Çavuşoğlu YPG'nin Menbiç'i terk edeceği tarihi açıkladı
Abone olDışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, terör örgütü YPG'nin Menbiç merkezini 4 Temmuz'da terk edeceğini açıkladı.
4 Temmuz'dan itibaren terör örgütü YPG'nin Münbiç'ten çekilmeye başlayacağını söyleyen Çavuşoğlu, rejimin İdlib'e yönelik bir saldırısının olması durumunda Astana sürecinin sona ereceğini ve bu konuda Rusya ile İran'a gerekli uyarıların yapıldığını söyledi.
Çavuşoğlu, Antalya'dan katıldığı CNN Türk'teki canlı yayında, F-35'lerin teslimatı konusuna ilişkin olarak, Türkiye'yi törende Savunma Sanayii Müsteşarlığı ve büyükelçilik yetkililerinin temsil edeceğini söyledi.
Programda herhangi bir değişikliğin olmadığını, Türkiye'nin teslim törenine davet edildiğini aktaran Mevlüt Çavuşoğlu, "Uçak teslimatı yapılacak. Fakat ondan sonra 2020'ye kadar eğitim çalışmaları olacak. Uçakların Türkiye'ye gelmesi de 2020 yılında olacak. Bunlar tamamen önceden belirlenen takvim çerçevesinde." diye konuştu.
Belirlenen takvim çerçevesinde işleyen bir sürecin olduğunu belirten Çavuşoğlu, ABD Kongresinden geçen karar sebebiyle 2020'nin beklenmediğini dile getirdi.
Eğitim çalışmaları nedeniyle bu sürecin beklendiğini anlatan Bakan Çavuşoğlu, bu programın ortaklarından birisi olunduğunu, 1999'dan bu yana Türkiye'nin işin içinde yer aldığını ifade etti.
Türkiye'nin üretim konusunda da işin içinde olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
TÜRKİYE ALTERNATİFSİZ DEĞİL
"Türkiye yükümlülüklerini yerine getirmiştir, parasını zamanında ödemiştir. 'Ben şimdi şu sebepten, bu sebepten dolayı, canım sıkıldı, ben bunu yapmam' demek olmaz. Bu kapsamlı bir sözleşmedir, anlaşmadır, çok taraflı bir sözleşmedir. Bizim herhangi bir endişemiz yok. Yani, 'Kongreden bu karar çıktı, endişeli misiniz?' Yok. Birinci sözleşme anlaşma. İkincisi Türkiye çaresiz değil yani alternatifsiz değil. Biz elbette ABD'den F-35'leri almak isteriz. O sebepten biz anlaşma imzaladık. Ama en kötü senaryoyu konuşuyoruz. Olasılıklarla konuşmayı fazla sevmem ama en kötü senaryoda da Türkiye kendi başının çaresine bakar. Fark etmez. Rus olur, Avrupa'dan olur. Fransa'dan olur. Yani bir ülke vermiyorsa diğer seçeneklere bakarız. Hangisinin şartları bize uygun olursa, hangisi bize yine en uygun teklifi verirse o ülkeden alırız. 'O ülke olmazsa' diye düşünmeyiz. Yani ABD'nin alternatifi Rusya değildir ya da tersi değildir. Seçeneklerimiz fazladır ama biz böyle bir gelişmenin olacağını da gerçekten düşünmüyoruz.
Her ne kadar bugün Kongrede değişik sebeplerden dolayı bu kararlar alınsa da biz ABD yönetiminin Türkiye gibi bir müttefikini kaybetmeyeceğini, kaybetmemek için de aklıselim bir şekilde davranacağını düşünüyoruz. Kongreden böyle bir karar çıkması bağlayıcı değil. Neticede yönetimin, en nihayetinde de yönetime bir yetki veriyor. Bir tek Rusya'ya yönelik yaptırımlar konusunda katı bir karar aldı, onun dışında tamamen kararlara baktığımız zaman son yetki yönetime bırakılıyor."
Yol haritasına bakıldığında 10 günlük ön hazırlık ve daha sonra hazırlık olduğunu aktaran Çavuşoğlu, atılan adımların bulunduğunu, 4 Temmuz'dan sonra da tamamen uygulanacağını kaydetti.
Bir ay içinde uygulamanın başlayacağını anlatan Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
"4 Haziran'dan sonra. Bir ay ne zaman, 4 Temmuz. Şu ana kadar yol haritası tam anlamıyla uygulanıyor, hiçbir aksaklık yok. Dolayısıyla bundan sonraki süreçte de uygulanması konusunda bir tereddütümüz yok. Bu ortak bir yol haritamız. Artık birlikte karar verdiğimiz, onayladığımız yol haritasını da uygulamayacaksak, o zaman birbirimize ne zaman güveneceğiz, nasıl güveneceğiz, tamamen güven ortamı zedelenir. Zaten bu adımların sebeplerinden bir tanesi de Türkiye ile ABD arasında kaybolan, onlardan kaynaklanan kaybolan bu güvenin tekrardan tesis edilmesi. Çünkü güven kaybolduğu zaman diğer konularda da adım atamazsınız. İki ülke ilişkilerini sürdürürken birbirine güvenmiyorsa, o zaman nasıl adım atacaksınız. Nasıl güveneceksiniz, nasıl uygulayacaksınız. Dolayısıyla yol haritası konusunda hiçbir sıkıntı yok. tamamen işliyor. Hiç kimsenin bir endişesi olmasın. Bu bir diplomatik zaferdir. Bazen dediğim gibi sahada önce adım atarız. Sonra masada bu attığımız adımı sonuna kadar da savunuruz ve sahada kazanımlarımızı kaybetmeyiz. Şimdi ise yine daha önce sahadaki kazanımlarımızla beraber masada elde ettiğimiz bir sonuçtur. Şimdi bu sonucu sahada uygulaması safhasındayız. Bu Suriye'nin geleceği için de önemli. Suriye'nin şu anda YPG'nin kontrol altında olduğu diğer bölgeler için de bir model olacaktır, bir örnek olacaktır. Bu yol haritası sadece Münbiç ile sınırlı değildir. İlk etapta Münbiç'ten başlayacaktır."
