altı olmasında en az Çiller kadar
günahkardır Celal Adan. Ama aynı Celal Adan, halkın verdiği mesajı
hiç üstüne almadı ve 3 Kasım yengilgisinin faturasını Çiller'e
çıkaranların en tepesinde yeraldı:
-Tansu ile olmuyor!
Ağar'ın sağında yeralan ve istediği gibi DYP liderini yönlendiren
Celal Adan, geçmişte Çiller'e de aynı hataları yaptırıyordu. Mithat
Bereket'in "Manşet"inde konuşan Adan'ın, "Abdullah Gül'ü halk değil
patronlar istiyor" sözü, bana Sultanahmet mitingini, Çiller'in
patronlara kükremesini, Aydın Doğan'ın Adan'ın telkinleriyle nasıl
hedef alındığını hatırlattı.
Ve dudaklarımdan şu cümleler döküldü:
-Celal Adan Ağar'ı da batıracak.
Evet aynen öyle...
Şimdi bakın, DYP bir politika üretiyor. Anavatan'la işbirliği
yapıyor, iktidar için türlü çarelere başvuruyor.
Güzel.. Keşke atılan adımlar başarıya ulaşabilse.
Celal Adan sanki tüm bu güzellikler yaşanmıyormuş gibi, CHP'nin
dümen suyuna girmez mi:
-Tayyip Erdoğan'la Abdullah Gül'ün ne farkı var?
Çok farkı var ama, bunu Celal Adan görmüyor. O da türbana takıyor
kafasını, CHP'lilerle kolkola giriyor. Baykal ve tayfasına şirin
görünüyor.
Halbuki Celal Adan'ın işi bu değil, DYP'nin iktidarı için politika
üretmeli. Yeni bir şeyler söylemeli, Baykal ve tayfası gibi aynı
nakaratı tekrarlamamalı.
Ama ne yazık ki Adan bu tekrara düştü.
Niye düştü, neydi amacı bir tek ben değil, çalışma arkadaşları da
anlamadı. Beni telefonla arayan DYP'liler "Ne diyor bu adam?" diye
yakındılar gecenin bir vakti.
Sözün özü şu:
Bu ateşli günler geçecektir. Hiç kuşku yok ki sözler de uçacaktır.
Ama kayda geçen yazı uçmayacak, kayda geçecektir.
Dost acı söyler!
Celal Adan, CHP'nin dümen suyundan yürümeye devam ederse, Çiller
gibi, Ağar'ı da korkarım barajaltı edecek.
Demedi demeyin!