Cari Açık hesabındaki büyük hata
Abone olMilliyet gazetesi yazarı Güngör Uras'tan Cari Açık rakamlarına ilişkin çaprıcı bir yazı...
"Geçen hafta açıklanan Cari Açık hesabında hata
var!"
Bu iddianın sahibi ekonomi gazeteciliğinin duayen ismi Milliyet Yazarı Güngör Uras'a ait.
Uras'ın bu iddiasının arkasında ise "nereden geldiği belli olmayan 12.4 milyar dolar" var.
İşte Uras'ın iddiası ve rakamlarla Cari Açık miktarı..
2011 yılı açığı 77.0 milyar dolar değil...
"Net Hata Noksan / Nereden Geldiği Belli Olmayan Döviz" kalemi olan 12.4 milyar doları açıklanan bu rakamdan düşürmek zorundayız. Açığımız net olarak 64.6 milyar dolardır. Açığımızın GSYH'ya (Milli Gelire) oranı da yüzde 10.0 değil, yüzde 8.4...
El insaf: Ülkeye 2011'de 78.0 milyar dolar
döviz girmiş... 66.6 milyar doların nereden geldiği belli. Yüzde
16'sı büyüklüğündeki dövizin 12.4 milyar doların nereden geldiği
bilinmiyor. Olur mu böyle şey?
El insaf: Nereden geldiği belli olmadığına göre bu
dövizler nakit olarak ülkeye giriyor. 12.4 milyar dolar döviz
(kağıt para olarak) bavula sığmaz, kamyon ile getirilemez. Hadi
diyelim ki çuval çuval katır sırtında hudutdan içeri sokuldu. Bu
dövizler yastık altında mı saklanıyor? Piyasaya çıkmıyor mu?
Piyasaya çıktığı an banka sistemine girecek. Nereden geldiği belli
olacak...
Görülüyor ki 'Nereden geldiği belli olmayan döviz' bir sokak efsanesi. Ardında hesap hatası var. Cari açık, temelde dış ticaret açığına dayanıyor. Dış ticaret açığı ihracat geliri ile ithalat gideri arasındaki farktan oluşuyor.
Eğer ihracat ve ithalat hesabı yanlış ise dış ticaret açığı rakamı da yanlış. Cari açık rakamı da...
Dış ticaret açığının yanlışlığını izlemek zor. Ama cari açık hesabı yanlış ise aradaki fark "Net Hata Noksan" veya "Nereden Geldiği Belli Olmayan Döviz" rakamına yansıyor. Cari açığı büyütüyor.
HATA BUNUN NERESİNDE?
Okuyucularımızdan Gümrük Müşaviri Sayın Akif Parlatan yanlış hesaplamayı sergileyen geniş bir çalışma yapmış.
Akif Parlatan'ın çalışması, "Net Hata ve Noksan / Nereden Geldiği Belli Olmayan Döviz" farkının ithalat ve ihracat rakamlarındaki hesap hatasından kaynaklandığını ortaya koyuyor.
Akif Parlatan diyor ki;
* Dış ticaret gelir ve gideri hesaplanırken ihracatta FOB kıymet, ithalatta ise CIF kıymet baz alınmaktadır. İhracat gelirlerinin hesaplanmasında FOB kıymetin baz alınması ihracatımızın olduğundan daha düşük değerde açıklanmasına neden olurken (Yurtdışına yapılan satışların bedelleri FOB kıymet üzerinden değil, teslim bedeli üzerinden gelmekte) ithalatta da CIF kıymetin baz alınması, ithalatı olduğundan büyük göstermekte.
* İthalatta, vergi kaybını önlemek ve yerli sanayimizi korumak
amacıyla, referans fiyat, gözetim, kayıt formu gibi tarife dışı
engeller uygulanmaktadır.
Bu uygulamalar nedeniyle gümrük beyannamesinde verginin
hesaplanmasında baz alınan CIF kıymet birçok defa gerçek değerin
üzerine çıkmakta.
Vergi kaybını önlemek, ithalatı zorlaştırıp yerli sanayi korumak açısından bu uygulama doğrudur. Yanlışlık, TÜİK'in gerçek mal bedeli yerine ithalat değerinin çok üstünde olan CIF kıymeti cari açık hesaplamasında baz almasından kaynaklanmaktadır.
ARTIŞ KAĞIT ÜZERİNDE
1- Gözetime tabi bazı mallarda da referans fiyat uygulaması
olduğundan ithalatçılar gözetim belgesi alabilmek için gerçek
değerden değil referans fiyattan fatura kestirmektedirler.
(İthalatçıların fazla vergi ödeyeceklerini bile bile mal değerinden
yüksek fatura kestirmelerinin nedeni gözetim belgesi alamama
riskinin yanında gözetim belgesi alabilmek için, noter, yeminli
mali müşavir, gümrükçü masrafı ve zaman kaybının önüne geçmek
istemelerinden kaynaklanmaktadır.)
2- İthalat rakamını şişiren bir diğer neden de FOB gelen mallarla,
CIF, CIP vb. gelip de sigorta poliçesi veya navlun faturası ibraz
edilmemesi durumunda sigorta için mal kıymetinin %3'ü navlun içinde
%10'u kadar bedel eklenmesidir.
(Yani navlun ve sigorta için toplamda mal bedelinin %13'ü ithalat
bedeline ekleniyor. Kısaca bu tür işlem uygulanan mallarda ithalat
değeri gerçekte yurtdışına ödenen ithalat dövizinden %13 daha
yüksek çıkmaktadır.)
3- Serbest bölgelerde de FOB giren mallar CIF/CIP vb. teslim
şekliyle satılacaksa navlun için mal bedelinin % 10'u, sigorta
içinde % 3'ü kadar bedel ekleniyor.
(Serbest bölgelere FOB girip CIF/CIP vb. teslim şekilleri ile
Türkiye'ye satılan mallardaki ithalat rakamı gerçek değerden %13
daha yüksek olmaktadır.)
4- İhracat geliri de hesaba eksik giriyor. İhracat gelirlerinde
sadece mal bedeli (FOB) kıymet esas alınmakta, oysa CIF, CIP, CPT
vb. teslim şekilleri ile yapılan satışlarda navlun ve sigorta
bedeli de yurt dışından döviz olarak gelmekte ve ülkemizde
kalmakta.
(Satış bedelinin değil de sadece FOB kıymetin esas alınması da
ihracat gelirlerinin düşük gözükmesine neden olmaktadır.)
ABARTMAYA GEREK YOK
5- Serbest dolaşıma giriş rejimine tabi tutulacak tekstil
ürünlerinde "kayıt belgesi" alınmakta ve bu belge alınırken kumaş
elyaf detay formuna göre fiyatlandırma yapılmakta bazen malın
kıymeti %100 artmaktadır.
(Serbest Dolaşıma Giriş Rejimi'ne tabi tutulan tekstil ürünlerinde
kayıt formu alırken kumaş elyaf detay formuna göre yapılan
fiyatlandırma da ithalat giderlerinin yüksek çıkmasının nedenleri
arasındadır.)
6- Hava yolu ile gelen mallarda kitap fiyatı uygulanmakta ve
navlunu ödenmiş bedel üzerine navlun farkı adı altında tekrar bir
bedel eklenmektedir. (Hava yoluyla bir yıl içinde 300 binin
üzerinde mal geldiği düşünülürse ciddi rakam farklılıkları ortaya
çıkacaktır.)
Ben iktisatçı olarak tartışmayı açıyorum. Önemli olan hatanın
düzeltilmesi.