Çarşaflı rahibe bizim afişimiz değil

Abone ol

Kılıçdaroğlu, çarşaflıları rahibeye benzeten afişin kendilerine ait olmadığını açıkladı. CHP Lideri, bir iddiada da bulundu ki...

İNTERNETHABER- CHP lideri Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın Diyarbakır'da CHP tarafından asıldığını iddia ettiği afişlerle ilgili sert konuştu, Başbakan'a zavallı dedi. Kılıçdaroğlu'nun programda öyle bir iddiası da vardı ki, programdaki gazeteciler bile şaşırdı kaldı!

AK Parti, Avrupa Birliği raportörüne olumlu rapor vermesi için rüşvet mi verdi? CHP lideri Kılıçdaroğlu, CNN Türk'te katıldığı canlı yayında açık açık söylemedi; ancak anayasa değişikliği konusunda olumlu rapor veren raportörlerin Türkiye'de gezdirildiği, hediyelere boğulduğunu hatta bir de limuzin alındığını iddia etti.

DİYARBAKIR'DAKİ AFİŞ TEPESİNİ ATTIRDI

Başbakan Erdoğan'ın dünkü Diyarbakır mitinginde şehrin bazı yerlerine asılan bilboardlarla ilgili olarak CHP'yi suçlamasına da kızan Kılıçdaroğlu, afişlerin kendilerine ait olmadığını söyledi. Bu konuda savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, yine Erdoğan'ı suçladı:

"Madem Diyarbakır'da da asılıyor İstanbul'da da asılıyor belki de

ERDOĞAN'A "ZAVALLI" DEDİ

Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın Diyarbakır mitinginde asılan billboard reklamlarıyla ilgili rahibe eleştirisine ise şu sert sözlerle cevap verdi:
"CHP'yi kötülemek, dini siyasete alet ederek referandumda evet oyu çıkarmanın yolu. Bu da başbakan tarafından kullanılıyor, üzülüyorum ona bir insan bu kadar zavallı konuma düşmemeli. Diyarbakır'da biz gidip afiş mi astık? Hiçbir şekilde oradaki ifadeler, hele giyim kuşam konusunda hele rahibe benziyor bilmem benziyor. Ne işimiz var? Hangi partinin işi olabilir ki! İnsanın kılık kıyafetiyle neden uğraşalım ki! Bunun referandumla ne ilgisi var.

Ankara'da da asılıyordur. Peki bu afişleri kim asıyor. CHP Genel Merkezi'nin böyle bir şeyi yok. Sayın Berhan Şimşek ile konuştum, var mı böyle bir şey diye. O da Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunmuş. Ayrıca MOBESE kameralarından bu afişleri kim asmış, dilekçeyle başvurmuş o da öğrenmek istiyor. Bir başbakan, sen başbakansın. Bu afişleri kim astı? Daha önce de biliyorsunuz anayasa ile ilgili afişler asılmıştı, onlar kaldırıldı ve kimin astığını hala bilmiyoruz. Sivil toplum kuruluşları astı deniliyor, peki kim bunlar? Ben İstanbul'dayken bir sabah kalktık, tüm bilboardlarda benimle ilgili bir afiş. Bütün bilboarlarda... Sonra öğrendim ki Ankara'da da aynıları asılmış. Bir gün sonra toplatıldı. Kim astı bilinmiyor. Bakın bu korsan olamaz. Bilboardlara asıyorsunuz biliniyor ama öğrenemedik biz. Ticari sır diye verilmiyor bize. Şimdi İstanbul'da da yapılmış bu ama kimin yaptığını bilmiyoruz. Sen hükümet değil misin? Suç duyurusunda bulunduk, Diyarbakır'da kim asar?

