Çek mağdurlarına ceza ertelemesi
Abone olAK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, tarafların anlaşması halinde soruşturma ve cezanın infazının ertelenmesini önereceklerini açıkladı.
AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, Çek Yasa
Tasarısı'nda, tarafların, karşılıklı rızasıyla vadesinde ödenmeyen
borcun belirli vadelerde ödenmesi konusunda anlaşması halinde,
yürütülen kovuşturma, soruşturma ve cezanın infazının ertelenmesini
önereceklerini açıkladı.
Canikli, "Yapmaya çalıştığımız, tarafları hem vade hem içerik
konusunda mutabakata varacakları bir ortamı oluşturmaya teşvik
etmektir" dedi.
Parlamentoda basın toplantısı düzenleyen Canikli, halen TBMM Adalet
Komisyonu gündeminde bulunan Çek Yasa Tasarısı üzerindeki
çalışmalar ve önerileri hakkında bilgi verdi.
Çekin Türkiye'de, dünya uygulamasından farklı olarak sadece ödeme
aracı olarak değil, aynı zamanda mübadele aracı olarak
kullanıldığına işaret eden Canikli, bu özelliğinden dolayı ileri
vadeli çek tanzimine parasal fonksiyon kazandırdığını anlattı.
Bu yönünün önemli ve kullanımının son derece yaygın olduğuna
dikkati çeken Canikli, 2008 yılında kullanılan çek sayısını 34
milyon 936 bin oLarak verdi.
Canikli, bu rakamın 2007 yılında 30 milyon 106 bin, 2006 yılında 26
milyon, 2009 Ekim sonu itibariyle ise 37 milyon 790 bin olarak
gerçekleştiğini bildirdi.
İleri tarihli çek uygulamasının Türkiye ve birkaç ülke dışında söz
konusu olmadığınI, ancak kabul gördüğünü kaydeden Canikli,
"Ekonomideki bu ağırlığı gözardı etmek kesinlikle söz konusu
değildir, yapılması gereken zaptı rapt altına almak, kurallara
bağlamaktır. Geçmişte de böyle yapılmıştır zaten" dedi.
Yaygın kullanımına rağmen, Vadesinde ödenmeyen ve dava konusu
yapılan çek sayısının 2000 yılında 262 bin, 2001'de 307 bin,
2002'de 177 bin, 2003'te 131 bin, 2005'te 97 bin, 2006'da 115 bin,
2007'de 142 bin, 2008'de 160 bin, 2009 yılının (10 aylık) Ekim ayı
sonu itibariyle 240 bin olduğunu anlatan Canikli, tanzim edilen
toplam çekle kıyaslandığında rakamların cüzi olduğunu
vurguladı.
Af düşünülmüyor
Çek Kanuna muhalefetten mahkum olan ve hapis cezası çekenlerin
sayısının 24 Kasım itibariyle 2 bin 116 kişi olduğunu kaydeden
Canikli, "Sadece 2009 yılında verilen mahkumiyet sayısının 60 bin,
2008 yılında 110 bin olduğu dikkate alındığında, şu anda mahkum
olarak cezası infaz edilenlerin sayısının çok cüzi rakamda kaldığı
görülüyor. Tartışma esas itibariyle burada başlamaktadır. Şu anda
mahkum olan 2 bin 116 kişi, haklarında mahkumiyet kararı verilen ve
yargı süreci devam eden yüz binlerce kişi bu sıkıntılardan bu
baskıdan kurtulmak istemektedir. Kendilerini 'çek mağduru' olarak
tanımlayan bu grubun sorunlarının giderilmesi için ciddi tartışma
var. Belli bir kesim, uygulanan cezanın tamamen kaldırılması ve
affedilmesini önermektedir. Bu ciddi ve ağırlıklı bir kesimdir. Biz
kesinlikle bir af düşünmüyoruz. Önereceğimiz düzenleme de af
mahiyetinde değil, olamaz. Her şeyden önce bu bir özel hukuk
ilişkisidir. Taraflar edimlerini yerine getirmek üzere anlaşma
yapmışlardır. Kamunun tek taraflı iradeyle bu özel ilişkiyi
yönlendirmesi, değiştirmesi, bu dengeyi bozması kesinlikle söz
konusu olamaz. Doğru değildir. Kamu böyle bir şeye tevessül ettiği
takdirde, bu dengenin bozulması nedeniyle hakları haleldar
olanların haklarının tazmin edilmesi gerekir. Bu durumda alacaklı
korumasız hale gelir. Kamu ya da devlet ilke olarak özel ilişkiye
müdahale edemez" dedi.
