Çarşafa dolanıp asıl konuyu kaçırdık
Abone olPekşen yazısında, çağdaş giyimli bir bayanın öğretmenevine alınmamasında haklılık payı olabilir mi? diye soruyor.
Çarşafa dolaştırdık!..
19 Mayıs törenlerinde gençliğin Atatürk'e cevabını bir imam hatip liseli öğrencinin okuması kafaları karıştırdı.
Çünkü kafamız epey karışık. Gaziantep'teki öğretmenevine çarşaflı bayan girdi mi, çıktı mı tartışmaları ülke yönetiminde olduğu gibi birçok şeyi birbirine karıştırdığımızı ortaya koyuyor.
İmam hatipli öğrencinin konuşması yadırganıyor. Oysa konuşmayı protokol sıralarından dinleyen Başbakan da imam hatip lisesi mezunu... Hükümet üyelerinin bazıları, Meclis'in büyük çoğunluğu ve yeni atanan bürokratların önemli bir bölümü de öyle...
Biz hala imam hatip mezunları üniversiteye girerlerse, ülke yönetiminin başına geçerler mi diye tartışıyoruz.
Dünya bize resmen 'ılımlı İslam ülkesi' muamelesi yaparken biz hala 'laiklik elden gidiyor mu?' tartışmaları yapıyoruz.
Çarşaflı bayan olayı da böyle... Çağdaş giyimli bir öğretmen kızı öğretmen evine sokulmazken, biz öğretmenevine çarşaflı bayan girdi mi, girmedi mi diye tartışıyoruz.
Önce dinci gazeteler olayı başka bir yöne çekmek için çarşaflı kadının aslında erkek olduğunu öne sürdüler.
İşin öyle olmadığı kısa sürede anlaşıldı.
Acaba öyle olsa ne olurdu?
Çarşaflı biri (isterse içinde erkek olsun) elini kolunu sallayarak öğretmen evinin kapısından girebiliyorsa ne fark ederdi ?
* * *
Kadının erkek olmadığı anlaşıldıktan sonra dinci olmayan gazeteler olaya el attı ve onlar da konuyu başka bir çarşafa dolaştırdı.
Bu gazetelerde de çarşaflı kadının öğretmenevine yolu kısaltmak için girdiği savları yer aldı.
Sorun bu da değildi...
Konu çağdaş giyimli öğretmen kızı kapıda bekletilirken, çarşaflı kadına engel çıkarılmamasıydı.
* * *
Hürriyet Gazetesi'nin olayın üzerine saldığı iki tecrübeli muhabir öğretmen evinin krokisini yapmışlar. Çarşaflı bayan H.B. ile konuşmuşlar ve olayı çözmüşler. Şöyle ki:
Öğretmenevinin 2 girişi (veya çıkışı) var.
Tecrübeli muhabirler bölgeyi gezerek ve H.B. ile görüşerek yolu geçiş amacıyla kullandığını öğrenmişler.
Muhabirler sanki zihinlerde bir soru işareti yaratmaya çalışıyorlar: Çarşaflı bayan öğretmen evine alınmadı, öyleyse çağdaş giyimli bayanın da alınmamasında haklılık payı olabilir mi?
Zurnanın 'zırt' dediği yer işte burası...
Soru sorma şekli ile konu saptırılıyor:
-Çarşaflı kadın öğretmenevine girdi mi, girmedi mi?
Cevap:
-Girmedi.
Soru:
-Öyleyse orada ne arıyordu?
Cevap:
-Kızına çeyiz arıyordu. Çarşıya giden kestirme yolu kullandı.
Oysa soru şöyle sorulmalıydı:
-Çağdaş giysili genç kız neden içeri alınmadı?
Cevap o zaman şöyle olacaktı:
-Giysileri nedeniyle...
Bu arada içeriden bir çarşaflının çıkması işin sadece tuzu biberiydi.
19 Mayıs törenlerinde gençliğin Atatürk'e cevabını bir imam hatip liseli öğrencinin okuması kafaları karıştırdı.
Çünkü kafamız epey karışık. Gaziantep'teki öğretmenevine çarşaflı bayan girdi mi, çıktı mı tartışmaları ülke yönetiminde olduğu gibi birçok şeyi birbirine karıştırdığımızı ortaya koyuyor.
İmam hatipli öğrencinin konuşması yadırganıyor. Oysa konuşmayı protokol sıralarından dinleyen Başbakan da imam hatip lisesi mezunu... Hükümet üyelerinin bazıları, Meclis'in büyük çoğunluğu ve yeni atanan bürokratların önemli bir bölümü de öyle...
Biz hala imam hatip mezunları üniversiteye girerlerse, ülke yönetiminin başına geçerler mi diye tartışıyoruz.
Dünya bize resmen 'ılımlı İslam ülkesi' muamelesi yaparken biz hala 'laiklik elden gidiyor mu?' tartışmaları yapıyoruz.
Çarşaflı bayan olayı da böyle... Çağdaş giyimli bir öğretmen kızı öğretmen evine sokulmazken, biz öğretmenevine çarşaflı bayan girdi mi, girmedi mi diye tartışıyoruz.
Önce dinci gazeteler olayı başka bir yöne çekmek için çarşaflı kadının aslında erkek olduğunu öne sürdüler.
İşin öyle olmadığı kısa sürede anlaşıldı.
Acaba öyle olsa ne olurdu?
Çarşaflı biri (isterse içinde erkek olsun) elini kolunu sallayarak öğretmen evinin kapısından girebiliyorsa ne fark ederdi ?
* * *
Kadının erkek olmadığı anlaşıldıktan sonra dinci olmayan gazeteler olaya el attı ve onlar da konuyu başka bir çarşafa dolaştırdı.
Bu gazetelerde de çarşaflı kadının öğretmenevine yolu kısaltmak için girdiği savları yer aldı.
Sorun bu da değildi...
Konu çağdaş giyimli öğretmen kızı kapıda bekletilirken, çarşaflı kadına engel çıkarılmamasıydı.
* * *
Hürriyet Gazetesi'nin olayın üzerine saldığı iki tecrübeli muhabir öğretmen evinin krokisini yapmışlar. Çarşaflı bayan H.B. ile konuşmuşlar ve olayı çözmüşler. Şöyle ki:
Öğretmenevinin 2 girişi (veya çıkışı) var.
Tecrübeli muhabirler bölgeyi gezerek ve H.B. ile görüşerek yolu geçiş amacıyla kullandığını öğrenmişler.
Muhabirler sanki zihinlerde bir soru işareti yaratmaya çalışıyorlar: Çarşaflı bayan öğretmen evine alınmadı, öyleyse çağdaş giyimli bayanın da alınmamasında haklılık payı olabilir mi?
Zurnanın 'zırt' dediği yer işte burası...
Soru sorma şekli ile konu saptırılıyor:
-Çarşaflı kadın öğretmenevine girdi mi, girmedi mi?
Cevap:
-Girmedi.
Soru:
-Öyleyse orada ne arıyordu?
Cevap:
-Kızına çeyiz arıyordu. Çarşıya giden kestirme yolu kullandı.
Oysa soru şöyle sorulmalıydı:
-Çağdaş giysili genç kız neden içeri alınmadı?
Cevap o zaman şöyle olacaktı:
-Giysileri nedeniyle...
Bu arada içeriden bir çarşaflının çıkması işin sadece tuzu biberiydi.