Cehalet bir aileyi perişan etti
Abone olÇocuk doğurması tehlikeliydi. Anne ve babası ondan ve herkesten bu gerçeği sakladı. Saklanan gerçekler şimdi bir aile dramına dönüştü.
Çocuk doğurması tehlikeliydi. Anne ve babası ondan ve herkesten
bu gerçeği sakladı. Şimdi nüfus cüzdanları bile olmayan ikisi
hasta, yoksulluk içinde büyütmeye çalıştığı beş çocuğu var Beş
çocuklu Kazım ve Zeynep Demirkaya çiftinin Samandıra'daki
gecekondularında, yıllar önce saklanan bir gerçek ve cehaletin
dramı yaşanıyor. 1987'de 15 yaşındaki bir kız çocuğu Ardahan'dan
İstanbul'a giden bir trendeydi. Yanında evleneceği erkek vardı.
Kendinden 20 yaş büyük olan ve karısını kaybeden erkek, evlenmek
için onu almaya gelmişti. İmam nikâhıyla evlendiler. Göztepe'nin
varoşundaki yoksul sokak, renkli balonlarla süslendi. Küçük kızla
orta yaşlı adamın düğünü vardı. Herkes eğlenirken sadece gelin
Zeynep Demirkaya'nın anne ve babasının bildiği bir gerçek vardı. Bu
gerçek, evlenen çiftin hayatını kâbusa çevirecek bir sırdı. 13
yaşında kalbi delik Düğünden iki yıl önce Zeynep Demirkaya, 13
yaşındayken dişetlerindeki aşırı şişme nedeniyle Ankara'da bir
hastanedeydi. Doktorlar tedavi sürerken kalbinin delik olduğunu ve
büyüdüğünü tespit etti. Bir doktor Zeynep'in anne ve babasına,
kızlarının çocuk yapmaması gerektiğini, çocuğun doğumda
ölebileceğini veya sakat olabileceğini belirtti. Anne ve baba, bunu
kimseye anlatmadı, kızlarına bile... Çünkü köyde duyulursa kimse
kızlarıyla evlenmezdi. Ama Zeynep ve Kazım Demirkaya çifti yıllarca
bu cehaletin acısını çekecekti. Gerçekle tanıştılar Kazım
Demirkaya, işsizdi. Bazen garsonluk yapıyordu. İlk çocukları,
evliliklerinden üç yıl sonra dünyaya geldi. Zeynep Demirkaya için
çok zor bir doğum olmuştu. Günlerce yatağından kalkamadı. İlk
çocuklarının adını Burak koydular. Doktorları ilk haklı çıkaran o
oldu. Burak, yaşamının ilk aylarında fenalaştı. Kalbinin delik
olduğu ortaya çıktı. Uzun bir tedavi sonunda iyileşti. Burak üç
yaşındayken genç anne ikinci kez hamileydi. Bir kız doğurdu. Yine
çok zorlu bir doğum yapan Zeynep Demirkaya, bu kez gizlenen
gerçekle tanıştı. Doğumdan sonra ölümün kıyısından dönen anneyi
inceleyen doktorlar, kalbinin delik olduğunu ve büyüdüğünü söyledi.
İlaç verdiler, ameliyat olması gerektiğini belirttiler. Ayrıca
çocuk doğurmaması gerektiğini, sadece kendisinin değil,
çocuklarının da hayatının tehlikede olacağını uzun uzun anlattılar.
Cehalete devam Zeynep, köydeki ailesini aradığında annesinin yıllar
önce bu gerçeği bildiğini ve kendisinden sakladığını öğrendi. Sibel
adını verdikleri kızlarının da bir gün ateşi çıktı, bayıldı. Annesi
hastaneye yetiştirdi. Sol gözü çok şişmişti. Doktorlar gözünde kist
olduğunu belirledi. Ameliyatla gözbebeği alındı. Sibel üç
yaşındayken takma gözü vardı. Ancak gözünden iltihap akıyordu,
takma gözü düştü. Gözündeki şişlik her geçen gün büyüdü. Doktorlar,
Sibel'in beyninde büyük bir tümör olduğunu söyledi. Anne ve
babasının cehaletini Zeynep de sürdürdü. Kendisinin ve çocuklarının
hayatını hiçe sayarak doğurmaya devam etti. Sibel'in doğumundan bir
yıl sonra tekrar hamileydi. Birol dünyaya geldiğinde sağlıklıydı.