"ERDOĞAN'IN KULAKLARI BÜYÜK"

Kılıçdaroğlu'na, Ankara'yı sarsan yüksek yargı mensubu iki isme ait olduğu iddia edilen ses kayıtları da soruldu. Kılıçdaroğlu'nun hedefinde ise yasa dışı dinlemeler vardı:

Şimşek'ten korsan iddiası

CHP İstanbul İl Başkanlığı olarak referandum sürecinde bir dizi propaganda çalışması yaptıklarını, hazırladıkları materyallerin kendine has bir rengi ve ifade dili olduğunu anlatan Berhan Şimşek, Avcılar'daki bilbordlarda yer alan afişlerin ise renk, ifade ve söylem dili açısından kendi propaganda çalışmalarıyla alakasının bulunmadığını savundu. Şimşek, ''Bizim yaptığımız çalışmalarda da Avcılar'ın yaptığı çalışmalarda da bir künye var. Altında ya 'il başkanlığı' ya da 'ilçe başkanlığı' yazar ama Avcılar'daki bilbordlarda böyle bir künye yok'' dedi.

Şimdi Türkiye'de herşey o kadar karıştı ki. Neyin doğru olduğu neyin yanlış olduğu birbirine karıştı. Hiç kimsenin aklına şu gelmiyor. Yasadışı ne yasadışı onları dinlemek. Sayın Başbakan'ın kulakları büyük daha da büyüyecek. Koca kulak olacak. Kişilerin özel yaşamları, özel telefonlar eğer kamuoyuna açıklanırsa, bu bir hukuk devletine yakışmaz. Özel yaşamın gizliliği var diyorsak bu ne o zaman. Sayın Başbakan'a düşen görev bu özel dinlemeleri yapanları bulmak ve bir daha yapılmaması için cezalandırılmasını sağlamaktır.


KILIÇDAROĞLU'NDAN BOMBA İDDİALAR
HABERİN DEVAMINDA...

[PAGE]

"ERDOĞAN HİÇ HEVESLENMESİN"

Kılıçdaroğlu, Başbakan'ın daha önce katıldığı bir televizyon programında "13 Eylül'de ana muhalefet partisini zor günler bekliyor" sözlerini de değerlendirdi. Kılıçdaroğlu, Erdoğan'a "hiç heveslenmesin" diye seslendi:

"Sayın Başbakan dedik, kulakları çok büyük. Belki dinlemiştir bazı telefonları ona dayanarak birşey söylüyordur. Ama boşuna yanılıyor. Bizlerin telefonları birileri servis yapmıştır herhalde. Yani bu iddiada bulunan birisinin bu bilgilere sahip olması gerekir. Söyleyen kişi sıradan birisi değil başbakan. Dolayısıyla kulakları büyük ki böyle iddialarda bulunuyor.

"ERDOĞAN ŞANTAJ YAPIYOR"

Sayın Başbakan şantaj yapıyor. Ben seçim meydanlarında söyledim, Sayın Başbakan'ın yeni adı şantajcı Recep. Valiler şantaj yapıyorlar şimdi de kalkıp işadamlarını suçluyor. Bitaraf olan bertaraf olur diye ben

REMZİ GÜRDEN
ERDOĞAN'IN KIZINA PARA

Kılıçdaroğlu, Başbakan'ın bir dönem kendisinin de dinlendiğini söylediğini hatırlarak o dönemde kamuoyuna yansıyan konuşmadan bir bölümü şu sözle değerlendirdi: "Kızına neden para göndermesini istediniz. Remzi Gür hangi gerekçeyle kızına 20-25 bin doları gönderdi. Sayın Başbakan eğer bunu dillendirmiyorsa bize düşen bunu dinlendirmektir. Yasada da vardır. Yasadışı yollardan elde edilen deliller delil değildir."

söylemiyorum Sayın Başbakan söylüyor. Başbakan niye dünyanın parasını harcayıp "evet" oyu çıkarmaya çalışıyor. Neden cesaret edip televizyonlarda benim karşıma çıkmıyor. Çıksın benim anlattıklarıma doğruyu söylemiyorsunuz desin. Ben de yanıtını vereyim o da itiraz etsin. Ama çıkamaz çünkü halka doğruları söylemiyor. Özgürlük diyorlar baskı getiriyorlar."

