Çarşı davası AYM ve AİHM'den döner!
Abone ol"Aşırı politizasyon hukuku bastırır" diyen Taha Akyol, Çanşı grubunun darbeye nasıl teşebbüs ettiğini sorguladı ve olacakları anlattı.
Hürriyet yazarı Taha Akyol, Çarşı
Grubuna yönelik hazırlanan 'darbeye teşebbüs' iddianamesini
eleştirdi. Akyol, iddianame kabul edilip, Çarşı Grubu üyeleri
hakkında ceza verilse bile bu davanın Anayasa Mahkemesi ve AİHM'den
döneceğini vurguladı.
Akyol, bugünkü TCK'yı yazan ekipten İzzet Özgenç'in
kitabındaki "darbeye teşebbüs" suçu tanımına da yazısında yer
verdi: "...Amaç hükümetin düşmesini sağlamak olsa bile, "bu
neticenin gerçekleşmesi bakımından somut bir tehlike arz etmeyen
eylemler, başka bir suçu oluştursa bile" darbeye teşebbüs suçunu
oluşturmaz..."
SUÇ ÖRGÜTLERİ
Çarşı grubu için hazırlanan iddianamede darbeye teşebbüs suçundan
35 sanık hakkında müebbet hapis isteniyor. Öteden beri bir
zihni hastalığımızdır, aşın politizasyon hukuku bastırır; hukuki
olaylara hukuk gözüyle değil, politika gözüyle bakarız. Ben
hukuk gözüyle baktım. İzzet Özgenç'in "Suç Örgütleri" adlı
kitabının ilgili bölümlerini tekrar okuyarak iddianameyi
inceledim.
POLİS İDDİANAMESİ
ÇIKINCA
Prof. Özgenç, yürürlükteki Türk Ceza Kanunu nu yazan
hukukçularımızdan biridir.
Ergenekon ve Balyoz süreçlerinde de Prof. Özgenç'le CNN Türk
'te yine bu kitabını esas alarak programlar yapmıştım. Öyle
görünüyor ki, tutuklanan polisler hakkında iddianame açıklandığında
da tekrar Özgenç'in kitabını okuyarak iddianameyi irdelemem
gerekecek.
DARBE ALETLERİ
Çarşı iddianamesinde 35 sanıktan üçü organizatör olarak görülüyor.
Bulunan ve iddianameye geçen suç aletleri şunlar: 14 meşale, 14 sis
bombası, bir adet gaz bombası, bir adet yarı otomatik tabanca, bir
adet 7.65 tabanca ve mermileri, bir adet tabanca daha ve bir adet
siyah renkli muşta, gaz maskeleri...
Sanıklar bunlarla hükümet darbesi yapacaklarmış.
Diyeceksiniz ki, neydi o kalabalıklar?..
İddianame, kitle eylemlerinin iyi niyetli başladığını,
şiddetsiz protesto eylemlerinin demokratik olduğunu kabul ediyor.
Bu masum kitle gösterilerini "marjinal gruplar"ın ve "marjinal
örgütler"in yolundan çıkardığını söylüyor, örnek de veriyor:
DHKP-C, MLP, MLPK gibi komünist örgütler...
Buraya kadar tamam. Fakat...
İDDİANAMEDE NE VARSA
Savcı, sanıkların bu illegal örgütlerle organik ilişki
içinde olduklarına dair bir iddiada bile bulunmuyor.
Onun için hukuk, iddianamede sanıkların eylemleri neyse,
değerlendirmenin de bu çerçevede yapılmasını gerektirir.
Mesela iddianamede "faiz lobisi" yok, spekülatör Soros
yok.
İddianamedeki eylemler ve suç aletleri neyse, hukuken sadece bunlar
açısından değerlendirme yapılabilir.
Hukuken iddianamedeki eylemlerin hepsini ispatlanmış saysak
bile. Bunlar "darbeye teşebbüs" suçu olmaz, başka suçlan
oluşturur.
HUKUKUN ÖLÇÜSÜ
Prof. İzzet Özgenç, bahsettiğim kitabında, "darbeye
teşebbüs" suçunun oluşması için, kullanılan gücün, araçların,
potansiyelin bir hükümeti devirmeye veya işlevini yapamaz hale
getirmeye "elverişli" olması gerektiğini belirtir.
Amaç hükümetin düşmesini sağlamak olsa bile, "bu neticenin
gerçekleşmesi bakımından somut bir tehlike arz etmeyen eylemler,
başka bir suçu oluştursa bile" darbeye teşebbüs suçunu
oluşturmaz, (s. 202) Hukukun ölçüsü budur. Yargıtay
kararları da böyledir. Büyük bir askeri birliğe kumanda ediyorsanız
ve darbe için "icra hareketleri"ni başlatmışsanız, tamam, "darbeye
teşebbüs" suçudur. Yaygın bir terör örgütünün eylemlerini
hiyerarşik mekanizma içinde yapıyorsanız, tamam, anayasal düzeni
devirmeye teşebbüs suçudur.
HUKUK NE DİYECEK?
Çarşının eylemlerinde, ve genelde Gezi protestolarında,
delil durumuna göre, Toplantı ve Gösteri, Ateşli Silahlar gibi
kanunları ihlal, polisin görevini engelleme, tahrip türü suçlar
olabilir ama TCK'nın 312. maddesindeki darbeye teşebbüs suçu
olmaz! Mahkeme neye karar verir, ülkedeki adli sorunlardan
dolayı kesin bir şey diyemem ama, AYM ve AİHM gibi nihai
merciler bunu "ölçüsüz" bulacak, "darbeye teşebbüs değildir"
diyeceklerdir. Böyle demezlerse ben de bu sütunda "hukuk
okumamışım" diye yazarım! Netice: Savcılarımız siyasi
söylemlere kulaklannı tıkamalı, sadece hukuku esas alarak
iddianameler hazırlamalıdır, adalete sarsılmış olan güvenin daha da
sarsılmaması için.