Cansu Dere'den seks iddiası
Abone olManken Cansu Dere, Yiğit Karaümehmet'e konuştu. "Metro Palas" dizisinde oynayan Cansu, "seks hakkında konuşmuyorum diyen yalan söyler" dedi.
"Metro Palas" dizisinde oynayan Cansu Dere: "Arkadaşlarımla
seksten de bahsediyoruz . Çünkü hayat yemek tariflerinden konuşarak
geçmiyor" Beşiktaş'ta eski, kullanılmayan bir fabrikada Cansu
Dere'yi bekliyoruz. "Ne işiniz var orada?" demeyin çünkü Dere
burada bir katalog çekecek. Bize de orada randevu verdi. Ama hiç
şikayetçi değiliz çünkü bina fotoğraf çekimi için çok uygun bir
yer. Orada set ekibiyle otururken Cansu Dere düşük bel yeşil
eşofman altı, düz siyah salaş bir atlet ve kocaman bir çantayla
içeri girdi. Yüzünde hiç makyaj yoktu, saçlarını da basit bir
atkuyruğu yapmıştı. Yine de çok güzeldi. Üstelik dizi çekimleri
uzadığı için saat 05.30'da yatmıştı. Yani yorgundu da. Makyaj, saç,
röportaj çok uzadığı için son sorularımı soramadım. Ama onlar da
artık herkesin ezberlediği, benim de üstüme kalmasın diye sormayı
düşündüğüm Okan Bayülgen'le ilgili olanlardı. Zaten özel hayatıyla
ilgili pek konuşmak istemiyor. Yok, bu bir manken klasiği olan
"Özel hayatımdan konuşmam" değil. Gerçekten çok gereksiz bulduğu
için girmiyor o konulara. Ama onun dışında ilk dizisi "Metro
Palas", orada oynadığı kentli avukat kız Nazan, seks ve
arkadaşlıkları hakkında bol bol konuştu. Siz gerçekte de bir "Metro
Palas" hayatı mı yaşıyorsunuz? Üniversitede okuyorum. Şehirde
yaşıyorum ve bir şehir kadınıyım. Kendi paramı kazanıyorum ve kendi
hayatıma sahibim. Evet, kız arkadaşlarımla baş başayken farklı
şeylerden konuşuyorum. Metropol hayatının verdiği mutsuzluklarım da
var tabii. İş öne geçiyor. Eskiden yaşanan ilişkiler bana masal
gibi geliyor. Bana bir metropol kadını tipi çizebilir misiniz peki?
Temel özelliği nedir metropol kadınının? Şehirde yaşar ve çalışır.
Bu kadar mı? Güzel bir hayat bence. Kendi başına yaşamak çok iyi
bir şey. En azından diğer alternatifleri düşündüğümde çok memnunum.
Diğer alternatif nedir? 18-20 yaşında evlenmektir. Eşinle beraber
yaşamak ya da ailenle birlikte oturmaktır. Sonuçta ben de 1998'ten
beri ayaklarımın üzerinde duruyorum. "Cinsel hayatımızı sakladıkça
daha komik duruma düşüyoruz" Sizin diziniz "Sex and the City"nin
Türk versiyonu mu? Dört kız olunca öyle sanıldı ama değil. Bizimki
şehir dramı. Peki sizce o dizinin aynısı Türkiye'de çekilebilir mi?
Hayır. O, New York'ta çekiliyor ve orası için bile radikal bir
dizi. Türkiye'de tamamen aynı olamaz. Onların kültürüyle bizimki
farklı. Ama seks her yerde aynıdır. Kadınlar da... Türkiye'de dört
kadın bir araya geldiğinde seks konuşmuyor mu? Konuşuyorlar tabii
ki. Kim konuşmaz ki? Ben seksten konuşmuyorum diyen yalan söyler.
Hayat sadece yemek tarifinden konuşarak geçmiyor. Seks de
arkadaşlarımızla konuştuğumuz konulardan biri. Dizi Türkiye'de
geçtiği için mi seksten bu kadar az konuşuluyor? Hayır, konuşuyoruz
ama çok sert ifade etmiyoruz. Tabii ki seks hayatları olduğu
hissettiriliyor. Zaten seks hayatım yok diyen yalan söyler.