REFERANDUM'DA HAYIR OYU ÇIKACAK

CHP lideri, 12 Eylül'de yapılacak referandum tahminlerini ise şu sözlerle açıkladı:

"Hayır çıkacağına inanıyorum. Oran hiçbir yerde vermedim. Ama "hayır" oyu çıkmasını istiyorum. Yüzde 50'nin üzerindeki bir "hayır" oyu, Türkiye'deki değişimin önünü açacaktır. Belki Türkiye'de daha sağlıklı, daha tutarlı anayasa değişikliğine zemin hazırlayacaktır. Biz 12 Eylül Anayasası'ndan daha kötü bir anayasaya layık değiliz. Biz yeni anayasa için her türlü işbirliğini açığız. Düzgün, AB standartlarında demokrasiyi güçlendiren, hak ve özgürlükleri genişleten bir anayasa yapalım.

KILIÇDAROĞLU'NDAN AHLAKSIZ TEKLİF İDDİSI

Kemal Kılıçdaroğlu, CNN Türk'teki programın bomba sözlerini ise sona sakladı. Kılıçdaroğlu, hükümetin anayasa değişikliğiyle olumlu rapor yazılması için raportörlere rüşvet verildiğini iddia etti. İşte programdaki o şaşırtan diyalog:

Kemal Kılıçdaroğlu: Yarın göreceksiniz. Başka bir Avrupa Birliği raporu gelecek ve bu maddelerin değiştirilmesini isteyecek.

-Yeni anayasaya Avrupa Birliği çok sahip çıkıyor!

Kılıçdaroğlu: Hayır, hayır tamamen yanlış yansıyor. Raportör sadece kendi kişisel görüşlerini açıklıyor o kadar. O raportörün Türkiye'ye nasıl geldiğini, Türkiye'de nerelerin nasıl gezdirildiğinin araştırılmasını istiyorum. Siz gazetecisiniz... Ben size söylüyorum. Bir o raportörü izleyin, Türkiye'ye kim getirdi? Nereleri gezdirdi? Neler yapıldı kendisine? Bunları inceleyin! Söylüyorum hükümet getirdi.

- İsim?

Kılıçdaroğlu: Nereleri gezdirdi? Nasıl yaptı? Altına limuzin aldılar mı almadılar mı? Bütün bunları bir araştırın. Bir kişiyi daha araştırmanızı istiyorum. Son istişare raporu, onu da bir bayan yazdı. O bayanı Kapalıçarşı'ya kim götürdü? Hangi hediyeler alındı. Onu da siz gazetecisiniz araştırın.

- Limuzin alındığını mı söylüyorsunuz?

Kılıçdaroğlu: Avrupa Birliği yetkililerine de söyledim. Onların da araştırmalarını istedim. Ağır iddialar bunlar. Avrupa'nın etik değerlerinin kabul edemeyeceği kadar ağır iddialar bunlar.

- Ne kadar geçti üzerinden? Bir sonuç çıktı mı bundan?

Kılıçdaroğlu: Hayır çıkmadı. Ben Avrupa Birliği'ne gideceğim ve anlatacağım herşeyi. Gerekirse isim olarak da açıklayacağım.

- Bugünden sonra herkes bunu konuşacak!

Kılıçdaroğlu: Konuşsun diye söylüyorum ki araştırılsın.

- Yani bu limuzin ve hediyeler Kapalıçarşı'da gezip alışveriş karşılığında bazı olumlu açıklamalar yapıldığını mı söylüyorsunuz?

Kılıçdaroğlu: Farklı bir yorumda bulunmak istemiyorum. Ama ilk iki raporun tam tersine, bir rapor neden yazılır ve hangi gerekçeyle yazılır. Bunu sorgulamamız lazım ve Hollandalı vatandaşın bugün gazetelere yansıyan görüşlerine bakmak lazım. Kim bu vatandaş ne zaman Türkiye'ye geldi kimlerle muhatap oldu.


Günün Önemli Haberleri