Çapan'a göre siyasetin yeni yıldızı
Abone olCumhuriyet'te yazan Gürbüz Çapan, AK Parti ve CHP'nin zemin kaybettiğini öne sürdü. Çapan'a göre siyasetin yükselen yeni bir yıldızı var.
Cumhuriyet Gazetesi'nde köşe yazıları kaleme alan Esenyurt
Belediyesi eski Belediye Başkanı Gürbüz Çapan, AK Parti ve CHP'nin
gün geçtikçe buharlaşıp, zemin kaybettiğini öne sürdü. "Siyaset
Zemini" başlıklı yazısında Çapan, siyasette yeni bir yıldız
doğduğunu ifade etti:
- Zemin, sağlamlıkla eşdeğerdir. Taş zemin, toprak zemin, kaygan
zemin, bataklık vs.
Doğal toprak zeminler vardır. Belirli yükler taşır. Fazla yüklersen
kayma olur. Bir de deprem gibi yer hareketleri olursa önce vıcık
vıcık kayganlaşır (sıvılaşma denir), kayar. Yollar yarılır ya da
deprem bölgelerinde gördüğümüz bildik yarılmalar olur.
Bazen de suni zeminler vardır. Su drenajı yapılmış, sıkıştırılmış
toprakla yeni alanlar elde edilir. Hatta kayma, sıvılaşma olmasın
diye ihata duvarlarıyla çevrilir. Arazi çok sorunluysa ''beton
kazıklar'' çakılarak ihate edilir. Ama bunların hiçbiri yer
hareketlerine (deprem, heyelan vs.) dayanıklı değildir. Türkiye
2002 Kasım seçimlerinde dış güçlerin, içerideki güç odaklarının ve
basınımızın ''ince ve derince'' çaba ve çalışması sonucu iki
zeminli siyasal alan yaratıldı. Umut bunlara bağlandı. Umut, renkli
uçurtmanın tellerine takılmış adak bezi gibi göklere salıverildi.
Halkımızın umutları bir balon gibi göklere savruldu. 3. binyılda
yeni umutlar... Giderek umutlarla da mesafemiz açılır oldu...
AKP
AKP, sağda bir yığın umudu kırılmış unsurları toplayarak
Cumhuriyetin en geniş koalisyonlarından birini becerdi.
Stratejisi olmayan AKP önderleri, taktik bir başarıyla, yılgın,
umutsuz, halk yığınlarını harekete geçirerek, yüzde 34 oyla
Meclis'in yüzde 68'ini alarak, umutlanmaya ve inanmaya muhtaç
halkımızı inandırdı ve umutlandırdı. Bir yıl, iki yıl, üçüncü yıl
derken balonlar bir bir patlamaya başladı. İşin tuhafı, ilk umudu
sönenler de önderlerin kendileri oldu. Hayalleri kâbusa dönüşmeye
başladı. Birikmiş devasa sorunların altında ne kadar minicik
olduklarını önce onlar fark etti.
Metre ayarı bozuk önderler, metrajsız serbest atış yapmışlardı. Bir
de baktılar ki halk (basının da canlı desteğiyle) metraj yapıyor.
Şaşırdılar. 9000 km. yol (hem de duble), işsizlik kalmayacak dendi,
kalkınma (Kalkınıyoruz maşallah, ama işsizlik artıyor), borçsuz,
faizsiz bir hayat demişlerdi (Son yılların en büyük borçlanmaları
yapıldı), yolsuzluk önlenecek demişlerdi (Ne yalan söyleyeyim, ben
de inanmıştım), şimdi en ufak örgütleri görünce öncekilere rahmet
okutur oldular. Maşallah hepsi de janti çocuklar. Briyantinli
saçlar-bıyıklar, siyah cızgılı elbiseler, hareketleri aynılaşmış ,
konuşma tarzları sanki bir piyeste rol yapıyormuş gibi. En son
kabineye giren bakanların bile, ''Kimse kusura bakmasın ama'' diye
besmele çekmesi tornadan çıkmış gibi!
Tahammülsüzlük, daralma, iktidarı paylaşamama, giderek TİRAN'laşma,
oligarşi bile sevimli kaldı yanlarında.
AB ve ABD dayatması, bir yandan da yoksulların çığlığı delirtiyor
AKP önderlerini. İstanbul Üniversitesi ikna odaları kurmuştu,
türbanlı kızlar için. Şimdi bunlar 20'lik mebus ikna yemekleri
düzenliyor.
''Kol kırılır, yen içinde kalır'' la başlayan laflar. Kol kırılınca
doktora gidilir, doktora... O dediğiniz, doktor olmadığı zamanlar
içinmiş...
CHP
CHP'ye gelince, bütün zamanların en genç önderinin öncülüğünde,
dost kılıklı, düşman yürekli, kendi müritlerine zalim, düşmana
gelince gülücük saçan, içeriye şahin, dışarıya serçe, Tanrı onu
saçlarını tarayıp sabah yürüyüşünden sonra özel kalemini arama,
sonra iki saat partililerini azarlamakla görevlendirmiş!
Hem küfredip hem de CHP'ye oy veren sapkınların haklarından gelme
ödevlerini yerine getirmekle görevli sayar kendini.
Bütün bunların müsebbibi, başkaları tarafından, ilmi şartlara uygun
olmayan şekilde, alelacele düzenlenmiş arazi parçasıdır.
Değirmendere kıyı şeridi gibi. Bir sabah ''Deniz'in'' yuttuğunu
görüp şaşıracaksınız. Atalarımız gibi şaşıracaksınız. Bir
bakmışsınız, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan gitmiş, bizim sultan
dedelerimiz şaşırmışlar. Şimdi de bu araziyi zorlayarak üretenler
şaşacak! Bu araziyi çünkü ''Deniz'' yutacak...
AKP ve CHP çatal kazık gibi gelmiş saplanmış bağrımıza. Bu kazığı
çıkarıp yeni seçenekler yaratmak için bütün yurttaşlara görev
düşüyor. Başta S. Demirel ve E. İnönü 'ye. Halkı bu korsan
çadırlardan kurtarmak biraz da sizlerin görevi...
SHP
Sağı bilmem ama biz solda SHP'yi yeni umut, yeni seçenek yapmak
için yerimizden kalkıyoruz. Bu kavgaya, bu sevdaya halkı ve
ülkesini seven herkesi davet ediyoruz. Mehdi gelmiyor...
Beklemeyelim. Haydi sorunlarımızı kendimiz çözelim...
Yazı: Gürbüz Çapan
Kaynak: