Çatlının eşi o çantayı anlattı
Abone olHoştan, Çatlı'nın çantası bende dedi. Peki o çantanın içindeki ajanda neredeydi. Çatlı'nın eşi ilk kez konuştu;
Susurluk kazasında ölen Abdullah Çatlı’nın 13 yıldır
konuşmayan eşi Meral Çatlı, sessizliğini ilk kez bozdu ve kayıp
ajanda konusunda konuştu. Çatlı, “Ajandayı eşimin çantasını
boşaltanlar bilir” dedi.
Hürriyet.com.tr'nin haberine göre; Susurluk kazasından sonra
Cumhuriyet Savcılığı tarafından Abdullah Çatlı’nın eşyaları diye
kendilerine teslim edilenlerin tam listesinin yayımlandığını
belirten Meral Çatlı, eşinin boş çantasının da kimseyi
ilgilendirmemesi gerektiğini söyledi.
BANA ÇANTAYI GETİRDİLER
Yıllardır eşi ile ilgili iddialara cevap vermeyen ve suskunluğunu
koruyan Meral Çatlı, Sami Hoştan’ın “Çatlı’nın çantası bende”
açıklamasından sonra şöyle konuştu:
“Eşimin vefatından sonra onun şahsi eşyaları bize teslim edildi.
Biz onları biliriz. Kazadan sonra Sami Hoştan eşimin
çantasının içinde otomobil satışından alınan para ve kızıma ait
kolyeyi getirdi. Boş çantayı da onun hatırası olarak saklamak
istediğini söyledi. Biz de kendisine o çantayı verdik. Boş
çantayı kendisine vermemiz kimseyi ilgilendirmez. Aslında bu
konularda da kimseyle konuşmak da istemiyorum.”
EŞİMİN AJANDASI VARDI
Meral Çatlı, eşinin ajandasının bulunduğunu ancak bu ajandada neler
yazılı olduğunu bilmediğini belirtti. Çatlı, bu ajandanın nerede
olabileceği konusundaki soruya şu karşılığı verdi:
“Kocamın çantasının içi kazadan sonra boşaltıldığına göre, bunu kim
boşalttıysa ajanda da onlardadır. Cumhuriyet Savcılığı
tarafından eşimin eşyaları diye teslim edilenler arasında çanta,
ajanda yoktu.”
Meral Çatlı, Ergenekon Davası'nın tutuklu sanığı Sami Hoştan’ın boş
çantanın kendisinde olduğuna ilişkin sözlerinin doğru olduğunu
belirtti. Çatlı, kendisi ve kızlarına atfen bazı gazetelerde
Hoştan’ın çanta ile ilgili sözlerinin doğru olmadığına ilişkin
haberleri yalanladı. Meral Çatlı, “Ben kimseye ‘çanta-manta
görmedim’ demedim. Ancak, bizimle görüşülmemesine rağmen,
görüşülmüş gibi böyle yazdılar” dedi.
SIRRINI GÖLGESİYLE BİLE
PAYLAŞMAZDI
Abdullah Çatlı’nın kayınbiraderi Nihat Aydoğan, kardeşi Meral
Çatlı’nın, eşinin vefatından sonra onun çevresinde olan kişilerle
yıllardır yüz yüze gelmediğini, telefonla konuşmadıklarını,
kimseyle de bir ilişkilerinin olmadığını belirtti.
Aydoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz ne valiz, ne çanta derdindeydik. Bunların teslimi
devletin görevidir. Biz, teslim edilenleri biliriz.
Çantanın içinden bir şeyler alındıysa bunu bulmak da devletin
görevidir. Abdullah Çatlı sırrını gölgesiyle bile paylaşmayan bir
insandı. Kardeşimin çantanın içindekilerini bilmesi mümkün
değil.”
AJANDA VE ÇANTA İÇİN NE DEDİLER?
Abdullah Çatlı’nın çantasının ve bu çanta içindeki ajandasının
kayıp olduğunu Çatlı’nın yakın arkadaşı Haluk Kırcı gözaltına
alındığı 1999 yılında Emniyet Organize Suçlar Şube Müdürlüğü’ndeki
sorgusunda söyledi. O günden sonra bir çok sorguda Çatlı’nın kayıp
çantası soruldu.
Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve halen bu
davanın tutuksuz sanığı olan “Drej Ali” olarak tanınan Ali Yasak,
sorgusunda kendisine Çatlı’nın kayıp çantasının sorulduğunu
söyledi. Ali Yasak, “Ben bu çantayı ne kaza yerine gittiğimde
gördüm, ne de duydum. Sami Hoştan’ın bu çantanın kendisinde
olduğunu duruşma sırasında söylemesine memnun oldum” dedi.
Sami Hoştan’da kaldığı Silivri cezaevinden Hürriyet’e gönderdiği
mektupta, çantanın içinde para ve kolye bulunduğunu, bunları
Çatlı’nın ailesine teslim ettiğini, ancak ajanda konusunda
bilgisinin olmadığını belirtti. Hoştan, “Çatlı, bütün olayları
yapmış ve kaybolan çantada olan günlüklerde yaptıkları yazılıdır
diye çıkan yalan haberlerin önünü kesmek için o açıklamayı yaptım.
Haluk Kırcı da bilir ki Abdullah Çatlı günlük tutmazdı. Bunu Haluk
Kırcı da bilir. Ancak Haluk Kırcı’nın hangi koşullar altında
bunları ifadesinde söylediğini bilmiyorum. Öyle sanıyorum ki Kırcı
bu konuda açıklama yapar” dedi.