İRAN VE RUSYA'YA SERT UYARI
Esad rejiminin İdlib'e saldıracağı yönündeki iddialara değinen Çavuşoğlu şunları söyledi: "Bizim İdlib'de 12 tane gözlem noktamız var. İran ve Rusya'ya "Bu bölgeye saldırı olursa, artık siyasi görüşme biter, savaş ne kadar sürerse devam eder. Siz rejimin garantörüsünüz. Astana da Cenevre de biter diyoruz. Halep'teki teröristler İdlib'e geçti. Buradaki teröristlerin temizlenmesi gerekli. Ancak ihlallerin de bitmesi lazım."
Amerikalıların teröristlerden silahı alacağını vurgulayan Çavuşoğlu, şu görüşlerini paylaştı:
"Amerika nasıl verdiyse, silahları alacak. Kaç YPG'li var. Bu konuda tam bir net rakam yok. Şimdi sahaya girdikten sonra biz o bilgileri daha net şekilde alacağız. Çünkü bugüne kadar verilen rakamlar çelişkiliydi. Ama silahı veren Amerika'dır. Silahları toplayacak olan da yine Amerika'dır. YPG'lilerle muhatap olmayacağız. 'Bize silahınızı verin' demeyeceğiz. Silahı veren de ben değilim. Benim silahım değil. Bizim yol haritamıza göre ABD Münbiç'ten çıkarken YPG'lilerin silahlarını elinden alacak. Biz buna nezaret edeceğiz. Biz bunu gözlemleyeceğiz. İşin içindeyiz. Ama doğrudan YPG ile muhatap biz değiliz. Bizim YPG ile karşı karşıya geldiğimiz zaman ne yapacağımız belli zaten."
YPG ideolojisinde Arap bulunmayacağına değinen Çavuşoğlu, yani marksist, komünist, ateist, Arap olmayacağını belirtti.
ÇOK SAYIDA ARAP LİDERİ KATLETTİLER
Çavuşoğlu, YPG ideolojisinde Kürt sayısının da az olduğuna değinerek, şöyle devam etti:
"Suriye'de de Irak'ta da Türkiye'de de Kürt kardeşlerimize bakın inançlı, muhafazakardır. Herkese saygı duyan hoşgörülü, misafirseverdir. Ama YPG marksist, leninist, ateist, komünist bir ideolojiye sahip terör örgütüdür. Ha bunlara inanan da olabilir ama terörist olmasın. Herkesin inancına ideolojisine saygım var. Bu ideolojileri sahip siyasi partiler var. O siyasi partilerle de benim bir problemim yok. Benimsemem ayrı bir şey. Ama bunlar terörist. Dolayısıyla Arapların içinde bunların ideolojisinde olan yok. Ne var? zorla buraya monte edilen Araplar var. Özellikle Afrin'den sonra ayrılmak isteyen Arap aşiretlerin liderlerini bunlar katlettiler. Bunlar çok sayıda Arap lideri katlettiler. Çok sayıda diğer Kürtleri, siyasi parti kurmak isteyen Kürtlerin partilerini kapattılar, katlettiler. Bunlar tam bir teröristti. Kim yönetecek ve güvenlik güçlerinde kim olacak? Bu konuda ABD ile birlikte karar vereceğiz. Yani ABD'nin birine tek başına söz vermesi veya bizim birisine tek başımıza söz vermemiz söz konusu değildir. Birlikte karar vereceğiz. ABD'nin önerdiği kişilere biz bakacağız. Bunların terör bağlantısı var mı yok mu? PKK/YPG ile ilintisi var mı yok mu. Onların güdümünde mi, değil mi. Onların güdümünde olacaksa zaten fark etmez. Ha kendileri olmuş ha maşa kullanmışlar, İdlib'i veya diğer bölgeleri terör örgütlerinin kontrolüne bırakırsak, hiçbir yeri istikrara kavuşturamayız. Ki Münbiç'teki bu yol haritasının sebebi de Münbiç'i istikrara kavuşturmak ve göçmenleri mültecileri de oraya döndürmek. Dolayısıyla terörle bağlantılı veya YPG'nin kontrolünde olan kişilerin bu yönetimlerde veya güvenlik birimlerinde yer almasına biz müsaade etmeyiz. Aksi takdirde kendi içlerinde de çok ciddi çatışmalar olur."