Sakladıkça komik duruma düşüyoruz bence. Zaten Türkiye'deki problem
bu. Ne kadar bastırırsanız o kadar sapıklık çıkıyor ortaya. Seks
biraz daha açık konuşulsa daha iyi olacak. Sizin de o kadar yakın
kız arkadaşlarınız var mı? Var tabii. Yakın dostlarım var. Siz bir
araya geldiğinizde nelerden bahsedersiniz? İşten, hayattan,
erkeklerden, seksten... Bizi çok anormal bir hayat yaşıyoruz
zannediyorlar. Biz sadece kameranın önündeyiz. Benim de içki
içtiğim, eğlenmeye çıktığım ya da televizyonun karşısında
uyukladığım oluyor. Bir fark daha var. İnsanlar senin
yaşadıklarınla ilgili yorum yapıyor. Ayrılığına 70 milyonun şahit
olması pek sevimli değil. "Laila ve Reina'ya gidenler
eğlenmiyorlar, herkes birbirine bakıyor çünkü" "Rock festivallerine
ya da büyük partilere gidiyorum. Orada insanlar bana bakmıyorlar.
Onlardan biriyim çünkü. Ben de 24 yaşındayım" Sizi ben partilerde,
konserlerde çok sık görüyorum. Evet. Sevdiğim şeyler olunca
gidiyorum. Laila-Reina tarzı eğlenceyi tercih edenlerden değilsiniz
yani... Reina'ya hiç gitmedim, Laila'ya da yemeğe gittim sadece.
Buralar kötü demiyorum. Tarz meselesi, benim tarzım bu değil. Orada
insanların eğlenmediğini düşünüyorum. Herkes birbirine bakıyor. Ben
daha rahat olmayı seviyorum. Rock festivallerine ya da büyük
partilere gidiyorum. Orada insanlar bana bakmıyor. Onlardan biriyim
çünkü. Ben de 24 yaşındayım. Sadece farklı işlerdeyiz o kadar. Öyle
partilerde kızlar daha çok dışlıyor beni. Ya erkekler? Onlar sadece
bakıyor. Bu zamana kadar en çok nerede eğlendiniz? Safran'da
düzenlenen uluslararası bir gay partisinde. Gus'ın partisi. Gay
arkadaşlarınız çok mudur? Evet. Bence muhteşem insanlar. Kendimi
inanılmaz rahat hissediyorum yanlarında. Düşünce ve yaşam
tarzlarına bayılırım. "Arıza biriyim, babam bile beni 'Asık suratlı
kızım' diye sever" Kime Cansu Dere'yle röportaja gideceğim desem,
herkes aynı şeyi söyledi. Çok güzel ve düzgün bir manken
olduğunuzu... Sizce de öyle misiniz? Kendimi dünyanın en güzel
kadını hissettiğim de "Tanrım bu ne!" diye aynaya baktığım da
oluyor. Düzgünlüğe gelince bu işe başlayanların iki amacı vardır:
Ya her gün gazetelere çıkıp para kazanıp gitmek ya da işini
yıllarca yapmak. Ben ikinciyi seçtim. Sizin hiç arızanız yok mudur
yani hayatta? Olmaz olur mu? Ben bütünüyle arızayım zaten. Şu
bahsettiğim şeyler normal değil. O insanı deli eden sakinliğim var
bir kere. Hayatta sürekli gülen, muhteşem kahkahalar atan insanlar
var ya. Ben anlamam öyle sürekli gülücük dağıtan insanları. Babam
bile "Asık suratlı kızım benim" diye sever. Ben de anormal bir
insanım. Normal olsam bu işi yapamazdım. Nasıl bu kadar ince
olabiliyorsunuz? İncelik bir yana çok fitsiniz. Spordan galiba...
Her şeyden önce çok şanslıyım. Küçüklüğümden beri tatlı sevmedim.
Hep sebze ağırlıklı beslendim. Daha çok yürüyüş yapıyorum. Bir de
yüzüyorum, bu beni çok rahatlatıyor. Diyet yapıyorsunuz sanırım. Bu
zaman kadar hiç diyet yapmadım. Çok da mutluyum. Nefret ederim
çünkü diyetten. Hayatımda hiçbir şey kısıtlayamam. "Onu yeme bunu
yeme" dediklerinde daha çok acıkıyorum. Yiğit
KARAAHMET/Milliyet