AK Parti'nin önerisi
AK Parti'nin, "Tarafların karşılıklı rızasıyla vadesinde ödenmeyen
borcun belirli vadelerde ödenmesi konusunda anlaşması halinde
yürütülen kovuşturma, soruşturma ve cezanın infazının
ertelenmesini" önereceğini belirten Canikli, "Sistem, borçlu ve
alacaklının anlaşmasını sağlamak üzerine kurulu olacak. Yapmaya
çalıştığımız, tarafları hem vade hem içerik konusunda mutabakata
varacakları bir ortamı oluşturmaya teşvik etmektir" dedi.
"Bunu alacaklı ve borçlu her zaman yapabilir, bunun neresi
yenilik?" denilebileceğine işaret eden Canikli, "Mevcut mevzuata
göre, bunu yaparlarsa, alacaklı anlaşma sonucunda şikayetinden
vazgeçtiğinde korumasız hale gelmektedir. Yani, borçlu borcunu
ödemediği takdirde hapis cezası ortadan kalkacağı için alacaklı
korumasız hale gelmektedir. Önerimizle anlaşmanın şartlarının
yerine getirilmemesi halinde, ertelenen kovuşturma, soruşturma ve
infaz kaldığı yerden devam edecek. Bu süre içinde zaman aşımı da
işlemeyecek" diye konuştu.
Canikli, tarafların belirli bir vade konusunda anlaşamaması halinde
kamu otoritesinin devreye gireceğini ve minimum bir süre
tanıyacağını belirterek, bu sürenin henüz netleşmediğini, Komisyon
ve Genel Kurulda yapılacak tartışmalarda nihai şeklini alacağını
söyledi.
Yapılacak düzenlemeyle borcun ödenmesinin amaçlandığına işaret eden
Canikli, hapiste veya kaçak olan kişinin borcunu ödemesinin söz
konusu olmadığını, alacaklının haklarının da tehlikeye
düşürülmemesi gerektiğini, bunların ikisini formüle eden
düzenlemenin önemli olduğunu anlattı.
"Çek kayıtları bir merkezde tutulacak"
Canikli, tasarıda yapılacak bir başka önemli düzenlemenin de çek
tanzimine ilişkin kayıtların merkezi sistemde tutulması olduğunu
ifade ederek, "Bütün çek tanzimleri, çek düzenleyenler ve ödeme
durumlarına ilişkin kayıtlar bir merkezde tutulacak. Herkes
kendisine verilen şifreyle kendi kayıtlarını görerek, kişi isterse
kendi kayıtlarının şifresini kullanarak dijital ortamda başkasına
da gösterebilecek. Bu, alacaklı konuma geçecek olan kişinin, çeki
tanzim eden kişinin kredibilitesini ve tahahhütlerinin ne kadarını
yerine getirip getirmediğini görüp karar verecek. Bu bilgiler
kamuya açık olmayacak" dedi.
Yapılacak düzenlenmenin, "Uzun vadede çek kullanımının ciddi
anlamda zaptı rapt altına alınmasını ve sağlıklı kararlar
verilmesinin önünü açacağını" belirten Canikli, tasarının bayramdan
sonra Komisyon gündemine gelmesini ve normal şartlar altında
yılbaşından önce yasalaşmasını tahmin ettiklerini söyledi.
Canikli, "Düzenlemeyi geçici madde olarak yapacağız. Belirli tarihe
kadar savcılığa intikal ettirilmiş dosyalar bundan faydalanacak. Bu
tarih, geçmiş tarih olacak. Çünkü ileri tarih için yapılacak
düzenleme, piyasa ve özel ilişkilerin gidişatını etkiler,
yönlendirir. Böyle bir şey yapmak istemiyoruz" dedi.