Aile Sibel'le ilgilenirken, Birol büyüyordu. Aile planlamasından
haberi bile olmayan çift, yine çocuk bekliyordu. Anne Zeynep
Demirkaya, Birol'un doğumundan iki yıl sonra yaşamını yitirme
pahasına ikiz doğurdu. Kız olana Burcu diğerine Hakan adını
verdiler. Aile, Hakan'ı yaşını doldurmadan komşularına evlatlık
verdi. Hakan, annesini'komşu teyze' olarak tanıyordu. Bu sırada
altı yaşına gelen Birol, bir gün evde fenalaştı. Bedeni kasıldı ve
bayıldı. Annesi, doktora götürdü. Yoğun bakıma alındı. Menenjit
olduğu söylendi. Ateşi düşmüyor, hareket etmeden yatıyordu. Altı ay
yoğun bakımda, bitkisel hayatta kaldıktan sonra yaşamını yitirdi.
Doktorların söylediği gerçek değişmiyordu. Yoksulluk diz boyu Aile,
büyük bir yoksulluk içinde. Samandıra'da iki odalı bir gecekonduda
oturuyorlar. Ne soba ne yakacakları var. Belediye ve
yardımseverlerin yardımıyla karınlarını doyuruyorlar. Birol'un
ölümünden sonra baba hayata küsmüş. Çalışmıyor, bir köşede
oturuyor. Komşuların verdiği üç eski çekyat ve mutfak takımı
dışında hiç eşyaları yok. Ne bir televizyon ne bir radyo. Burcu,
aileye destek olan mahalle bakkalında çizgi film izliyor. Anne
komşularından aldığı bir avuç deterjanla çamaşır yıkıyor. Sürekli
kalbi sıkışıyor ve fenalaşıyor. Ameliyat olması gerekiyor ama,
paraları yok. Yıllardır doktora gidemiyor. Evin duvarındaki tek
fotoğraf, Burak'ın ilkokul birinci sınıfta çekilmiş fotoğrafı.
Artık sağlık sorunu yaşamıyor. 2000'de dünyaya gelen son çocukları
Dilek, ayakları çıplak, sokakta oynuyor. Sibel, bir köşede ağrıları
artmış, yüzü şiş. Artık her şeyin farkında, sağlık sorunlarının
yaşamını tehdit ettiğini biliyor. Ama yine de gülümsüyor. Okumayı
çok seviyor ama, sürekli bayıldığı için bir yıldır okula gidemiyor.
Komşularından aldığı dergileri, tek gözüyle okuyor. En çok masal
kitaplarını seviyor. Sağlık sorunlarının artmasına karşın yedi
yıldır doktora gidemiyor. Sibel'in umudu Ataman Bir gün bu yoksul
eve umut uğradı. Burgazada Lions Kulübü Başkanı Ergül Laçiner,
yoksul çocukların sünnet edilmesi için yaptığı etkinlikte Sibel'i
gördü. İstanbul Cerrahi Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümü
Koordinatörü Suzan Ataman'a haber verdi. Ataman, hastane ve Op. Dr.
Sinan Göker'in sayesinde pek çok yoksula yardım etmiş, sayısız
yardım etkinliğine katılmıştı. Sibel'le ilgilendi. Doktorları ve
çeşitli sağlık kuruluşlarını seferber etti. Ancak bir sorun vardı.
Nüfus cüzdanı olmadığı için resmi işlemler yapılamadı. Sibel bir
kez hastaneye gidebildi. Onlara ulaşılabilecek hiçbir adres ve
telefon numarası da yoktu. Ataman'ın çabalarıyla aile bulundu. Baba
Kazım Demirkaya, parası olmadığı için kızını ücretsiz tedavi
gördüğü hastaneye getiremediğini anlatıyordu. Bazen jandarma bazen
Suzan Ataman, Sibel'i hastaneye götürüyor. Ancak Sibel'in hastalığı
gün geçtikçe büyüyor. Tek gözündeki kist, diğer gözüne de
yayılıyor. Beynindeki tümör bir an önce alınmalı. Ama aile halen
nüfus cüzdanını çıkarmış değil. 15 yaşındaki Burak dahil, ailenin
hiçbir çocuğunun kimliği yok. Burak'ın da 8. sınıftaki eğitimine
devam et-mesi için nüfus cüzdanına ihtiyacı var. Ancak, çocuklarına
nüfus cüzdanı çıkarabilmeleri için Kazım ve Zeynep Demirkaya
çiftinin önce resmi nikâh yapması gerekiyor. Kaynak: Radikal